Milliyet gazetesi yazarı Pelin Batu'nun bugün yayınlanan 'Roboski mon amour' başlıklı yazısı.
Kimileri, külçe külçe altın kaçırırken Roboskili çocuklar 50 lira için çay ve tütün taşıyordu.
Kimileri ayakkabı kutularına milyonları tıkarken Roboskili çocuklar kara lastik çedikleriyle dağları aşıyordu.
Kimileri, bir polisi bacak bacak üstüne atıp “yakışıksız davrandığı” için görevden alırken 34 insanın üstüne defalarca bomba yağdıranlarda kusur ve ihmal dahi bulmuyordu.
Erdoğan, “Roboski olayı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmaz” diyordu. “Kaçınılmaz bir hata yapıldı” diyerek takipsizlik verdiler. Adaleti dehlize değil çöpe gönderdiler.
Aslında, kaçınılmaz hata, Şırnak’ta doğmak. Orada bir anne, baba, çocuk olmak.
“Ben Züleyha Encü’yüm. Devlet bombalarla abim Serhat Encü’yu paramparça ederek öldürdü. Abimin katledildiği yeri görmek ve oraya sadece bir karanfil bırakmak için annem ve babamla beraber gittim. Bunu suç sayarak beni ifadeye çağıran devletin savcısına sadece şunu sormak istiyorum. Benim abimin üzerine bomba yağdıranları cezalandırmıyorsunuz da sadece karanfil bırakan beni mi yargılıyorsunuz? Ben daha 12 yaşındayım, abimi 16 yaşında bombalarla öldüren sizler, beni de 12 yaşımda mahkemelerde cezalandırmak mı adaletiniz?”
Görüyoruz ki para nicelerini satın almış. Ama bu para Roboski’de işlemez. En iyi bildikleri şeyi sus payı olarak vermeyi denediler. Kişi başına 123 binlik kan parası. Aileler, kuruşuna dokunmadan 4 milyon lirayı Ankara’ya geri gönderdi. Çünkü tek istedikleri adaletti. Bir partiye ismini veren ve ülkemizde olmayan tek şey. Çocuklarının parçalarını poşetlere toplayıp kardeşlerinin önüne koyan bu insanların parayla alınamayacağını bilemediler. Bir anne dedi ki; “iki bakanın çocuğu yolsuzluğu ortaya çıkarıldı diye Türkiye’yi ayağa kaldırdılar. Ne yazık ki Roboski’yi unuttular.”
Onlar unutmuş olabilir ama biz unutmayacağız. Unutturmayacağız.
Roboski’nin ve Gezi’nin failleri hala meçhul ama biz kayıplarımızı sahipsiz bırakmayacağız.
Varsın Genelkurmay 34 kişiyi “savaş zayiatı” olarak görsün.
Varsın bir savcı Gezi’de gözünü kaybedip darp edilen 12 vatandaşın şikayetine dalga geçer gibi cevap vererek bir takipsizlik daha yapıştırsın.
Bu ülkede pek çok şey takipsiz olabilir...
Bu ülkede pek çok şey sahipsiz olabilir...
Ama hamdolsun hala gururumuz var, onurumuz var.
En önemlisi de hafızamız var.
Çocuklarımızı sahipsiz bırakmayacağız.
Sivas’ta, Maraş’ta hak yerini bulsaydı Roboski olmayacaktı.
Toplumlar boşu boşuna hatalarının üstlerine gitmez, soykırım anıtlarının önünde diz çökmez. Devlet eliyle işlenmiş katliamları için özür dilemez.
Bunu yapar çünkü hesap sorulmayınca, yüzleşme olmayınca, tekrarlanacaktır. Her siyasetçi oy toplamak için şov yapmaz, boş vaatlerde bulunmaz.
Geçmişin hataları tekrarlanmasın, temiz bir gelecek olsun diye yapar.
Görünen o ki biz o günlerden uzağız.
Levent Gök’ün dediği gibi devletin, vicdanın, adaletin sona erdiği andayız. Ama unutmayalım ki her son bir başlangıçtır. Utancımızı unutmadığımız sürece varız. Unutmayacağız.