Kürdistan tarihinde Kerkük’ün stratejik, jeopolitik öneminden ziyade, şu anki durumunu, yaşananları ve nedenleri üzerinde durma ihtiyacı duydum.
Kerkük, Musul ve Tikrit sınırlarında görülen bazı yerleşim birimleri Kürdistan’a aittir bu yerleşim birimlerinde BAAS sömürgeciliği bu coğrafyada etnik arındırma politikaları ile ciddi bir nüfus erozyonu oluşturmuş ve bu coğrafyayı Araplara açarak, kısmen Araplaştırmıştır.
BAAS sömürgeciliğinin bu politikalarından Kürtler kadar olmasa bile Kerkük, Musul ve Tikrit sınırları içinde kalan bazı belde ve köylerde yaşayan Türkmenlerde nasiplerini almışlardır. Türkmenler zaman zaman güney Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi ve BAAS sömürgeciliği arasında sıkışmışlar, güney Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi ile BAAS rejimi arasında gitgeller yaşamışlar. Şimdi geldikleri nokta ise kendilerini Kürdistan’lı Türkmenler olarak ifade ediyorlar. Türkiye Türkmenlerde gelişen bu mantıktan rahatsızdır. Yarın ırak anayasasının 40. maddesi gereğince referandum olsa Kerkük, Musul veTikritin bazı köy ve beldelerinde Kürtlerle birlikte yaşayan bu Türkmen nüfusu tercihini Bağdat’tan yana değildi güney Kürdistan federal devletinden yana yapar..
Türkiye, Bağdat ve İran şaibeli görünen(ırak anayasasına göre) bu coğrafya ve bu coğrafyadaki nimetlerin(enerji kaynakları, petrol, doğalgaz) güney Kürdistan’ın eline geçmesi ve güney Kürdistan tarafından otokontrolünün sağlanması ve güney Kürdistan tarafından pazarlanması ihtimalinin güçlenmesi ciddi rahatsızlık oluşturmuştur. İşte Kerkük’te gelişen bu provaktif saldırı girişiminin esas nedeni budur. Peki, güney Kürdistan bu engelleme karşısında ne yapabilir?
1-sembolik bir misilleme ile sineye çeker
2- Bağdat’ı derhal referanduma zorlar
3- Peşmergeleri Musul, Kerkük ve Tikrit sınırına kadar yerleştirir kontrolü sağlar ve risk alır ve bağımsızlık ilan eder..
1. ihtimal misilleme bence yapmıştır mesajı teröristlere taviz vermeyerek göstermiştir
2.bagdatı derhal referanduma zorlamanın yollarını aramalı uluslararası gözlemcilerin huzurunda referanduma gitmeli, Bağdat’ın güney Kürdistan üzerindeki etkisini kıracak politik adımları zorlansa bile atmalı, bu konuda uluslararası kamuoyu baskısı oluşturmalıdır, bağımsızlık zemininizde bulduğunda uluslararası küresel güçlerin de desteğini alarak bağımsızlığını ilan etmelidir.
3.seçenek zor ve bir o kadarda riskli, güney Kürdistan’ın kazanımlarını da tehlikeye sokabilecek seçenektir. Güney Kürdistan güçlerinin bu aşamada Bağdat rejimi ile sıcak çatışmaya girmesine her ne kadar Şii camiasının hoşuna gitmesi ve sempati ile bakması bir avantaj sağlasa bile, global küresel güçler istikrarlı bir coğrafyanın terörize edilmesine sıcak bakmaz. Güney Kürdistan’ın önündeki ev ödevi şudur bağımsızlığa götürecek referandum zeminini oluşturmak için gereğini yapmalıdır yoksa bu ve benzeri provaktif operasyonlara alışmalıdır..
Şerif karakurt
xebatnuçe Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.