HDP’nin yeni yönetimi ve partinin YSP’ye entegre olması Diyarbakır’da nasıl karşılandı?

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Pazar günü Ankara'da yapılan 4. Olağanüstü Kongresi'nde Sultan Özcan ve Cahit Kırkazak, kullanılan oyların tamamını alarak partinin yeni eş başkanları seçildi. İki isim de partide büyük bir değişim olacağı yönünde açıklamalar yaptı. Ancak kulislerde HDP’nin "sessiz moda" girdiği yorumları yapılıyor.

30.08.2023, Çar - 11:46

HDP’nin yeni yönetimi ve partinin YSP’ye entegre olması Diyarbakır’da nasıl karşılandı?
Haberi Paylaş

BBC, HDP’deki değişimi, partinin yeni yönetimden beklentilerini ve Yeşil Sol Parti’ye entegre olması kararını Diyarbakır’da seçmenlere ve uzmanlara sordu

'Vekillik bile artık sosyal medya üzerinden yürüyor'

Yakıcı sıcakları ile nam salan Diyarbakır’da, mecbur kalmadıkça insanlar gündüz saatlerinde dışarıya çıkmıyor. Birçok insanın yüzündeki bezgin ifadenin tek nedeni sadece sıcaklar değil.

Siyasete dair sorulara yanıt verme isteği az. Birkaç başarısız girişimin ardından Sanat Sokağı'nda mikrofonu uzattığım Ramazan adlı yaşlı adam HDP'nin yeni eş başkanlarını tanımıyor. "HDP ya da YSP, ittifak yapmaktan ziyade saf bir Kürt partisi olarak kalmalı, Türkiye siyasetinde Kürtler ne istiyor ona yanıt aramalı çözüm için zorlamalı" diyor.

Bir kitapçıda çalışan Mehtap adlı genç kadın da mevcut siyasetin kendisine umut vermediğini söylüyor. Son seçimlerden sonra HDP’nin toplumdan kendini izole ettiğini düşünüyor.

"26 yaşındayım. Eski vekilleri hatırlıyorum. Halkla iç içiydiler. Şimdiki vekilleri tanımıyoruz bile. Son aylarda bölgede artan hak ihlalleri oluyor, Silvan’da köylülere işkence yapılmış ama aynı gün sahaya giden, tepki gösteren vekil yok. Vekillik bile artık sosyal medya üzerinden yürüyor" eleştirisini yapıyor.

Ofis semtinde, çay ocakları ve kebapçıların yoğunlukta olduğu meydana gidiyorum. Masalarda tek tük gençler var.

Sanayide kaporta ve motor işi yapan üç gencin yanına oturuyorum.

HDP seçmeni değiller ve yorum yapmak istemiyorlar. Ancak pandemiden sonra toplumda kolay yoldan para kazanma, zengin olma eğiliminin, haksız kazanç ve gayrimeşru yöntemlerin olağanlaşmasından duydukları rahatsızlığı dile getiriyorlar, "Siyaset kurumu bu soruna el atmalı" diyorlar.

'Sanki Sur olayları yaşanmamış gibi'

Az ilerde oturan ve HDP’ye oy verdiklerini söyleyen iki seçmenin yanına gidiyorum. Genç olanı, yaşlısına Sur’da yıkılan evinin yerine bir kafenin yapıldığını üzülerek anlatıyor.

Ömer Buyruk, Fatih Mahallesi Özdemir Sokak'ta yıkılan evi için sadece 260 bin lira alabilmiş. Bu para evinin yerine inşa edilen yapıyı almasına yetmemiş.

"İnsanlar çok acı çekti ama bugün baktığımızda sanki Sur olayları yaşanmamış gibi" diyor.

HDP’den tek isteği "halkla iç içe, halkı dinleyen, halkın sesine kulak veren" bir parti olması. ‘’Bu halk çok bedel ödedi, bunu unutmasınlar’’ diyor ve ekliyor:

"Yaşlı anam ölmeden 'Sur’u son bir kez göreyim' dedi ama yasaktı, göremedi. Ölünce Surların kıyısındaki Çiftehavuzlar Mezarlığı'na gömdük. Dün eski evimizin oradan geçtim, bahçemizin olduğu yere minderler serilmiş, zenginlere mesken olmuş, içim acıdı."

Ömer’in büyük oğlu iki yıl önce Almanya'ya iltica etmiş, "Küçüğünü de göndereceğim" diyor.

Emin adlı yaşlı adam da "Sosyal güvence yok, gençlerin hayallerine bu ülkede yer kalmadı, genç olsam ben de durmaz giderdim" yorumunu yapıyor.

Ömer de Emin de, siyasetin insanların sorunlarını çözmekte pasif kaldığını düşünüyor, HDP’de halkın etrafında kenetlendiği bir lider olmayışından dert yanıyor:

"Selahattin Demirtaş gibi halkın seveceği, benimseyeceği liderler olmalı. Yoksa zor…"

Haberde adını kullanmamızı istemeyen 29 yaşındaki muhasebeci genç kadın da seçimden sonra birçok gencin Türkiye’den gittiğini, toplumda büyük bir geçim kriz olduğunu söylüyor; siyaset kurumunun da partiler'n de toplumun sorunlarının çok gerisinde olduğunu söylüyor. HDP’yi destekliyor ancak partisini eleştirmekten de geri durmuyor.

"Ben vatandaş olarak korkarım ama beni temsil eden vekil de, parti de korkmamalı. Korkmadan konuşmalı, gözünü budaktan sakınmamalı. Lafı gevelememli. Cesur olmalı ki, halk da ondan cesaret almalı…"

Ruhavioğlu: HDP, tepesindeki riskler nedeniyle kendini uyku moduna aldı

BBC'ye konuşan Kürt Çalışmaları Koordinatörü Reha Ruhavioğlu ise ‘HDP’nin "tepesindeki riskler nedeniyle kendini uyku moduna aldığı’’ görüşünde.

HDP’nin bugüne kadar en iyi çıkışlar yapan Kürt partisi olduğunu söyleyen Ruhavioğlu, "Halbuki HDP gibi bir parti, kapatılacak mı, hazine yardımı mı kesilecek mi gibi risklerden korkmamalıydı" diyor.

Ruhavioğlu'na göre HDP'den ziyade, misyonunu devrettiği YSP’nin Eylül ayı sonunda yapılması beklenen kongresi daha dikkatle izlenmeli. HDP ise kemik seçmeni dışında kendisine oy vermeyenlere gidip neden oy vermediklerini anlamalı, özellikle de son seçimde oyunu almadığı Kürt seçmenleri dinleyip, onlar üzerinden siyaset inşa etmeli.

Ruhavioğlu ayrıca HDP ve cezaevindeki eski eş genel başkan Selahattin Demirtaş’ın iki ayrı kulvar gibi görülmeye başlandığını, bu durumun HDP’nin yapısal sorunlarından biri olduğunu savunuyor.

"Silahlı hareketle sivil alandaki aktörler arasındaki ilişkilerin de yeniden gözden geçirilip zamanın ruhuna uygun dizayn edilmesi gerekir" diyen Ruhavioğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Bu böyle olmazsa, HDP’nin kendi içinde yapacağı tartışmalardan değişim sonucu çıkamaz. PKK’nin Türkiye sathında silah bırakıp bütün sorumluluğu ve siyaseti HDP’ye devrettiğini ilan etmesi lazım…"

Vahap Coşkun: Parti kademelerinde ve tabanda siyaset değişikliği beklentisi yüksek

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Siyaset Bilimci Vahap Coşkun da, HDP’lilerin partiyi resmi olarak açık tuttukları ancak fiili olarak kapattıkları görüşünde.

Anayasa Mahkemesi'nin kapatma davası kararına kadar partinin tüm teşkilatlarının pasif alana çekildiğini belirten Coşkun, Ruhavioğlu gibi, YSP Kongresi'nin daha dikkatle izlenmesi gerektiği kanısında.

Coşkun'a göre HDP, son seçim sonuçlarından ders çıkarmalı:

"HDP yüzde 10'un altına düşmüş bir parti. Daha önce umut vadederken artık böyle olmadığı düşünülebilir. Eğer kadrosunun yanı sıra parti teşkilatında da ciddi değişiklik yapmazsa bu düşüş trendinin devam edeceğini gösteren işaretler de var. YSP’nin kongresi HDP’nin de kaderini belirleyecektir."

"Bu başarısızlığın muhasebesi yapıldı mı, yapılmadı mı? Bu konuda bir belirsizlik var gibi gözüküyor" diyen Coşkun, sözlerini şöyle tamamlıyor:

"YSP’nin kongresinden çıkacak en önemli şey, yanıt bulması gereken en önemli soru ise 2015’den beri devam eden muhalefete angaje siyasetin sürüp sürmeyeceği. İktidar ile yeni bir sayfa mı açılacak? Yerel seçimlere yalnız mı girecek, yoksa ittifak mı yapacak? Tüm bu sorulara net yanıtlar verilmeli."

BBC
Bu haber toplam: 6283 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:30:39
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x