Cem ayini yapan Aleviler ‘teklik’ çadırı altına toplanıp, ‘tek’leştirilemezler
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulacak olması, dizayn yoluyla Aleviliği asimile etme, seyreltme, kendi içinde ayrıştırma politikasının yeni bir denemesidir.
‘Tevhidi bir, kitabı bir, kıblesi bir, peygamberi bir, ezanı bir’ dedikten sonra ‘bundan başka bir muhabbet, bundan başka bir aşk yolu yoktur.’ demek Cem ayini yapan Alevileri olduğu gibi, kendi doğasıyla kabul etmemek anlamına gelir; inancımızı terk etmemize, yolumuzdan dönmemize, kendimizi, atalarımızı inkara neden olur.
Cem ayini yapan Aleviliği ve Alevileri olduğu gibi kabullenen ve destek olmak isteyen bir açılım olsaydı elbette memnuniyetle desteklerdik. Ancak, Cem ayini yapan Aleviler ‘teklik’ çadırı altına toplanıp, ‘tek’leştirilemezler. Alevi kurumlarının ve cemevlerinin bürokratik ve ekonomik sorunlarını çözmek başkadır, ‘teklik’ çadırı içine davet ederek asimile etmeye devam etme ısrarı başkadır.
Paradigma, binlerce yıldır sürdürdüğü Cem ayini yapan Alevileri asimile etme ihtirasından vaz geçmelidir. Cem ayini yapan Alevilerle, namaz kılan Müslümanlar arasındaki fark görülmek ve kabullenilmek zorundadır. Bu yaklaşıma direnmeyen, Cem yapan Aleviliği, Alevileri ve ruhban sınıfının farklılığını, benzemezliğini temel alarak itiraz etmeyen muhalefet, sivil kurum ve bireyler paradigmasal düşünüp yaşamaya devam ediyor demektir.
Paradigma, Alevileri hala kendi görmek istediği forma göre dizayn etmek istediğini bu çağda bir kez daha açıklamıştır. Bu nedenle, son açılımın dili ve Alevilere uzanan eli tedirginlik vericidir.