Ortadoğu'da, dünyayı derinden olumsuz etkileyecek negatif gelişmelerin başlangıç noktası sayılacak gelişmeler yaşanıyor.
İran, tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejimini öncelikle Ortadoğu'ya ve bölgeye yayma ve egemen kılma adımlarımı ete kemiğe büründürüyor. Bu doğrultuda epeyce mesafe aldığını sahadaki gelişmeler gösteriyor.
Irak artık İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejiminin yayılma alanıdır. Suriye artık İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejiminin yayılma alanıdır. Lübnan artık İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejiminin yayılma alanıdır. Yemen artık İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejiminin yayılma alanıdır.
İran, İsrail'i bölgenin Müslüman milletlerini etkilemek ve taraftarını çoğaltmak için hedefe koymuştur. İran, İsrail üzerinden oldukça uzun vadeli plan ve projeleri harekete geçirmiştir.
Öncelikle Hamas İran'ın görünür belirgin koludur ve bu kol üstünden İsrail tüm dünya Müslüman milletlerin hedefi haline getiriliyor. Müslüman milletlerin İsrail'e tepkisi arttıkça İran'ın bölgesel tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejimini yayma alanı genişleyecektir.
İran'ın Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da, Yemen'de ve Filistin'de oluşturduğu silahlı terör gruplarıyla bir yandan tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejiminin altyapısını oluştururken bir yandan da bu silahlı terör örgütleri üstünden rejimi için tehdit gördüğü güçleri bıktıracak süreklilikte ardı arkası kesilmeyen saldırılarla bölgeden çıkartmayı hedeflemektedir.
İran bugün ve gelecekte neyi niçin yaptığını gayet planlı projeli sürdürüyor ve gelecekte de sürdüreceğe benziyor. Çünkü İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejimi bu yayılmayı zorunlu kılıyor.
Ve Ortadoğu bir ikilemde değil, Ortadoğu İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejiminin yayılma alanıdır ve bu etki altında zayıf durumu olan bölgedeki çoğulcu demokrasi sistemi tasfiye sürecini yaşıyor/yaşayacak.
İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejimin bölgede taraftarları arttıkça Sünni Müslüman milletlerin de İran'ın tekçi radikalist Şii mezhepçi İdeolojik rejim modeline alternatif ve kendileri için bir güvence gördükleri tekçi dinci şeriatist rejim modeline sarılacaktır. Böylece Sünni Müslümanlar da kendilerince İran rejiminden korunmak amacıyla ortaya Sünni şeriatist rejimi öne çıkaracak ve Sünni ile Şii tekçi radikalist dinci rejim modelci güçlerin egemenlik mücadelesine dönüşecektir.
Sünni dinci rejim modelcilik, Şii mezhepçi rejim modelcilik mücadelesi bölgedeki zayıf da olsa var olan çoğulcu demokrasi sürecini adım adım sona erecektir.
İşte Ortadoğu'nun gelecek gerçeği bu eksende cereyan edecektir.
Ortadoğu'da bu gelişmeler yaşanırken çağdaş dünya güçlerinin tutumu nasıl olacaktır?
Amerika ve Avrupa Birliği Ortadoğu'daki siyasi İdeolojik gelişmeleri doğru okuyamadıkları mevcut politikalarından anlaşılıyor.
İran'ın tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejimini yayma mücadelesi yarım asırdır sürüyor ve yayılma alanı giderek genişliyor.
İran bölgeye silahlandırarak yaydığı terör gruplarıyla Amerika ve Avrupa Birliği güçlerine yüzlerce kere saldırı düzenletti. İran silahlandırıldığı gruplar üstünden Amerika ve Avrupa Birliği taraftarı saydığı güçlere yüzlerce kere saldırı düzenlettirdi. Amerika ve Avrupa Birliği kısaca çağdaş dünya bu sürece engel olmak için radikalist Sünni dinci gruplar üstünden etkili olmak istemişlerdi.
Gerçekte bu politika bölgenin yıkımının yapıtaşıdır, çünkü sonuç itibariyle çoğulcu demokrasi tasfiye ediliyor, tekçi radikalist mezhepçi İdeolojik rejim modelcilik zihinlerde ve toplumda, sahada egemen hale getiriliyor.
Zihinlerde egemen kılınan tekçi radikalist dinci rejim modelciliği o zihinlerden, oluşturulan o ezberlerden söküp atmak adeta imkansız hale getiriliyor.
Bölgenin insanlığın ortak evrensel temel değerlerinden, çoğulcu demokrasi ve çağdaş dünyadan koparılması tüm insanlık için olumsuz bir gelecek anlamına geliyor.
Çağdaş Dünya Ortadoğu'da İran'ın planlı projeli oluşturduğu bataklıkta çırpınmak dışında bir çıkış yolu bulamıyor. Bölgenin Müslüman milletleri İran'ın oluşturmaya çalıştığı dinci rejim modelci girdapta doğru düzgün çıkış yolu bulamıyor ve sonuçta geniş bir sahada beslediği piyonları üstünden hedeflerine giderek yaklaşıyor.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.