Neçirvan Barzani talishiz bir açıklama yaptı, KCK’de buna balıklamasına daldı..
Kürdistan federasyonu başbakanı Neçirvan Barzani’in “PKK şengal den çıkmazsa güç kullanırız” açıklamasının onaylanacak bir yanı yoktur.
Buna karşı hemen ve hiç gecikmeden KCK’de “geleceğiniz varsa göreceğiniz vardır” demesi de çok tuhaftır.
İkiside demek kardeş kavgası ve iç savaşa dönecek bir şiddete açıktır. Geçmişte bunların örneklerini çok gördük.
Örneğin KCK, İran ve Irak’a karşı Kürtleri oldukça rencide edecek bir politikaya karşı böylesine bir tavır anında koyamaz. Yine KDP, T.C. ye karşı Kürtleri oldukça yaralayan bir olaya karşı böylesine bir tavır ortaya koyamaz.
O zaman oturun oturduğunuz yerde. Aklı başında konuşmalar ve politikalar yürütünüz.
Kürt partileri birbirlerine karşı oldukça serttir.
Affetmezler.
Aynısını düşmana göstermediğiniz zaman söyledikleriniz inandırıcılıktan uzaktır.
O zaman neden ortamı geriyorsunuz?
Birbirine üstünlük sağlayarak bir şey kazanacağınızı mı sanıyor sunuz?
Kürt partileri arasındaki savaşların kazananı olmaz….
Geçmişten bu yana PKK-KDP ve YNK, KDP ve YNK, İKDP-KDP vb. arasındaki savaşların kazananı olmamıştır. Diyelim ki biri biraz yer aldı. Bu bile kazanç değildir. On binlerce peşmerge ve gerillanın kanı aslında boşa akmıştır. Ayrıca bu tür savaşlarda sömürgeciler; Kürtler birbirine girip zayıfladıkları için kazançlı çıkmıştır.
İnsani ve Kürdistani duygular, ulusal değerlerin çarpıtılması, birbirini vurmanın haklı bir gerekçesi olmadığı için gerek savaşanlar gerekse kitle açısından derin ve unutulmayacak travmalar oluşmuştur.
Kürtler arası savaşların kazananı sömürgeciler olur..
Düşünün Güney Kürdistan’da bağımsızlık gündemdedir. Rojava Kürdistanîn da federasyon ve hatta oluşabilecek bir güvenlikli bölge gündemdedir.
KDP ve KCK’nin çatışması demek, bağımsızlığın ve Rojava federasyonunun feda edilmesi demektir. En kötü ve olmamasını istediğimiz ihtimalle şayet çatışma olursa bu kısa sürede bitmez. Kan davasına dönüşür ve yayılma tehlikesi gösterir.
Aşiret kavgalarındaki gibi basit dürtüler devreye girer. Ok yaydan çıkar. Türkiye-İran-Irak-Suriye sömürgecileri bunu körükler ve bu çatışmadan memnuniyet duyar. Her biri birilerine yardım eder. Kürtlerin takatı bitene kadar çatıştırır ve kendileri de Rojava ve Kürdistan federasyonuna girerler, işgal ederler. Kimisi hakem olur, kimisi kimine yardıma geldim diyerek Kürtlerin ve Kürdistan’ın anası ağlatılır.
Ve kazanan sömürgeciler olur.
Kürtler ortaya çıkan fırsatları değerlendireceğine, birbirlerine olan düşmanlıklarını zirveye çıkarırlar. Çıldırma anları gelir. Zayıflarlar ve birlik olamadıkları için düşmana yem olurlar.
Aman ha aman…
Ne olursa olsun Kürtler arası çatışmaların karşısında durmalıyız. Kim yaparsa yapsın dur demeliyiz.
Amigoluk ve particilik yapmanın zamanı değildir.
Birileri benim ağam birileri benim paşam etkili olsun, güçle üstünlük sağlasın derse; bu kesinlikle ahmaklıktır.
Düşmanca dile ve çatışma diline son verelim…
Karalama, hakaret ve suçlamalar son bulmalıdır. KDP’yi TC ve Erdoğan’la eş tutan ve KCK’yi düşman gösteren tavırlardan vazgeçilmelidir.
Çatışmayı körükleyenler iki taraftan vardır. Dalkavuklar ve sömürgecilere hizmet eden veya hizmet etmeyip bir dizi sömürgeci kafalılar ortalıkta dolaşıyor. Kürtler büyük düşüneceklerine küçük sorunların etrafında dolaşıp durmaya meraklıdır. Bir kaşık suda fırtına koparanlar az değildir.
Dostluk ve diyalog demeliyiz. Kazandıran budur. Güçlerimizi elimizden geliyorsa düşmana karşı birleştirmeliyiz.
Partilerin zaafları ve hataları vardır. Sadece bunları ön plana çıkararak tatmin olmanın ne anlamı var?
Deşarj olmak istiyorsan düşmanında dejarz ol…
Şengal’de çözüm hiçte zor değildir…
İlk Ezidi soykırımında gerillanın Ezidilerin kurtarılmasında belli bir rolü oldu. Buna saygı duymak lazım. Peşmerge zaaf gösterdi. Sadece bu cephede değil, diğer cephelerde gösterdi. Sonra toparlandı, Şengali ve Kürdistanâ bağlanmayan çoğu toprakları özgürleştirdi. Şengal hatasını telafi ettiler. Gerillada Şengal’in kurtuluşuna katıldı.
Tek yol diyalog ve uzlaşma ile çözmektir.
Ezidiler için Şengal “kendi” yurtlarıdır. İnanç olarak kutsalıdır. Ezdiler sömürgeci devletlerden çekmiştir. Aynı zamanda Müslümanların sokak ve mahalle ve bölge baskılarını sürekli görmüştür. İlkin Ezidiliğe sarılmaları bundandır.
Ezidler üzerinden ne KCK nede KDP’nin güç gösterisinde bulunması kesinlikle doğru değildir. Ezidilerin şimdiki Peşmerge gücü ve Haşdi Şabdiye bir ara bağlı olan gücü bütünüyle Peşmergeye bağlansın. Yerel savunma gücü olsun. Şengal Kürdistan’a özel bir statü ile bağlansın. HPG güçleri şehrin dışına çıksın. Onların peşmergeye katılması gerekmez. Gerisi seçimlerdir ve oluşturulacak sistemdir. Halk hangi partiyi isterse onu destekler. Şengal’in imarı sağlanır. Özel statü ile uluslarası destek Ezidilere sağlanır veya bunun kullanımının yolu açılır. Belediye vb konularda Şengal’liler istediklerini seçerler. Şengal’i Kürdistan dan ayrı tutma çabaları olmasın.
Ezidiler yeniden Irak ve Şiilere yem edilmesin.
İstenirse çözüm bu şekilde çok kolaydır.
Aynı formülü değişik biçimlerde Rojava Kürdistan’ın dada uygulayabilirler. Roj peşmergeleri YPG ile birleşir. İki ayrı kuvvet değil, tek ordu bünyesinde birleşirler.
Bütün parti çalışmalarına serbestlik sağlanır. İlk seçimlerde partiler halka giderler, kim ne oy alırsa ona göre temsile’de razı olurlar. Diplomasisini birleştirirler. Diplomaside ortak temsili sağlarlar, her kafadan bir ses çıkmasına son verirler.
Madem demokrasi ve özgürlükler diyoruz…
Kürtler arasında bu benzer ilişki ve yöntemleri kullanmak ve çözmek sanırım hiçte zor değildir.
Şu bilinmeli ki, hiçbir parti hiç bir parçada tek başına egemen olamaz. Olmak isterse yaralar sarılmaz, derinleşir. Hiçbir partinin tek başına önemli temel sorunları çözmesi kolay değildir hatta mümkün değildir. Öyle yaparsa kendi alanını daraltır ve Kürtleri birleştiremez. Ulusal birlik temelinde parti ve grupların yarışması en güzelidir.
Kürdistan’ın temel çıkarları ve oluşturacağı sistem önemlidir. Kalıcı ve gelişecek olan budur. Partiler bu gün vardır yarın yoktur. Silinebilir, etkisizleşebilir, yeni birşeye dönüşebilir. Yerine başka bir parti geçebilir.
Kürt barışı için çalışalım.
-Partiler arası çatışmalara, iç savaşa ve her tülü şiddet uygulamalarının karşısında durmalıyız.
-Kürtler arsı barış kesinlikle olmalıdır. Çatışma durumları onaylanamaz.
-Partilerin olumlu ve olumsuz yanları vardır. Sadece olumsuzluğunda alıp herkesi düşmanlaştırmak ve şeytanlaştırmak doğru bir siyaset değildir. Bu konuda ak veya kara mantığını reddetmeliyiz.
-Brakuji ye hayır!...
-İç savaşa hayır!...
-İçte kardeşlik barış köprüsü kuralım… Herkes hizmeti ve çalışması ile yerini alsın.
-Kürtler arası savaşın şehidi yoktur…
Kürtler arası savaş düşmanlarımızın işini kolaylaştırmak ve sömürgecilere hizmettir. Kürde ve Kürdistan’a kesinlikle hizmet değildir.
Kardeş savaşları savaşların en kötüsüdür. Ve iç bünyeyi tahrip eder. Travmalar yaratır. Düşmanlarımızı güçlendirir.
Şimdiden her Kürt bireyi ve hatta parti taraftarları Kürdistan’ın ve Kürtlerin çıkarı, özgürlüğü ve kurtuluşu için çatışmaların çıkmasına tavır almalıdır, doğru olmadığını beyan etmelidir.
Kendi adıma Kürtler adına gerekçeleri ne olursa olsun hiçbir kardeş savaşını onaylamıyorum, desteklemiyorum ve lanetliyorum. Bu tavrım her koşulda geçerlidir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.