Irkçı Milliyetçiler, Muhafazakârlar, Liberaller, Radikal Solcular, Dinciler, Demokratlar, tekçi Ulusalcılar + Radikal Demokratikçiler, kısaca her İdeoloji ve anlayıştan, radikallerin, uzlaşmazların, zıtların koalisyonudur.
Bu koalisyonun en önemli ayağını oluşturan da ret, inkâr ve imhacı rejimi kuran, halkımıza büyük katliamlar, Göçertmeler, acılar yaşatarak hayata geçiren siyasi İdeolojik yapılardır.
Bu siyasi ideolojik yapıların siyasi hedefleri ve hesaplarında hiçbir değişiklik olmadığı, henüz ortada halkımızdan hiçbir özeleştiri ve özür dilenmediği, özür dileme olmadığı aşikardır.
Halkımızı temsil ettiği iddia edilen siyasi yapıların bunlarla hiçbir ilkeli anlaşması ve sözleşmesi olmadığı da ortadadır.
Kaldı ki halkımızın evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebini koalisyonu oluşturan tüm siyasi İdeolojik yapılar ret ediyor.
Buna halkımızı temsil ettiğini iddia eden radikal solcu İdeolojik ve tüm ezilenlerin siyasi partisi olduğunu defalarca söyleyen siyasi yapı dahildir ve bu durum programına da işlenmiştir.
Geçmişte merhum Ecevit, Demirel, Özal ve mevcut iktidar Kürd meselesi benim meselemdir demişlerdi. Aynı siyaset ve anlayış günümüzde iktidar mücadelesi veren siyasi İdeolojik yapılarda da devam etmektedir.
Geçmişte halkımızın desteğini arkasına alarak iktidar olanlar ret İnkâr ve imhacı sistemi sonuna kadar devam ettirdiklerini, işlettiklerini herkes biliyor.
Gelecekte iktidar olacak siyasi İdeolojik yapılar da ret İnkâr ve imhacı politikaları devam ettirmeyeceklerine dair hiçbir güvence yoktur.
En büyük sorunu kara cehalet olan, bilinci, iradesi zayıf, bugüne kadar ütopik umutlarla olaya bakan toplumun algısına oynuyorlar.
Basın, yayın ve sosyal medyada toplumun her kesiminden bu konuda yazılan fikir ve düşüncelerini takip ediyorum. Tümü sanki mal bulmuş mağrubi misali ve sanki beynine yeni oksijen gitmiş, beyin fonksiyonlar yeni yeni çalışmaya başlamış gibi neredeyse kurtulduk naraları atacaklar.
Bu toplumun taşıdığı negatif algı, bilinç ve değerlendirme ile olgulara bakışı şahsımı büyük hayal kırıklığına uğratıyor... Toplumsal algı ciddi anlamda deformasyona uğratılmış, gelecek öngörüsü ve değerlendirme yetisi adeta çökmüş ve iflas etmiştir.
Sevgili halkım hiç kimse hiçbir yere kurtulmuyor, insanlığın ortak evrensel temel değerlerine dayalı çoğulcu demokrasi de gelmiyor.
2000 öncesi rejim modeli tüm parametreleriyle geriye gelebilir ve bunun olmayacağına dair hiçbir güvence yok. Ayrıca ortada halkımızın evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebi ile ilgili tek kelimelik bir sözleşme de yoktur.
Ortada çağdaş medeni dünyanın ve insanlığın ortak evrensel temel değerlerine dayalı çoğulcu demokrasi inşası ile ilgili tek kelimelik sözleşme yoktur.
Siz halkımız olarak ütopyalardan ve kendinizi aldatmaktan ne zaman kurtulacaksınız?
Sizleri siyasi İdeolojik hesap, hedef ve çıkarları için kullanan yapıları ne zaman doğru dürüst tanıyacaksınız?
Bilinçli bir toplum nasıldır? Her şeyden önce fikir, düşünce ve ifadesi sağlam bir toplumdur.
Kimse böylesi bir toplumu kolay kolay aldatamaz. Böylesi bir toplum ret inkâr ve imhacı politikalara tabi tutulamaz, böylesi bir toplum karşısında herkes haddini hududunu bilecek ona göre tutum alacaktır.
Maalesef her geçen gün toplumun algısı ve bilinci biraz daha zayıflatılıyor ve uzaktan kumandalı hale getiriliyor.
Halkımız hayalciliği bir kenara bırakmalı, gerçekleri tüm çıplaklığı ile görebilmelidir.
Kendisini temsil ettiğini iddia eden siyasi İdeolojik yapılardan hesap sormasını öğrenmelidir.
Bunun için de öncelikle doğru değerlere dayalı bir bilince, özgür fikir, düşünce ve iradeye sahip olmalıdır.
Bunlar yoksa her gelen maksatlı, kasıtlı kişi, grup ve yapıların kullanımlık oyuncağı olmaya devam edecektir, vesselam... Halkımız egemen ulusun iktidar mücadelesi veren siyasi partileri arasında taraf olmamalıdır. Halkımız her iki tarafa eşit mesafede olmalı, halkımızın evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebine olumlu cevap veren hangi taraf olursa olsun ilkeli belgeli ittifak kurabilmelidir. Halkımızı ilkesizce herhangi bir taraflara basamak yapmaya çalışan yapılara itibar edilmemelidir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.