Türkiye'de Kürtlere yönelik sömürgeci özel hukuk bir daha uygulandı. Bunun sonucu 6 milletvekili anayasa mahkemesinin kararına rağmen zindanlarda tutulmuştur. Bu gerçeklik, binlerce siyasi tutuklunun neden zindanlarda olduğunu çok iyi açıklamaktadır. Başta Milletvekilleri ve Belediye Başkanları olmak üzere binlerce siyasetçi zindanlarda rehin olarak tutulmaktadır. Çünkü zindanda tutulmalarını gerektirecek hiçbir neden bulunmamaktadır. Faşist karakterdeki yasalarla cezalar verilse bile uzun tutukluluk süresi nedeniyle bırakılmaları gerekir.
Türkiye'de 90 yıldır Kürtler üzerinde kültürel soykırımcı sömürgeci hukuk uygulanmaktadır. Aslında bu gerçekliği Türkiye de tüm dünya da bilmektedir. Kültürel soykırımcı politikalar karşısında kimliğini reddetmeyen ve doğal haklarını talep eden tüm Kürtler suçludur. Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan katliamlar, idamlar ve tutuklamalar kültürel soykırımcı sömürgeci politikayı sonuca götürmek için yapılmıştır. Bu politikaya itiraz edenlere katliam, baskı, zulüm, idamlar ve zindanlar reva görülmüştür.
Bugün Kürdistan'da Türk devletinin kültürel soykırımcı sömürgeci politikalarına itiraz eden Kürtlerin büyük çoğunluğu zindanlarda kalmıştır. Neredeyse zindanlarda yatmayan Kürt yoktur. Her evden birkaç kişi zindanlarda kalmış ya da kalmaya devam etmektedir. Bugün Kürtler dünyada siyasi nedenlerle zindanda yatma rekoruna sahip halk durumundadır. Bu durum Türk devletinin Kürtler karşısındaki karakterini ortaya koymaktadır.
Kürtlere karşı özel sömürgeci hukuk uygulayan Türk devleti, en başta da Kürt Halk Önderine özel bir hukuk uygulamaktadır. Bu Önderlikle ilgili dünyada görülmedik biçimde tek kişilik yasalar çıkarılmıştır. Başkaları için geçerli olan yasa ve uygulamalar sıra bu Önderliğe gelince anlamsız hale gelmektedir.
Kürt Halk Önderine, Milletvekillerine uygulanan bu özel hukuk ve binlerce siyasetçinin rehin tutulması, Türkiye'de kültürel soykırımcı sömürgeci zihniyetin değişmediğini göstermektedir. AKP hükümeti zamanında katledilen yüzlerce Kürt’ün katili bulunup yargılanmadığı gibi, Gever’de demokratik haklarını kullanan üç Kürt daha katledilmiştir. Bunların katilinin bulunmaması da sömürgeci hukuk nedeniyledir. Kürtleri katleden cellatlar bulabilmek için bu katiller korunmaktadır.
Tüm hukukçular ve demokratik çevreler 6 Kürt Milletvekilinin serbest kalması gerektiğini vurgulamaktadır. CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın serbest bırakılmasının emsal olması gerektiğini söylemektedirler. Buna rağmen Milletvekillerinin zindanda tutulması Kürtlere yönelik özel bir politikanın ve hukukun sonucudur. Bundan da birinci dereceden şu anda iktidarda bulunan AKP hükümeti sorumludur. AKP hükümetinin bunun sorumluluğunu başkalarına yüklemesi bir çarpıtmadır. Hukukun gereklerini yerine getirmeyen hükümet ya istifa eder ya da gereklerini yerine getirmek için girişimlerde bulunur.
Herkes de bilmektedir ki binlerce siyasetçinin tutuklanması AKP-cemaat ortaklığıyla olmuştur. Başka konularda ayrı düşseler de, Kürtlere yönelik bu ortaklık devam etmektedir. 14 Nisan 2009’dan başlayarak yapılan binlerce siyasetçinin tutuklanması bizzat hükümet tarafından karar altına alınmıştır. Milletvekillerinin zindanlarda tutulması kararı da AKP hükümetine aittir. AKP hükümetinin Milletvekilleri zindanlarda tutulmak için bin dereden su getirdiği bilinmektedir.
Eğer AKP hükümeti Kürt sorununun çözümünde bir niyeti olduğunu söylüyorsa hemen başta Milletvekili ve Belediye Başkanları olmak üzere binlerce demokratik siyasetçiyi serbest bırakmalıdır. AKP hükümeti tutumunu açık ortaya koyar ve bu yönlü bir karar alırsa tüm tutuklular birkaç gün içinde serbest kalırlar. Gerekirse birkaç saat içinde bir yasa değişikliği yapılarak Milletvekillerinin ve tutukluların zindanda tutulmasına gerekçe yapılan bahaneler ortadan kaldırılır.
AKP hükümeti yıllardır Kürtlere karşı çifte standart ve özel sömürgeci hukuk uygulamaktadır. Tüm bu sömürgeci hukuk uygulamaların ve çifte standartların sorumlusu da AKP hükümetidir. Dolayısıyla Milletvekilleri ve Belediye Başkanları başta olmak üzere demokratik siyasetçilerin zindanda tutulmasının sorumlusu da AKP hükümetidir.
Halkımız ve demokrasi güçleri Kürdistan'da uygulanan bu özel sömürgeci hukuk ve çifte standardı kabul etmemelidir. Bu sömürgeci özel hukuka karşı çıkılmadığı takdirde Kürtlere yönelik çifte standart uygulamaları devam eder. Bu nedenle halkımız meydanlara çıkarak kendi siyasi iradeleri olan Milletvekillerine sahip çıkmalı ve AKP hükümetinin ikiyüzlülüğünü ortaya koymalıdır. 12 yıldır Kürtler üzerinde uygulanan sömürgeci özel hukuk ve bunun Kürt halkına çektirdiklerinin hesabı AKP’den sorulmalıdır.”
