Trump’ın ani çıkışı Ukrayna savaşında ne anlama geliyor?

ABD Başkanı Donald Trump, 23 Eylül’de Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy ile New York’taki BM Genel Kurulu marjında yaptığı görüşmenin ardından sosyal medyada paylaştığı mesajla yeni bir çıkış yaptı. Trump, Ukrayna’nın Avrupalı destekçilerinin yardımıyla Rusya’nın işgali altındaki tüm topraklarını geri alabileceğini söyledi.

Yaptırımlar Gündemde mi?

Trump, Rusya’nın ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgularken, yeni yaptırımlardan doğrudan bahsetmedi. Ancak BM kürsüsünde Moskova’nın anlaşmaya yanaşmaması halinde “çok güçlü tarifeler” uygulamaya hazır olduklarını söyledi. Bu adımın etkili olabilmesi için Avrupa’nın da aynı önlemleri alması gerektiğini belirtti.

Kiev’e Taviz Baskısı Hafifliyor

Daha önce Kiev’in bazı topraklardan vazgeçmek zorunda kalacağını ima eden Trump’ın bu sözleri, savaşın geleceğine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Uzmanlar, bunun Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğü konusunda taviz vermeye zorlanmayacağına işaret ettiğini söylüyor.

ABD’nin Rolü Belirsiz

Trump, ABD’nin NATO’ya silah sağlamaya devam edeceğini, bu silahların Ukrayna’ya aktarılmasının Avrupa’nın elinde olduğunu söyledi. Bu, ABD’nin doğrudan daha fazla silah göndereceği anlamına gelmiyor. “Her iki ülkeye de başarılar diliyorum” sözleri, Washington’un barış arayışından geri çekilebileceği izlenimi yarattı. Ancak Trump, Putin’e güvenip güvenmediği sorulduğunda “Bir ay içinde göreceğiz” diyerek süreci tamamen terk etmediğini ima etti.

Kremlin’den Sert Tepki

Moskova cephesi ise Trump’ın açıklamalarını küçümsemeye çalıştı. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, “Müzakere etmeyenlerin durumu yarın daha da kötüleşir” diyerek, savaşın kendi şartlarıyla sürdürülmek istendiğinin altını çizdi.

Avrupa’da Temkinli İyimserlik

Avrupa başkentlerinde ise Trump’ın sözleri temkinli bir iyimserlik yarattı. Uzmanlar, ABD’nin engel çıkarmaması halinde Avrupa’nın mali yükü üstlenerek Ukrayna’yı daha fazla destekleyebileceğini söylüyor. Ancak hem Avrupa’da hem Kiev’de, Trump’ın çizgisinin kısa sürede yeniden değişebileceği kaygısı da sürüyor.