Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan sekiz yaşındaki Narin Güran'la ilgili soruşturmanın basına kapalı olarak yürütülmesine ve çocuğun hâlâ bulunamamasına tepki gösterdi. Tanrıkulu, gelinen noktada teknoloji sayesinde bilgi veya delile ulaşılmış olması gerektiğini vurguladı; savcılığın da düzenli olarak basın bilgilendirmesi yapması gerektiğini söyledi.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde kentteki gazetecilerle bir araya gelen Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı:
"Hepimizin içini acıtan bir olay var. Her gün, her an kulağımız ondan gelecek haberdedir. Narin Güran’ın akıbeti ile ilgili olarak, şehrimizde böyle bir olayın yaşanmış olması hepimizi çok derinden üzdü ve üzmeye de devam ediyor. Akıbeti konusunda henüz bir bilgi yok. Basına konulan yasak var. Ama 8 yaşındaki bir çocuğun Diyarbakır’ın yanı başındaki bir yerleşim yerinden bu şekilde kaybolmuş olması ve aynı zamanda 16 günde güvenlik güçlerinin kamuoyunu bilgilendirecek bir bilgiyi paylaşmamalarını ben üzüntüyle takip ediyorum. Bu kadar teknolojinin geliştiği bir ortamda, teknik imkanların geliştiği ortamda, 8 yaşındaki bir çocuğun akıbetinin bulunmamış olmasını ben kabul etmiyorum. Mutlaka akıbeti noktasında ilk günden itibaren bir bilgiye ve bir delile ulaşılması lazımdı. Basına kapalı olarak yürütülen soruşturma, en azından aralıklarla Cumhuriyet Savcılığının basına yapacağı açıklamalarla kamuoyunun beklentisini giderilebilir. Bu da yapılmıyor."
‘Kürtçe seçmeli dersle ilgili takipçi olacağım’
2024-2025 eğitim ve öğretim yılının 9 Eylül Pazartesi günü başlayacağını hatırlatan Tanrıkulu, Diyarbakır’da Kürtçe seçmeli ders başvurularının takipçisi olacağını da söyledi. Tanrıkulu, müdürlerin velileri yönlendirilmesine yönelik şikayetleri kendisine iletmesi çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
“Seçmeli ders noktasında ben Diyarbakır’daki müdürleri uyarıyorum. Her müdürün takipçisi olacağım ve buradan yurttaşlara söylemek istediğim; seçmeli ders noktasında müdürlerden yapılacak baskıyı kabul etmeyin, hangi okulun müdürü, yöneticisi varsa bize bildirin. Soru önergelerimizi verelim ve onları teşhir edelim. Milli eğitim yetkililerini ve müdürleri uyarıyorum. Çünkü geçtiğimiz yıl biz de biliyoruz ki seçmeli ders konusunda veliler yönlendirildi ve Kürtçe dersinin seçilmesi noktasında engelleyici bir tutum almışlardı. Parlamentoda bizim karşılaştığımız durum ise, talep yok ki öğretmen ataması yapalım oluyor. O yüzden de ben Diyarbakırlı hemşerilerime sesleniyorum, seçmeli ders noktasında öğrencilerimize bu bakımdan yönlendirici olun ve talepte bulunun ki sonuçta bunun bir talebe dönüştüğü, anadil eğitiminin bir talebe dönüştüğü görülsün.”