Suriye’de Ayrılıkçı Talepler: ABD, İsrail ve İran Ne Diyor?

Suriye’nin kuzeydoğusunu(Rojava) kontrol eden Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile çeşitli azınlıklar, ademi merkeziyetçi bir yönetim talebini giderek daha yüksek sesle dile getiriyor.

Alevi kanaat önderlerinin “Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi” (PCCWS) adıyla yeni bir oluşum kurmaya hazırlandığı, Dürzilerin önde gelen dini liderlerinden Şeyh Hikmet Hicri, 25 Ağustos'ta Suriye'nin güneyinde otonom bir Dürzi bölgesi kurulması çağrısı yaptı.

Türkiye

Türkiye, Suriye’de elinde en fazla kart bulunan aktör olarak öne çıkıyor.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 28 Ağustos’ta yaptığı açıklamada Şam yönetiminin ülkenin birlik ve bütünlüğünü koruma çabalarına destek vereceğini duyurdu.

Ankara, DSG’nin omurgasını oluşturan YPG’ye “silah bırakma ve Şam’a entegre olma” çağrısı yaparken, 13 Ağustos’ta Şam ile imzalanan askeri mutabakatla iki taraf arasındaki işbirliği resmileşti.

ABD

ABD, bir yandan Türkiye’nin bölgede “baskın rolünü” memnuniyetle karşılarken diğer yandan Kürtlerle olan müttefikliğini sürdürüyor.

ABD’nin Suriye Büyükelçisi Tom Barrack, Washington’ın Kürtlerin bağımsız devlet kurmasını desteklemediğini belirtirken, “federalizmin altında bir yönetim modeline” kapı aralayan ifadeleri dikkat çekti.

Uzmanlara göre Washington, Şam yönetimi ile DSG arasındaki olası gerilimlerde doğrudan taraf olmaktansa arabulucu rolünü sürdürmeyi tercih edecek.

İsrail ve İran

İran ve İsrail’in Suriye politikalarında dikkat çekici bir ortak nokta var: Zayıf ve parçalı bir Suriye.

Uzmanlara göre İsrail, özellikle 7 Ekim 2023 sonrası güvenlik stratejisini Suriye’ye de yansıtarak ülkeyi bölünmüş tutmayı hedefliyor.

İran ise devlet dışı aktörler ve milis gruplar üzerinden ülke içine daha fazla nüfuz etmek için zayıf bir merkezi hükümeti avantaj olarak görüyor.

Her iki aktörün de Dürzi ve Alevi gruplara dönemsel destek verdiği, ancak Kürtlere açık askeri destek sağlamadığı belirtiliyor.

Arap Dünyası

Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Mısır gibi bölgedeki Arap ülkeleri, birleşik bir Şam hükümetinden yana tavır alıyor.

Körfez ülkeleri, DSG’nin geleceği veya bir Kürt devletinin kurulmasıyla ilgilenmektense Suriye’nin yeniden inşası ve ekonomik istikrarına odaklanıyor.