DSG Komutanı: Şam’la görüşmeler tıkandı, savaş ihtimali büyüyor

DSG komutanı Sipan Hemo, Al-Monitor’a verdiği röportajda, “Suriye’nin geleceğini güvence altına almak için diyalog sürüyor, ancak savaş ihtimali de çok gerçek” dedi.

ABD arabuluculuğundaki birleşme süreci tıkandı

Suriye’nin geçici hükümeti ile Kürt liderliğindeki Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında, ABD gözetiminde yürütülen entegrasyon görüşmeleri hâlâ sonuç vermedi.

Mart ayında imzalanan ve Aralık ayına kadar birleşmeyi öngören tarihi anlaşmaya rağmen, taraflar somut bir ilerleme sağlayamadı.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack kısa süre önce “görüşmeler olağanüstü iyi gidiyor” açıklamasında bulunurken, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani aynı gün Al-Monitor’a “hiçbir olumlu ya da pratik adım atılmadı” dedi.

Taraflar başarısızlığın sorumluluğunu birbirine yüklüyor. Geçici hükümet yetkilileri Kürtleri “maksimalist” taleplerle süreci kilitlemekle suçlarken, Kürtler Şam’ı samimiyetsizlikle itham ediyor: “Tüm ülke kontrol altına alındığında bizi dayatma yoluyla teslim almak istiyorlar.”

ABD’nin artan baskısına rağmen diyalog sürüyor. Ancak her geçen gün bir anlaşmaya varılamaması, yerel çatışmaların geniş çaplı bir savaşa dönüşme riskini artırıyor.

“Savaş ihtimali gerçek”

2018’de Türk güçlerinin Afrin’i ele geçirmesinden önce bölgedeki komutanlık görevini yürüten DSG komutanı Sipan Hemo, Al-Monitor’a yaptığı açıklamada, “Savaş hazırlıkları öncelik kazandı. Bu ihtimali göz ardı etmiyoruz” dedi.

Hemo’nun röportajı, Suriye geçici devlet başkanı Ahmed Şara’nın 10 Kasım’da ABD Başkanı Donald Trump’la Beyaz Saray’da görüşeceği açıklanmasından önce yapıldı.

Hemo, “Bizim için savaş da, barış da bir stratejidir; ama hedefimiz diyalogla anayasal bir çözüm bulmak” ifadelerini kullandı.

“Entegrasyon yok, tek taraflı adımlar var”

Hemo, Mart 2025’te DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile geçici hükümet lideri Ahmed Şara arasında imzalanan taslak anlaşmaya atıfla, “O günden bu yana tek bir somut adım atılmadı” dedi.

“Biz anlaşmaya bağlı kaldık. Suriye’nin tamamının demokratikleşmesini istiyoruz. Ayrılıkçı bir gündemimiz yok. Ancak sürekli olarak bize karşı yalan propaganda yapılıyor.”

Komutana göre taraflar arasındaki en büyük ayrılık “entegrasyon” kavramının tanımında ortaya çıkıyor:

“Onlara göre entegrasyon, kendi kimliğini yok etmek, kendini inkâr etmek demek. Bize göre ise demokratik entegrasyon, kimliğini koruyarak birleşmektir. Bu yüzden süreci bu temelde yürütüyoruz.”

Hemo ayrıca geçici hükümetin tek taraflı adımlar attığını belirtti:

“Anayasa hazırlandı, bize danışılmadı. Parlamento seçimleri tiyatro gibiydi. Ortaklık nerede?”

“Demokratikleşme olmadan silah bırakmayız”

DSG’nin temel hedefinin Suriye’nin demokratikleşmesi olduğunu belirten Hemo, “Demokratik bir yönetim kurulursa biz de bu sürecin parçası olur, silahlarımızı bırakırız. Ama bugün böyle bir ortam yok” dedi.

Komutan, Şam’ı saldırılarla süreci baltalamakla suçladı:

“Biz savunma gücüyüz. Latakya(Lazkiye) ve Süveyda’daki katliamları gördükten sonra elbette savunmamızı güçlendirdik. Bu, meşru bir önlemdir.”

ABD’ye sitem: “Kiminle işbirliği yaptıklarının farkında olmalılar”

Sipan Hemo, ABD’nin çelişkili tutumundan da şikayet etti:

“ABD’nin özel temsilcisi son görüşmelerin bozulmasından bizi sorumlu tuttu. Anlam veremedim. Biz mutlakiyetçi, despot Baas rejiminden kurtulduk. Şimdi sakallı versiyonuna mı teslim olacağız?”

ABD’nin sürecin merkezinde olduğunu vurgulayan Hemo, “Bizim asıl muhatabımız Amerika’dır” diye ekledi.

“Üç özel tugay önerisi sözde kaldı”

Hemo, ekim ortasında Şam’da geçici hükümetin içişleri ve savunma bakanlarıyla yaptığı toplantıyı da anlattı:

“Görüşmeler pozitifti. Üç özel tugayın Suriye ordusuna bağlı olarak kurulması önerildi. Biz bu fikre açık olduk. Ancak bunlar sadece sözde kaldı. Ardından Şeyh Maksud’a yedi farklı noktadan saldırı düzenlendi. Bugün hâlâ Şeyh Maksud ve Eşrefiye kuşatma altında.”

“Nisan Anlaşması bir 1 Nisan şakasıydı”

Hemo, Halep’te Nisan ayında yapılan yerel yönetim anlaşmasına da değinerek, “O anlaşma tam bir 1 Nisan şakasıydı” dedi.

“Halep’teki Kürt mahallelerinin yönetimi için yerel bir yapı kurulacaktı, ama hiçbir madde uygulanmadı. Aksine, yollarımız iki aydır kapalı.”

Komutan, “Durum net. Savaş hazırlıkları öncelikli hale geldi. Ancak diyalog kapısı da kapanmadı” diye konuştu.

“Şam ülkeye tam hakim değil”

Hemo, Şam yönetiminin kontrol iddialarını da reddetti:

“Ülke fiilen parçalanmış durumda. Bizim bölgelerimiz dışında da birçok yer hükümetin kontrolünde değil. Doğu Guta’da bile ordu, Ceyş el-İslam’ın izni olmadan giremiyor. Bu koşullarda Suriye’nin istikrarlı olduğunu iddia etmek doğru değil.”

“Birlik içinde hareket ediyoruz”

DSG içinde bölünme iddialarını da yalanlayan Hemo,

“Ben 16 yaşımda Kürt hareketine katıldım. Bugün de Mazlum Abdi’nin yanındayım. Biz birey değil, bir kurum olarak hareket ediyoruz. Hepimiz halkımız için mücadele ediyoruz,” dedi.

Hemo sözlerini şöyle tamamladı:

“Demokrasi mücadelesi sadece Kürtler için değil, tüm Suriye halkı içindir. Bu mücadele bitmeyecek.”