CORONA 19 SAVAŞÇILARI (1)

İnsan olarak açgözlüyüz, güç ve iktidar uğruna yapmayacağımız şey yok gibi. Doğanın bize sunduğu cennete bile ihanet ettik, etmeye devam ediyoruz. Barış içinde bir arada yaşayacağımıza absürt dinler ve ideolojiler geliştirip bunlar için birbirimizi boğazlıyoruz. Zapt-u rapt altına aldığımız bazı milletlerin dilini bile yasaklamaya kalkıyoruz. Hatta öyle sahtekârız ki ölüm sonrası cennetler vaat ediyoruz birbirimize. Hayvan türlerini bile azaltıyor gölleri, akarsuları kurutuyor, ormanların köküne kibrit suyu döküyor, bu da yetmezmiş gibi hayvanları canlı canlı yiyoruz. Tanrı adına acımasızca kafalar kesiyor, kadınlara “cariye” deyip el koyuyoruz. Bununla da yetinmeyen köleleşenlerimiz öyle ahmaklaştılar ki köle olmayı ret edenlere karşı birer katile dönüştüler ve artık bu ahmakların efendileri için yapmayacakları yoktur.

Aydın Dere

21.03.2020, Cts | 13:39

CORONA 19 SAVAŞÇILARI (1)
Makaleyi Paylaş

Bu dünyada yalnız olmadığımızı bir türlü anlamak istemiyoruz. Gözle görünmeyen, elle tutulmayan canlılara “Cin, İfrit” gibi isimler koyup, işlediğimiz tüm suçlara birer günahkâr arıyoruz. Adını “Şeytan” koyup ve boş bir kuyuyu taşlayanlara dönüştük. Salgın ordular kasırgalar gibi eserek geldi; kolera veba, domuz gribi, kuş gribi, Ebola, Corona ve adını daha bilemediğimiz bin bir türlü ordu; uçma ve sıçrama yetenekleriyle, ellerindeki sivri mızrakları ciğerlerimize saplamak üzere üstümüze üstümüze gelirlerken korkak adımlarla arkamıza bakmadan kaçıyoruz. Bu ordular kendilerinden kaçamayan yaşlılarımızı boğarlarken cesetleri üstüne “İyi bir miras bırakmadınız!” diye not bırakıyorlardır herhalde.

Çok güvendiğimiz gözlerimiz bunları görmeye muktedir olmadığı için “havar havar” diyor ve tanrılara sığındık. Çok sonraları bilimin gelişmesiyle gözle görülmeyen bu canlıların fosillerinden aşı üretip vücudumuzun bağışıklık sistemini güçlendirme yoluyla kendimizi güvene almaya çalıştıysak da kolay olmadı bu. Bu ordular yıllar sonra mutasyon değiştirerek tekrar geri geldiler. Tekrar aşı bulana kadar bu mızraklı ordulara karşı bu gidişle çok kayıp vereceğimiz kesin. “Belki de güçsüzlüğümüzü, çaresizliğimizi görüp bizlere acıyıp pozitif mutasyon geçirseler de öyle kurtulsak” diye umut ediyoruz. Anlayacağınız onların merhametine kalmışız şimdilik.

Bir gerçek var ki, Tevrat'a, İncil'e, Kur'an'a Budizm’e ya da herhangi bir dine, kitaba sığınmak bu yaratıkları daha çok çileden çıkarıyor. Biz günahkârları öyle bir terörize ettiler ki el sıkışamaz, yan yana gelemez, göz göze duramaz olduk ve evlerimizde karantinalara kapattık kendimizi. Çok akıllıydık(!)ya, dinimize ve ideolojimize göre birbirimizi aptal aptal suçlayıp duruyoruz. “Kapitalizm” diyor, “Yeni bir dünya düzeni” diyor, yok olmadı “ABD üretti” deyip çaresizliğimizden birçok komplo teorisi geliştiriyoruz. Kapitalizm; Şeytan, Cin, Ammar, Marid, İfrit gibi bir kavramlara dönüşürken, bizler korkudan evlerimize hapsolduk. Dehşet içinde şaşkınlığımız devam ederken, çok sevdiğimiz paranın da bu koşullarda pek değer ifade etmediğini de öğrendik sonunda. Fakat bir gerçek var ki tarihte ilk kez Corona 19 savaşçıları Kabe’yi, Vatikan’ı, camileri, kiliseleri, sinagogları kapattırıp dinlere diz çöktürdüler. Bununla da yetinmeyip spor ve eğlence mekânlarını da kapattılar.

Saldırgan Coronalardan bazılarını esir alıp laboratuvarlarda mikroskop altında bir milyon kez büyütüp yüzleşsek bile, onlar bize diş biliyor, parmak sallayıp tehditler savuruyor hâlâ.

“Sizler var ya sizler, iki ayak üzerinde yürüyüp kendilerini çok akıllı sananlar, sizler çok kudurdunuz, bizden çekeceğiniz var. Çocuklarınızı şimdilik bağışladık fakat sizleri değil!” diyorlar.

Yine de ders almıyor ve utanmıyoruz. Oysa çok çaresiz bir durumdayız ama aklımızda bir kimyasal silah geliştirip hepsini jenositten geçirmek var. Bu yeni nesil düşmanlara karşı etkisizleştirici silahları henüz üretememe beceriksizliğini havaların ısınmasına bağlayıp erteledik umutlarımızı. Esir aldığımız

Corana 19 savaşçılarından bazılarını laboratuvarda ısı işkencesine tabii tuttuk. Isıyı otuz dereceye yükselttiğimizde, Corona 19 savaşçıları “Oley, yaşasın, işte bu ısıyı çok sevdik!” diye sevinç naraları atınca bizim de korkumuz daha da arttı.

İnsanoğlunun bu barbarlığına karşı Corona 19 orduları akıl almaz bir strateji geliştirmiş, hayvanları canlı canlı yiyen, dünya nüfusunun en kalabalık olduğu Çin’den başlatmışlardı savaşı, fakat ABD titriyordu. Oradan Avrupa kıtasının İtalya’sında ikinci bir cephe savaşını, başka bir saldırı taktiğini de İspanya’da uygulamaya başladılar.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
9349 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:05:46

Aydın Dere

Yazarın Önceki Yazıları

2021’DE ASİL RUHA ULAŞMAK Nasıl bir ulusal tavır? Kürdler ve Uluslararası İlişkiler ZİMAN MİROV Û HEBUN - DİL İNSAN VE VAROLUŞ Medeniyetler Çatışması ve Kürdler Ezidiler’in çığlığı Kürdistan Davası Yeniden Doğuş Süreci ve Rojava Kürtler ve İdealizm Diriliş Ulus nedir ve Kürdlerin Uluslaşması Devletsizliğin Bitmez Azabı Ne olacak bu sefil ahvalimiz? Duh, îro gringî û pîrozîya Newroz'ê Sizlerden özür diliyorum Efrinli çocuklar Hollanda ve Kürdler Efrin ve uluslararası ilişkiler Efrin ya Kazanacak, ya Kazanacak! Londra’yı Gezerken... Dayan… Güneş Doğacak Üstüne! Kerkük ve Bağımsızlık! Yasaklı Dilin Yazarı Mehmed Uzun Eski Aydınlıkçı Ahmet Nesin Kime Çalışıyor? Ne Yapmak İstiyor? Hırvatistan Bağımsızlığın Mutluluğunu Yaşıyor İlk kez Birleşmiş Milletler'de Alevilik Tarih Lanetleyecek Hepimizi! Kutlu Doğum Haftası! Halepçe, El Enfal ve Devletleşmek Sağlıklı Bir Ulus Olmak İstiyorsak Düşünce Sistemin Bozuksa... Kürdler Neden Tuhaflaştı? 21. Yüzyılın 'Kürdistan yüzyılı' olacağı noktasında ortak bir düşünce var. Anadilin Ölümü Bir Halkın da Ölümüdür Sur'da Suriyeliler Seçmen Oldu, KCK Nerede? Çılgın Bir Plan Bir Kayıp Feryadı Türk Parlamentosu'ndan Ayrılma Zamanı Gelmedi mi? Kolombiya'da Savaş ve Barış Ahmet Altan ile Bir Anı Bir Röpörtaj... Kurtuluş Darbe ve Kürdler Günahkarız Yazıtlar Tapınağında Gerçekler Neden Acıdır? Biz Kürdler Aptal ve Türklerin Başına Belamıyız? AKP'de ki çatlaklar Kürdleri sevindirmesin Ulusal Birlik Ve Aydın Sorumluluğu Türkler Neden Rojava'ya Düşman? Sahi Dost ve Düşman Kimdir? Çanlar Kimin İçin Çalıyor PKK Neden Dünyanın Gazabına Uğramış Kürdler ve Devletleşmek İsmail Beşikci Lozan’daydı Dayanışma 'Akıl Vermek' Değildir Cenevre Görüşmelerinin Arka Planı Cenevre 3 Konferansı Hal û Ahvalimiz HDP Çaresizlik İçinde Hayatta Dair Notlar Devletsizlik, Kar Altında Bir Mezarlıktır Kalleşlik ve Yiğitlik Aziz Sancar Nobel’i Geri Verecek Tanrıça Ağlıyordu Türkiye İntihara Koşuyor Tahir Elçi Neden Katledildi? Nitelikli yada Niteliksiz Olmak Korku ve Yılgınlığa Kapılmadan Seçimin Düşündürdükleri Aydınlanma ve Kürdler Kürdler ulusal bilincin neresinde? Dehşet Bir Sömürgecilik! Bir Eylem Planı Öneriyorum Kadınlar Erteledi Ölümümü Her Yanımız Puşt Zulası İsyan ve Özgürlük Varoluş Ya Da Yok Oluş Prof. Dr. İsmet Şerif Vanlı İle Hayatı Ve Vasiyetine Dair Bir Söyleyişi Gece Yarısı Notlarım Lozan Antlaşması Tarihin Çöplüğünde Kürtler ve Devlet Olgusu Kimsiniz Yahu Kimsiniz? Türkiye'nin Kürd Düşmanlığı Kürdistan Devrimi Batı'da Demokrasi, Doğu'da Kürdistan Kazanacak Yeniden Doğuş Öyküsü Azerbaycan örnek olmalı Kürtlere - 2 Azerbaycan örnek olmalı Kürtlere - 1 Kürdistan'da Kutlu Doğum ve HÜDA-PAR Kürdlerin Seçim Heyecanı BM Halepçe ve Enfal’i Jenosid olarak kabul etmelidir Adaylığımı Geri Çekerken... Kadınlar ve Devletsizliğimiz Ey Yurdum.... IŞİD, Kobanê, İslam ve Uygarlık Kürtler ve İslam Kaosu Kerkük'ten Akdeniz'e Kürdistan Pazarı Kürdistan Bir Hayal Değil Kürd Ulusal Hareketi KCK'ye Önerimdir PKK Paradigma Değişikliğine Gidecek mi?
x