Kemalistlerin 'Bir iki dalaveresi ile nöbete giden Kürt Selahaddin’in U dönüşü' günahlarına kefaret olabilir mi?

Öcalan Demirtaş’a; “(Selahattin) Seni liderliğe hazırlıyorlar, farkında mısın? Anladım, heveslisin, liderlik de yapabilirsin, ama ben önderlik tedbirlerimi çoktan aldım, bunu da bil…”

Yahya Munis

24.02.2024, Cts | 18:59

Kemalistlerin 'Bir iki dalaveresi ile nöbete giden Kürt Selahaddin’in U dönüşü' günahlarına kefaret olabilir mi?
Makaleyi Paylaş

Kürt siyasetini tamamıyla kontrol eden Kemalistler;

Erdoğan’a karşı iktidarla beraber ellerinde bulundurdukları en önemli jokerleri ve partnerleri olan Öcalan’ı da kaybedince, Erdoğan’a karşı ciddi bir mevzi kaybına uğradılar. Bundan dolayı Kemalistler, Demirtaş’ı parlatıp kahramanlaştırarak devreye soktuğunu gören Öcalan, müttefiki olan Erdoğan’ın vasıtasıyla Demirtaş’ı tutuklatarak liderlik iddiasından vaz geçinceye kadar bir daha çıkmamak üzere hapse koydurdu. Yani Demirtaş/HDP ile Erdoğan çatışması ve mücadelesi zerre kadar Kürlükle ilgi yok. Mesele Kemalistler ile Erdoğan’ın iktidar mücadelesinde, (ne yazık ki) Kürtlerin kullanıp harcanmasıdır.

Türklerin Kürtlere dair meşhur bir deyim vardı: “Bir iki dalavereyle Kürt Mehmet yine nöbette” deyimidir.

Biz bu bilişim ve bilgisayar çağında Kürtlerin de artık akıllandıklarını, değil bir iki dalavereyle, TIR dolu dalavere de olsa artık Kürtler Türklerin yalanlarına kanıp ebediyen NÖBETTE gitmeyeceğine inanıyorduk. Fakat maalesef Selahattin DEMİRTAŞ bizi yanılttık.

Nasıl mı? İşte bunun kanıttı:

Zamanın Başbakanı Erdoğan’ın talimatı ile Kürt meselesinin çözümü için, 2009 yılında Norveç’in başkenti Oslo’da başlayan gizli görüşmelerin sonuçsuz kalması nedeniyle, 26 Eylül 2012 tarihinde Abdullah Öcalan Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’a bir mektup gönderiyor. Mektubun da dünya güçleri tarafından Ortadoğu’da yapılacak değişimlerle ilgili yaptığı bazı analizlerden sonra Öcalan Mektubunda mealen özet olarak şu tespitlerde bulunuyor;

“Bölgede çok sarsıcı büyük değişimler oluyor ve olacak. Eğer birlikte Kürt meselesinin çözümüne el atmazsak ve bu konuda inisiyatifi ele almazsak bu güçler beni de sizi de tasfiye edecekler. Onun için gelin ikimiz el ele verelim beraber bu sorunu çözerek Türk–Kürt birlikteliğini sağlayalım.”

– Öcalan’ın bu mektubundan sonra, Erdoğan talimatıyla, Öcalan muhatap alınıp ve Öcalan’ı merkeze alarak yeni bir çözüm süreci başlatılıyor.

Öcalan merkezli yeni bir çözüm sürecinin başlatılmasıyla Erdoğan’ı iktidardan düşürmesi için o güne kadar bu amaçla kullandıkları Öcalan/PKK’ye umut bağlayan Türkiye’deki Ergenekoncu –Kemalist derin devlet mensupları, Öcalan artık Erdoğan’ın safında yer alınca büyük bir paniğe kapılıyorlar. “Yüzyılın olayı olacak, Kürt meselesini çözen bir Erdoğan’ın yanında Kürtler de yer alıyorlarsa artık Erdoğan’ı yenecek bir gücün olması mümkün değildir” fikrine kapılmaları nedeniyle, Öcalan’ın yerini dolduracak ve Öcalan yerine Kürtlere önderlik yapacak yeni bir arayışa giriyorlar ve Selahattin Demirtaş üzerinde karar kılıyorlar.

2010 yılların başında, Tayip Erdoğan tarafından ve Abdullah Öcalan’ı direk muhatap alarak resmen başlatılan çözüm sürecinin iyice açığa çıktığı ve genel olarak Anadolu halkı tarafında da kabul gördüğü bir süreçte, Öcalan ile isterse hükümet cenahında olsun, isterse genel olarak diğer kesimler olsun, muhatapları arasında iletişimi sağlayan bir heyet kuruluyor. Kamu oyu tarafında bu heyete “İMRALI HEYETİ” adına veriliyor.

Süreç içerisinde, içlerinde Selahattin Demirtaş’ında bulundu bu heyet, Öcalan’dan bir mektup alıp PKK’nin ana karargahının bulunduğu Kandil’e götürülüyor. Öcalan mektupta mealen; “Erdoğan’ın bizzat beni muhatap kabul ederek bir çözüm süreceğini başlattığını, bende bunu kabul ettiğimi ve benim elimi güçlendirmek için buradan vereceğim talimatlara mutlaka harfiyen uymanız gerektiğini” yazıyor.

İmralı heyeti mektubu Kandildeki PKK’nin en üst yönetimine teslim ettikleri zaman, Kandil’dekiler mektubu öpüp başına koyarlar. Ve mektubu açıp okurlar. Mektubu okuduktan sonra alıp mektubu getiren heyetin önüne atarlar. Bu şatlarda çözüm–mözüm olmaz, yapmayız. Bunu saha komutanlarına kabul ettiremeyiz. “Kaldı ki tarihin en güçlü olduğumuz bir dönemde ve bu şartlarda bunu yapmamız imkanı yok” derler. Fakat bu söylemlerini resmen yazıya dökmüyorlar da. Öcalan ve hükümeti oyalamaya çalışıyor.

Peki PKK bunu neden yapıyor?

Erdoğan ve onun başlattığı çözüm sürecine karşı olan (Kemalist zihniyetli) iç ve dış güçler, İran üzerinden Kandil merkezli PKK’yi devreye sokuyorlar. Onlara bir sürü taahhütlerde bulunuyor. Demirtaş’a da mealen; “bu gerici (dindar) Erdoğan iktidarını yıkmamız için bize yardımcı olursan Öcalan yerine seni Kürt halk önderi yapmayı düşünüyoruz, yakında Erdoğan yönetimini devireceğiz” dediler. Demirtaş bu taahhüdü doyar doymaz, kendinden geçercesine çözüm sürecini bozmak için Erdoğan’ı hedef tahtasına koydu. Kürt sokaklarını (aldatmaya, kullanmaya hazır ve 10 metre kadar önünü görmeyen avam tabakası) Kürt kitlesinin; “Katil Erdoğan” sloganları ile inlettiyorlar.

O esnada meydana gelen zaten FETO darbesi de bu planın bir parçasıydı.

MİT, bu planı fark etti. Hakan Fidan hemen devreye girdi. Her iki taraf ile de çalışan Sırrı Süreyya Önder üzerinden Demirtaş’a haber gönderdi; “sana taahhüt edilenlerin sözlerine kanma. Eğer istiyorsan çözüm sürecini senin üzerinden devam ettirelim” dediler.

Nitekim Demirtaş Kobani davasındaki duruşmada mahkeme heyetine verdiği ifadede;

“MİT 2014 yılında (PKK’nın onursal başkanı) Sırrı Süreyya Önder üzerinden çözüm sürecinin lideri sen ol diye bana haber gönderdi ve ben bunu reddettim” diyor. “Çünkü” diyor; “İmralı heyetinin yeterince (MİT ile) görüştüğünü ve bir eş başkan olarak kendisinin çok hayati bir gündem olmadıkça görüşmesinin ahlaki olarak yanlış, siyaseten de doğru olmayacağını belirttim” diyor.

Demirtaş burada MİT ile görüşmemesin gerekçesini tam olarak doğru söylemiyor.

Aslına bakılırsa görüşmemesinin nedeni; “Erdoğan’ı devirme kararı alanların safında yer almasıdır ve onlarla beraber yer almasıdır.”

Bu arada Öcalan bu olayı işitiyor. Demirtaş’ı İmralı’ya çağırıyor. Demirtaş’ın yüzüne bakarak aynen şunu söylüyor:

Öcalan, Demirtaş’la Ağustos 2013’te İmralı da yaptığı görüşmede;

“(Selahattin) Seni liderliğe hazırlıyorlar, farkında mısın? Anladım, heveslisin, liderlik de yapabilirsin, ama ben önderlik tedbirlerimi çoktan aldım, bunu da bil…”

Kaynak; (Markar Esayan’ın “Demirtaş bir Adams değil, sanırım olamayacak da...” başlıklı yazısı. Yeni Şafak gazetesi 19 Şubat 2015)

Öcalan bununla da yetinmiyor. Öcalan kendi cenahın dan 23 Şubat 2013 tarihinde İmralı’ya bir heyet çağırıyor. Heyette;, içinde HDP milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Pervin Buldan’dan oluşuyor.

Öcalan heyetle; Türk devleti–Hükümeti ile vardığı mutabakat–anlaşmayı müzakere ederek tartışıyor. Burada antlaşmanın Can alıcı noktalarını buraya almakla yetineceğim. Ve Öcalan’ın ağzından bunu okuyarak, Demirtaş’ın Kürt milletinin geleceğini nasılda Kemalistlere kurban ettiğini kendi gözünüzle görün

Öcalan İmralı heyetetine, Kürtler açısında hayati derecede önemli olan şu bilgileri aktarıyor:

“Özal’dan beri teşebbüs içerisindeyim, akim (akamete uğradı, kesintiye uğradı) kaldı. Şimdi (bu çalışma) akamete uğramaması lazım. Uğrarsa, tırnak kesilirse felaket olur… hepimizin hayatı söz konusudur… Kesin başarı hedefi ile sonuçlanması lazım… Halkımızın eski kalıp mücadeleleri bir kenara atmaları lazım. (Halkımız) Eski yaşam alışkanlıkları top yekun bırakmak gerekir. Neden, çünkü bu bir rejim değişikliği olacak. (Bu değişiklik) Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, 1950 çok partili hayata geçişten çok daha önemli, bu hepsinden daha derinlikli olacak. Başarılı olursak, yepyeni bir Cumhuriyete… (gidilecek...) Radikal demokrasi, tam demokrasi, Anadolu ve Mezopotamya’nın tam demokratikleşmesi, hazırlığım bu yönde. Şimdiye kadar olanlar ısınma hareketi idi. Bütün felsefi ve örgütsel birikimimi bu yönde PKK’yi hazırlamak ve dönüştürmek için kullanıyorum. Bu en köklü adım. Demokratik kurtuluş ve demokratik yaşam süreci. Ben bu deyimi rast gele seçmedim.”

- Öcalan: “Hükümet kesin vesayetten kurtuldu mu hesaplaşma tam olarak yapıldı mı? Sayın Başbakan (Erdoğan) zekice bu mekaniği teşhis etmiş ve iyi kullanıyor. Komplonun bir parçası değil.” – “CHP ve MHP paralel devletin izdüşümleridir, basit aletleridir;”

– “Süreç başarısız olursa ‘Apo öldü’ diyeceksiniz. Ben yokum. BDP ve PKK’nın beni kullanmasına izin vermem.”

– “Ergenekonun bizden beklentisi ( Ak Partinin iktidara geldiği) 2002’den itibaren savaşı tırmandırmamızdı.”

“Hakan Bey’i (MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı) yalnız bırakmamak gerekir”

(Sırrı’ya dönerek) Kolektif haklar ve Kürt reformu yasası yapılacak…”

- Sırrı: Sizin konumunuz ne olacak? - Öcalan: (Gülerek) Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası.”

– “Şunu iyi bilin devlet de ben de vazgeçemeyiz. Tarihi bir barış ve demokratik yaşama geçiş…(olacak)

- Sırrı: Başkanım her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var.

- Öcalan: “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz. Yalnız Başkanlık ABD’deki gibi olmalı, devlet meclisi gibi bir senato, bir de halklar meclisi…”

- Peki biz (Kürtler) ileride ne yapacağız?

Öcalan: “Kürtler kendilerini özgürce ifade edecek ve yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. İleride olabilir. Mesela AB yerel yönetim özerklik şartı ki buna şerhi kaldırırlarsa bu mesele önemli ölçüde çözülür…”

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/iste-imrali-gorusmesinin-tutanaklari-406516

Öcalan, adeta kendini “yıltırcasına” bunlarını söylerken, Demirtaş Kemalistlerle vardığı mutabakatla Erdoğan’ı hedef alarak, her keçen gün Erdoğan’a karşı düşmanlık dozunu yükseltiyor.

Gezi davasından müebbet ceza alan ve hapiste bulunan iş adamı Osman Kavala, HDP milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder ve gazeteci Can Dündar’ı görüşmeye çağırıyor. Onlara şunu söylüyor:

Gidin Selahattin Demirtaş’a söyleyin, Erdoğan’a karşı “HDP VAR OLDUKÇA SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ” sözünü sloganlaştırsın. Bütün Erdoğan karşıtları bu slogan altında toplanacağı için hem Erdoğan başkan olmayacak, hem de HDP fiili olarak ana muhalefet partisi görevini üstleneceği için HDP’nin oylarında büyük bir patlama olacak.

Demirtaş hemen bu slogan şehvetine kapılıp kendinden geçercesine bu sloganın siyasetine kendini kaptırıyor. Adeta Türkiye de “Kraldan daha fazla kralcı oluyor..” ve böylece Demirtaş, iflah olmaz Kürt düşmanı olan Kemalist ve ulusalcı Türk basının manşetlerinden inmiyor. VE gün gittikçe Erdoğan’a karşı düşmanlığını artırıp meydan okumaya devam ediyor. İşte o aklıktan yosun ve de ibretlik mesaj ve manşetler:

Selahattin Demirtaş;

“Biz AKP usulü başkanlık sistemini asla kabul etmeyiz. Barışın şartı başkanlık değildir ve böyle bir şey olamaz. BDP eş başkanı olarak açık söyleyeyim: Anayasada özerk Kürdistan deseler (ve yazsalar), Kürtçe anadilde eğitim serbesttir diye açıkça yazsalar ve bunun karşılığında da anayasanın bir maddesinde başkanlık sistemi yazsalar, biz o anayasaya evet demeyiz. Daha nasıl açık söyleyeyim ki!”(22.04.2013 tarihli Odatv.com)

Yine Selahattin Demirtaş;

“Başkanlık sistemiyle ilgili olarak ilkelerinden vazgeçmediklerini ve büyük bir faciayı önlediklerini belirten Demirtaş, “Başkanlık sistemine evet deseydik, AKP’li Kürtlerin sorunları çözülürdü ancak halkın sorunu çözülemezdi”(Tabii ki Kemalist halkın sorunlarını kasıt ediyor olsa gerek…)

Tekrar Demirtaş,

“Ver başkanlığı al özerkliği diyenler kusura bakmasın, biz demokrasi için mücadele ediyoruz. Sadece Kürde demokrasi olamaz.” Demirtaş mealen devam ediyor;

“Doğrudur, eğer derdimiz sadece Kürtlerin hakları olsaydı bir yolunu bulup Erdoğan’la anlaşabilirdik, ancak, diğer halkların sorunu çözülmezdi. Kimse kusura bakmasın biz demokrasi mücadelesi veriyoruz.”(22.03.2016 tarihli İMC TV ve İlkehaber.com sitesinden)

Öcalan’ın 2012 yılında Erdoğan’a gönderdiği mektupta belirttiği; “… ikimizi de tasfiye edecekler…” demesi ve Selahattin Demirtaş’ın HDP’ye başkan olduğundan beri, Öcalan’ın yerine hazırlanması ve kendisinin de bu yere göz dikmesi, (bize göre) gizemli güçlerin onu Öcalan yerine hazırlaması ve bu hazırlıkla beraber aynı zamanda Erdoğan’ı tasfiye etmeyi hedeflemesi dikkat çekici ve çok da önemsenmesi gereken bir husustur.

Kemalistler, artık seçimle Erdoğan’ı yenemeyeceğini anlayınca solculuk ayağı ve sosyalistlik fantezisi, özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği–aslında Kürtler açısında halkların hamallığı ve hatta eşekliği olmaktan öteye gitmeyen) sloganlarını devreye soktular. Kürtlerin sırtında, ıskartaya çıkmış “Kemalist dinozorlar” Meclise taşındı ve böylece bununla Kürt siyaseti de tamamıyla Kemalist Türklerin hâkimiyetine de girmiş oldu.

İşte böylece, Kürt siyasetini tamamıyla kontrol eden Kemalistler, Türkiye de Erdoğan’a karşı iktidarla beraber ellerinde bulundurdukları en önemli jokerleri ve partnerleri olan Öcalan’ı da kaybedince, Erdoğan’a karşı ciddi bir mevzi kaybına uğradılar. Bundan dolayı Kemalistler İktidarı, (aynı zamanda solculuk ayağıyla onlara yani Kemalistlere karşı aşağılık kompleksi içerisinde olan) Demirtaş’ı parlatıp kahramanlaştırarak devreye soktuğunu gören Öcalan, müttefiki olan Erdoğan’ın vasıtasıyla Demirtaş’ı tutuklatarak liderlik iddiasından vaz geçinceye kadar bir daha çıkmamak üzere hapse koydurdu. Yani Demirtaş/HDP ile Erdoğan çatışması ve mücadelesi zerre kadar Kürlükle ilgi yok. Mesele Kemalistler ile Erdoğan’ın iktidar mücadelesinde, (ne yazık ki) Kürtlerin kullanıp harcanmasıdır.

Evet, kısaca Demirtaş olayı bundan ibarettir. Bence Demirtaş boynundan büyük işlere kalkışmasının bedelini ödüyor. Allah bilir, bu bedel ayağını yorganına göre geri çekinceye kadar da devam edecektir.

Okuyucuların yorum iletişimi için: [email protected]

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

13425 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:02:15:33

Yahya Munis

Yazarın Önceki Yazıları

Allah’ın ikazına uğraya uğraya son dönemece gelen Erdoğan bu badireden kurtulmak için ne yapmalı? Kürt milletine, çocukları için Kürtçe seçmeli dersi seçme çağrımızdır…!!! Hamas İle İsrail Arasındaki Savaşın Arka Planındaki Gerçekler 9,5 milyon nüfuslu İsrail, neden 2 milyar nüfuslu İslamiyet’ten korkmuyor? Kürtler Filistin konusunda 'Allah ile aldatılıyor' Aman ha, Kürtler uyanık olmalıdırlar! –1 PKK’nin Barzani ve KDP’ye karşıt olmasının nedenleri ve uluslar arası taşeron olarak PKK’nin üstlendiği görev! PKK’nin Barzani ve KDP’ye karşıt olmasının nedenleri ve PKK’nin üstlendiği görev! Kerkük’ün Kör Testeresi İle Kürtleri Kesmeye Kalkışmak! Demirtaş’ın susturulması ve siyaseti bırakmasına zorlanması! Kürtler İçin Yeni Bir Siyaset, Yeni Bir Yapılanma ve Yeni Bir Lider Arayışı! –3 Kürt Meselesinin Çözümü İçin İdeal bir Yol Haritası–2 PKK, Kendisi İle Beraber Kürtleri İflasa Sürüklerken, Kürtler Nasıl Kurtulabilir? –1 14 Mayıs Seçiminde, Kürtler Ne Yapmalıdırlar? Kürtler artık; 'Türkler ile devam mı, tamam mı' diyecekler! Demirtaş’ın Kürt Siyasetini MİT’in Dizayn Ettiğini İtiraf Etmesi Türklerin vefasızlığı ve Kürtlerin kabaran öfkesi !!! Kürt meselesinin çözüm kongresinin toplanması – 4 Kürt Sorunun Çözümü İçin Yapılması Gerekenler - 3 Geleneksel yöntemlerle Kürt Meselesinin Çözüm Projesinin işlemesi için –2 Geleneksel yöntemlerle Kürt Meselesinin Çözüm Projesi -1 Öcalan: Gelin Kürt meselesinde 'ABD'yi yedeğe düşürelim' Öcalan: 'Bizimkiler devlete uzak düştü, halletmeliyiz!' Artık söz sırası Öcalan ve PKK’de Kürt Toplumu Bu Kadar İhaneti Kaldırmaz!!! Yeni Bir Yaşama Başlarken... Tüm Dostlara Teşekkürler Yeni Bir Çözüm Sürecine Doğru –1– Demirtaş Öcalan’a neyin hesabını verecek, Kürt milletine vereceği hesap ne olmalı? Demirtaş–Öcalan arasındaki vekâlet savaşı ve Kürt siyasetinin sefaleti… Erdoğan’ın muhatapsız çözüm süreci Erdoğan’ın Kürtlerle imtihanı ve geleceği…??? Kürtler, toplumsal yok olma tehlikenin farkındamıdırlar? Kürt milleti, PKK’yi kusmak istiyor, amma velakin… Sol Düşüncenin Kürt Milli Davası Üzerindeki Tahribatı ve Kürt Milletine Maliyeti! 'ABD Afganistan’dan çekiliyor, Kürdistan merkezli büyük oyun başlıyor' “Kandil Dağı Kadar Kürt, Anıttepe kadar Kemalist” olmak, Kürdün derdine çare olur mu? –4 FETO ile mücadele ve Mescid-i Dırar olayı! Üst Aklın Kürt Planlaması ve Kürtler'in çaresizliği –3 Filistin Kürtlerin nesi oluyor? Öcalan: “Bu çatışma bitmez, bu çatışmayı bitireni bitirirler” –2– Erdoğan ile HDP arasındaki savaşı nasıl okumalıyız?-1- Karanlık eller tarafından şehid edilen Mele İzzeddin Yıldırım’ın şehadet yıl dönümü münasebetiyle Batan güneşe tapan Kürt siyasetinin iflası ve yeni güneşin doğması PKK sistemi ve üstlendiği rol – 3 Öcalan’ın liderliğe hazırlanması ve kahramanlaştırılması-2 Bir 'Halk Çocuğu' olarak Abdullah Öcalan ve onun liderliği –1 Evet “ABD’nin Irak’a saldırısı ve saldırıdan sonraki muhtemel gelişmeler(*)” dedik…! İnsan ve Kıyamet! Neden Kürt değerlerine saldırıyorlar? –3– Bersisa yolundaki Şivan’a cevap…!-2 Şivan üzerinden yeni proje mi? Kürtlere karşı Tarih tekerrür mü ediyor? Kürt devleti kurulum sürecine girerken, Kürtler ne yapmalı? –10– Roboski ile Taksim arasındaki hat Gezi-Taksim olaylarına farklı bir bakış Kürt sorunu çözüm projesi için ilk adım; 'Kürt toplum sorunları araştırma merkezi…!' –9 Dünya Kürtlere borçlarını ödemek istiyor, fakat…? - 8 ABD'nin Kürt-sel dönüşüm projesi Yeni bir Kürdistan bölgesi için ilk adım! Kürdistan'da yumuşak gücün oluşması – 7 Tarikat ve Medreselerin Kürt Toplumundaki Konumu - 6 PKK ile Nereye Kadar–5 PKK’nin devreye sokulması - 4 Kürt halkının sosyolojik yapısı ve PKK’nin Kürt halkı arasında taban bulması -3 Kürtler ile Türklerin tarihten gelen ilişkileri ve Kürt sorunun oluşması - (2) Kürt meselesinin çözümünde Tarikat, Medrese ve Ulamaların rolü! Faşist ruhlu Türklerle asla...!!! Erdoğan'ın hırsı Bahçeli'nin tuzağı Ziya Gökalp'ın büyük çilesi KÜRTLER ve Türklere kurmuş olduğu tuzak! -2 Türk milliyetçiliği, Türk'e kurulmuş bir tuzak mı? -1 Yenidünya düzeninde Kürtlerin rolü ve önemi ABD'nin Kürt politikası ve Kürtlerin geleceği ABD'nin PKK'nin Başına Ödül Koymasının Anlamı ? Ahmet Ağırakça hocanın tahrifat olayı! İsmen ve Cismen Kürtleri bitirmeye çalışmak! Erdoğan'ı tekrardan seçtiren faktörler SURUÇ olayı yeni bir ROBOSKİ'dir! Hizbullah'a açık mesajımdır - 2 PKK ve Kemalistlerin Kıskacında ki Kürt siyaseti Hizbullah, HUDA-PAR ve HDP Ak Parti'nin Kürdistan vedası! HDP'ye Kemalistler tarafından kayyum atanırken! Kürdistan referandumuna karşı çıkarak, Aslında neye onay verdiğinizin farkındamısınız? (Allah katında) Sn. Erdoğan için geri sayım başlarken! (2) Ak Parti’nin kaderi ve Kürtlerin geleceği! (1) Kürtleri kurban olmaya zorlamak!
x