Asrın Hukuk Bürosu, İmralı Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer müvekkillerinin aileleriyle telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini duyururken, görüşmenin detayları belli olmaya başladı.
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın durumuna ilişkin yazılı açıklamada, "İmralı Adası’nda tutulan müvekkillerimiz Sayın Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın aileleri bugün (27.04.2020) bulundukları yerlerdeki Savcılıklar aracılığıyla müvekkillerimizle birer telefon görüşmesi gerçekleştirmişlerdir. Kamuoyunun bilgisine sunarız" ifadelerini kullanmıştı.
Rudaw, Öcalan'ın görüşme sırasında, Barzani ve Talabani ailelerine selam gönderdiğini, "Kürtler arasında kan dökülmemeli" dediğini aktardı.
Görüşmeye dair açıklamada bulunan Mehmet Öcalan, "Görüşmemiz yaklaşık 20-25 dakika sürdü. Oğlum, avukat ve iki milletvekili ile birlikte gitmiştik ama bir tek ben konuştum. Diğerleri ile görüşmesine izin vermediler" ifadelerini kullandı.
Koronavirüsün cezaevini etkileyip etkilemediğiyle ilgili ise, Mehmet Öcalan, "Sağlık durumunu sordum, iyi olduğunu söyledi. Hastalığın İmralı adasına ulaşmadığını, mevcut durumda adada herhangi bir sorun olmadığını ifade etti. Ama yarın ne olur belli değil dedi" aktarımında bulundu.
Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalanla görüşmesinin detaylarına dair şu bilgileri paylaştı:
"Güney Kürdistan’a mesajı vardı. Kardeş Barzani’ye, Neçirvan Barzani’ye, Talabani ailesine ve orada Kürt halkı için mücadele eden şahsiyetlere selam söyledi. Kandil meselesini de ele aldık. Orada PKK ile Peşmerge yani KDP arasında gerginlik yaşandığını aktardım. ‘Uluslararası ülkeler gerginliği teşvik edebilir ama Kürtlerin birliğe ihtiyacı var’ dedi. ‘Kürdistan’ın tüm parçalarında Kürtler birlik olmazsa, uluslararası güçler bazılarına siz buradaki Kürtleri yok edin biz size bir devlet inşa ederiz diyebilir’ dedi. Bu güçlerin 100 yıldır Kürtleri kendi çıkarları için kullandığını belirtti. ‘Kürtler bir olmazsa biri kahvaltı, biri öğlen ve biri de akşam yemeği olur’ dedi.
1982’de Neçirvan Barzani’nin babası rahmetli İdris Barzani ile 10 maddelik bir protokol imzaladıklarını, protokolün Kürtler arasında kan dökülmemesini ön gördüğünü belirtti. Barzani ve Talabani ailelerinin Kürtler arasındaki birliğe öncülük etmesi gerektiğini, Kürtlerin buna ihtiyacı olduğunu söyledi. ‘Tabi Kandil de buna dahildir’ dedi. Kürtler arasındaki görüşme ve diyaloğun sürmesi gerektiğini ve kan dökülmemesi gerektiğini belirtti. ‘Kürtler kaybederse hep birlikte kaybederler’ dedi."