Kürd halkı yegâne milli bayramı olarak kabul ettiği Newroz bayramını, dört parça Kürdistan’da diasporada ve ateşin harlandığı her alanda, sömürgecilerin tüm engelleme ve baskılara rağmen bir kere daha büyük bir coşkuyla kutladılar.
Daha da önemlisi, Kürd’ler Newroz etkinliklerini düzenleyen parti, örgüt ve kurumların bazılarının siyaset tarzını onaylamadıkları halde, bu alanlarda kendileri için kutsal saydıkları Newroz’larını büyük bir cesaret ve heyecanla sahiplenerek, düşmanlarına inat muazzam bir milli ve yurtsever tavır sergilediler.
Aslında Kürd halkı her Newroz’da olduğu gibi bu Newroz’da da Kürdler adına siyaset yapan örgüt, parti ve kurumlara; sizler birlik olmazsanız da, biz halk olarak kendi kutsal değerimiz olan Newroz’umuz için, tüm baskı ve engellemelere rağmen alanları tıka basa doldurarak cesur ve samimi olduklarının oldukça çarpıcı bir mesajını da vermiş oldular.
Ancak, Kürd halkının bu mili ve yurtsever duruşuna rağmen, ne yazık ki son yıllarda ki tecrübelerimize baktığımızda, olaylar Kürd halkının istek ve beklentileri doğrultusunda gelişmemiştir. Kürd’lerin uğruna binlerce şehit verdiği Newroz’lara davet edilerek kendilerine büyük değer verilen Kemalist Türk sol kalıntılara, adeta Newroz’un sahipleri ve bedel ödeyenleri gibi davranılarak, kürsülere çıkarılıp arz-ı endam etmeleri sağlanmıştır. Yine o kürsülerde Kemalistlerin temsilcilerine birkaç demagojik süslü laf ettirildikten sonra, ilk seçimlerde, Kürdlerin sırtından milletvekillikleri ve belediye başkanlıkları peşkeş çekilmiştir. Akabinde bu muhterem zatlar kendilerine ait olan devletlerinin ve partilerinin kucağına dönerek adeta Kürd halkını sırtından bıçaklamışlardır.
Kürdlerin birliği ve değerleri konusunda sürekli ayak sürüyen bu çıkarcı gafillere en son söyleyeceklerimiz, Ukrayna’da dünün sosyalistlerinin birbirlerine hangi vahşeti uyguladıklarını ve yine birbirlerini nasıl boğazladıklarını görmelerini hatırlatmak isteriz. Bu çarpıcı örnekten yola çıkarak, Kürdlerin de kendi topraklarını ve kimliklerini korumak üzere yine kendi değerleri ve sembolleri üzerinden onurlu bir milli siyaset geliştirmelerini önermekteyiz.
Newroz’un mitolojisine gelince; Newroz’u kendi tarihi gerçekliğine göre değerlendirecek olursak, Kürd halkı için Newroz yeniden doğuşu, direnişi ve mazlumun zalime karşı emsalsiz bir başkaldırısını ve mücadelesini ifade etiğini görmekteyiz.
Ancak aradan yüzyıllar geçmiş olmasına ve büyük bedeller ödenmesine karşılık, ne zulüm kâr Dehak’ların sonu gelmiş ve ne de Kürd halkına sömürgeciler tarafından çektirilen acı, elem ve haksızlıklar ortadan kalkmıştır. Bütün bunlara rağmen Kürd halkının tarihine baktığımızda, Demirci Kawa ile başlayarak günümüze kadar sürdürülen mücadelesi, Kürd halkının düşmanları ve Kürdleri ebediyen köle olarak tutmak isteyen sömürgeci güçler tarafından her dönemde farklı ve zalimce metodlar geliştirilerek engellenmiş orantısız ve insanlık dışı bu uygulamalara karşılık, Kürd halkı büyük bedeller ödeyerek özgür bir vatan ve özgür bir bayram mücadelesinden asla vazgeçmeyerek, günümüze kadar bu haklı ve meşru kavgasını sürdürmüştür.
Kürd halkı tarafından nihai kurtuluş bayramı olarak büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmak istenen Newroz bayramı, her seferinde nesli tükenmeyen ve giderek azgınlaşan zalim yeni Dehak’lar tarafından, kan ve zorbalıkla engellenmeye çalışılmaktadır. Kürdlerin kanından beslenen sömürgeci zorbalar, her yıl farklı provokasyonlar ve engeller çıkarmasına rağmen, son Newroz şenliklerinde alanlara sel gibi akan Kürd’lerin kendi milli giysileri ve sembolleriyle sahaya girmesine akla gelmedik metotlar kullanılarak engel olmaya çalışmışlardır.
Milyonların önünü tutamayan sömürgeciler, Newroz’u yozlaştırmak için bu seferde ırkçı şoven Türk solunun orak çekiçli bayraklarına, LGBT’lilerin çok renkli flamalarına büyük bir hoşgörü ile yaklaşmış. Kürd kadınlarının milli giysilerine erkeklerimizinde şal şapıkına ve yine Kürdlerin milli bayrağı olan âla rengine karşı oldukça sert bir tutum ortaya koymuştur. Oysa Newroz’un sahibi de uğruna bedel ödeyenler de Kürdler olduğu halde, buna karşı olan çevrelerin Newroz’u sahiplenmesi yada buradan nemalanması oldukça saygısız ve rezil bir tutum değil midir?
Saygılarımla
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.