Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rojava Özerk Yönetimi hakkında, “Bu yönetim, resmi hükümet tarafından tanınmadı. Buna rağmen, temsilcilerimiz Şam ile özerk yönetim arasında bu sorunu çözmek için aktif olarak diyalog yürütmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Zaharova, Rusya'nın St. Petersburg kentinde gerçekleşen Avrasya Kadın Forumu kapsamında gündemdeki konulara dair basın toplantısı düzenledi.
Rûdaw muhabirinin sorularını yanıtlayan Zaharova, "Kürdistan Bölgesi'ni Irak devletinin bir parçası olarak görüyoruz ve Kürdistan Bölgesi ile dostane ilişkilerimiz var” ifadelerini kullandı.
Moskova ile Erbil arasındaki ticari ilişkilerin gelişerek ilerlediğini belirterek, “Aramızda heyetlerin karşılıklı olarak ziyareti söz konusu. İlişkilerin geliştirilmesi muhakkak her iki tarafın çıkarına ve faydasına olacaktır” diye konuştu.
Rusya’nın Erbil Başkonsolosu Maxim Rubin ülkesinin Kürdistan Bölgesi’ndeki ticari faaliyetlerine ilişkin Rûdaw’a verdiği demeçte, “Rus şirketleri Kürdistan Bölgesi'nde enerji sektöründe çalışıyor. Rosneft ve Gazprom gibi büyük şirketler Kürdistan Bölgesi'ndeki en büyük yatırımları olan şirketler arasında yer alıyor. 5 milyar doları aşan yatırımları bulunan şirketler, petrol ihracatı durduktan sonra bile burada faaliyet göstermeye devam ediyorlar. Ayrıca büyük bir ortak girişim daha var; Kürt petrolünü ihraç eden boru hattı şirketi, Kürt-Rus ortak girişimi Rosneft ve Kar Group tarafından işletiliyor” şeklinde konuşmuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 8 Ekim 2019’da başkent Erbil’i ziyaret etmiş Başkan Mesud Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani ile görüşmüştü.
Başkan Neçirvan Barzani, başbakanlık döneminde Moskova’ya ziyaret etmiş Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmişti.
Söz konusu görüşmelerde Rusya ile Kürd halkı arasındaki tarihi dostane ilişkilerinin yanı sıra ticari ve ekonomik gelişmeler ele alınmıştı.
Rusya’dan Rojava açıklaması
Zaharova, Rûdaw’dan Niyaz Mustafa’nın sorusuna cevaben, Rusya’nın Suriye hükümeti ve Rojava Özerk Yönetimi ile ilişkilerinden bahsetti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Rusya, Suriye ve hükümeti ile olan ilişkilerini koruyor; bu ilişkin uluslararası toplum tarafından da tanınmış ve kabul görmüştür” dedi.
Rojava Özerk yönetime ilişkin ise, Kürtlerin çoğunlukta olduğu Rojava'nın ve Kuzey Suriye'nin bazı bölgelerinin kontrolü altında olduğunu belirten Zaharova şu açıklamayı yaptı:
"Bu yönetim, Şam'ın toprak kaybettiği ve Suriyelilerin yabancı güçlerin işgaliyle karşı karşıya olduğu, Suriye'ye yönelik şiddetli bir uluslararası terör saldırısının gerçekleştiği dönemlerde tek taraflı olarak duyurdu."
Rusya, 2011'de Beşar Esad'a karşı başlayan protestoların ardından patlak veren ve 13 yıldır süren iç savaşta Suriye hükümetine destek verdi. Bu savaş, yarım milyondan fazla insanın ölümüne ve ülkenin yarısının yerinden edilmesine neden oldu.
2015 yılında Rojava’daki Kürdistani Güçler, müttefik Arap güçleriyle birlikte Demokratik Suriye Güçleri (DSG) adı altında kendi bölgelerini korumak için bir yapı altında birleşti.
Zaharova, Rojava Özerk Yönetimi hakkında, “Bu yönetim, resmi hükümet tarafından tanınmadı. Buna rağmen, temsilcilerimiz Şam ile özerk yönetim arasında bu sorunu çözmek için aktif olarak diyalog yürütmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Sözcü, Moskova’nın Rojava Özerk Yönetiminin doğrudan ABD’nin baskısı altında olduğuna ve ABD güçlerinin yönetimin kontrol ettiği tüm bölgelerde konuşlandırıldığını söyledi.
IŞİD’in 2014 yışımda Irak ve Suriye’ye saldırmasından sonra ABD öncülüğünde IŞİD’e karşı Uluslararası Koalisyon kuruldu. IŞİD’e karşı verilen savaşta DSG koalisyon güçleriyle aynı tarafta yer aldı.
Lübnan’daki saldırılar
Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılması olayına değinen Zaharova, Lübnan'ın "terör saldırısına" uğradığını ve bunun endişe verici olduğunu söyledi.
Bu olayın detaylı şekilde araştırılması gerektiğini belirten Zaharova, "Lübnan'da geniş çaplı bir askeri operasyonun, Orta Doğu bölgesinin güvenliği için yıkıcı sonuçları olabilir. Bunun gibi feci senaryolardan kaçınılması gerekiyor. İlgili tarafları itidal göstermeye ve çatışmaları durdurmaya çağırıyoruz." diye konuştu.
Zaharova, bölgede gerginliğin azaltılması, durumun istikrara kavuşturulması amacıyla bölgesel ve uluslararası ortaklarla işbirliğine açık olduklarını dile getirdi.
Zaharova, "Lübnan'daki olaylar, Batılı parçalarıyla üretilen cihazların kullanıcıları savunmasız hale getirdiğini gösteriyor. Bu bağlamda, Rusya, vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için önlem almayı planlıyor mu?" sorusunu, bu yönde gerekli adımlar attıklarını dile getirdi.
Önde gelen bilgi teknolojisinin Batılı şirketler tarafından üretildiğine dikkati çeken Zaharova, "Batılılar, gelişmekte olan ve egemen politika izleyen devletlere teknolojinin verilmesini engelliyor ve bunu, tekelini bozmamak için yapıyor. Onlar için tekel olmak, baskı uygulama ve süreçleri kontrol etme imkanına sahip olma anlamına geliyor. Bilgi teknolojisi üreten şirketlerin arkasında ABD ve müttefiklerinin istihbaratı var. Batılılar, bu kaynağı devletlerin içişlerine müdahale etmek için kullanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Zaharova, uluslararası toplumun bu konuda yasal zemin geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
"ABD, Ukrayna konusunda ateşle oynuyor"
Sözcü Zaharova, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in "Ukrayna'nın Rus topraklarına saldırması için uzun menzilli silah kullanmasının, NATO'yu Rusya ile savaşa sürüklemeyeceği" yönündeki açıklamasını değerlendirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu ancak, kesinlikle bağımsız hareket edemeyen, saçma sapan konuşacak kadar baskı altında olan, bunun sonuçlarını idrak edemeyen ve başında bulunduğu örgüt yapısındaki sorumluluklarıyla bağlantısı olmayan biri tarafından söylenebilir. Stoltenberg, NATO'dan ayrılıyor ve herhangi bir saçma şeyi söyleyebiliyor."
ABD'nin NATO'yu yönettiğini kaydeden Zaharova, "Amerikalılar, NATO'nun açıklamalarını yazıyor, tüm strateji ve kavramlarını belirliyor. Onlar, ateşle oynuyor ve gerçeklik duygusunu tamamen kaybetmiş durumdalar." diye konuştu.
Batı'nın Ukrayna'daki savaşı kışkırttığını belirten Zaharova, bu gidişle savaşın farklı bir boyuta çıkabileceğini ve tüm dünya için olumsuz sonuçları olabileceğini söyledi.
"ABD ve Güney Kore, Kore Yarımadası'nda askeri varlığını güçlendiriyor"
ABD ve Güney Kore'nin, Kore Yarımadası'na yönelik eylemlerini değerlendiren Zaharova, bu ülkelerin söz konusu bölgede askeri varlığını güçlendirdiğini ve askeri tatbikatlar düzenlediğini belirtti.
Zaharova, "Yarımada'daki statükoyu değiştirme yönündeki planların uygulanması, bölgede askeri gerginliği kontrol edilemez şekilde artmasını kışkırtıyor. ABD ve Güney Kore'nin, askeri durumu gerginleştirme, Kuzey Kore ile hesaplaşma girişimlerinin yaratacağı risklerin farkında olduğunu umuyoruz." ifadelerini kullandı.
Mariya Zaharova, Güney Kafkasya ile ilgili 3+3 formatında Dışişleri Bakanları toplantısının Türkiye'de düzenlenmesi için hazırlıkların yapıldığını ve toplantı tarihinin belirlendiğinde bildirileceğini de dile getirdi.