Barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını gidermede sorunlar yaşayan Z kuşağı sabah uyandığında ‘ben ne olacağım, aç mı kalacağım’ sorusunu sorarken, Altılı Masa’nın ise bu sorunlarına çözüm üretmediğini belirtiyor
Olası bir seçimde Z kuşağının toplam oy potansiyeli 9 milyonun üstünde. 1 Kasım 2015 yılında yapılan genel seçimde AKP 23 milyon 673 bin oy (yüzde 49), ardından gelen CHP 12 milyon 109 bin oy aldı. MHP 5 milyon 691, HDP ise 5 milyon 145 bin oy aldı. 2017 yılında yapılan Cumhurbaşkanı seçiminde ise Recep Tayyip Erdoğan 26 milyon 330 bin, ikinci sırada yer alan Muharrem İnce ise 15 milyon 340 bin oy aldı. Selahattin Demirtaş 4 milyon 205 bin, Meral Akşener de 3 milyon 649 bin oy aldı.
Sadece son yıllardaki bu iki seçim düşünüldüğünde bile olası bir seçimde ilk kez oy verecek Z kuşağının oylarının ne kadar önemli olduğu görülüyor. Peki muhalefet ve iktidar bunu görüyor mu? MetroPOLL Araştırma’nın ‘Z kuşağı anketi’ verilerine göre ilk kez oy kullanacakların dörtte biri kararsız. İlk kez oy kullanacakların yüzde 24,6’sı ‘millet ittifakı’na, yüzde 22’si ise ‘cumhur ittifakı’na yakın hissediyor. HDP’ye yakın hissedenlerin oranıysa yüzde 13,9. Z kuşağının yüzde 23’ü ise kararsız. Peki bugün Z kuşağı ne istiyor? Z kuşağının sorunları neler? Z kuşağı gelecekten ve Türkiye’den umutlu mu?
Esra Tokat’ın Gazete Karınca’da yer alan haberinde Z kuşağına sorular yöneltiliyor. Alınan cevaplar sonucunda ise Z kuşağının Altılı Masa’ya dair bir umut beslemediğini görülüyor. Konuşulan öğrenciler Z kuşağının barınma ve beslenme konusunda çok büyük sıkıntı yaşamasına rağmen bu konularda Altılı Masa’nın herhangi bir politika geliştirmediğini vurguladılar. Aldıkları bursların hiçbir şekilde kendilerine yetmediğini dile getiren öğrenciler sosyal hayatlarının çok sınırlı olduğunu ifade ettiler. Öte yandan Taksim’de 6 kişinin hayatını kaybettiği saldırı sonucunda can güvenliğine dair korkularının oluştuğunu da dile getirdiler.
Kirasını ödemek için çalışmak zorunda kalan üniversite öğrencisi: ‘Buna mecbur kaldım’
Hacettepe Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 1. sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki Onur Barut Üniversitede okurken çalışmak istemediğini ancak şartların kendisini buna zorladığını vurguluyor; “Zaten mezun olduktan sonra çalışma hayatına atılmak zorunda olacaktım ve bu benim hayatım boyunca artık çalışmadan geçireceğim son 4 ya da 5 senem olacaktı. Ama bir yerde buna mecbur kaldım. Kız kardeşim de üniversitede okuyor ve o da okuduğu için ailemin üzerinden biraz da olsa yük almam gerekiyordu. Bu yüzden de çalışmaya başladım” bilgini verdi.
‘Barınma ve beslenme en büyük sıkıntım’
Z kuşağı üyesi bir genç olarak en büyük sıkıntısının barınma olduğunu ifade eden Barut, “Barınma sıkıntısı dışında beslenme sorunu da yaşıyorum. Okulda çıkan yemeklerin porsiyonları küçük, karnımız doymuyor ayrıca hijyenik değil. Yemekhane böyleyken de insan dışarıda yemek istiyor ancak bu da ayrı bir maddi yük getiriyor bunu sağlamak da zor oluyor. Kısacası beslenme ve barınmada ciddi sorunlar yaşadığımızı söyleyebilirim” diye konuştu. Sosyal hayatlarının da yeterli olmadığını belirten Barut, “Arkadaşlarımızla bir kafeye oturduğumuz zaman bir kahve içmek ya da tatlı yediğimizde dünyanın parasını ödüyoruz. Bunu da yapamıyoruz bu yüzden” sözlerine yer verdi.
bir terör saldırısı oldu. Bu yüzden insanlar artık sokağa güvenerek çıkamıyor. Buna dair bir problem de yaşanıyor. Esasında Türkiye’nin en büyük sorunu yok, çok büyük sorunları var” yorumunu yaptı.
2002 doğumlu Oğuzhan Aygen 21 yaşında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 1. sınıf öğrencisi. 21 yaşındaki Aygen, bugün Türkiye’de yaşadı en büyük sorunun ekonomik sıkıntılar olduğunu söylerken İstiklal’de yaşanan patlama sonrası bunun yanına bir de can güvenliği sorununun eklendiğini belirtti. Okula Kızılay’dan aktarma yaparak gittiğini bildiren Aygen, “Artık Kızılay’a korkarak gidiyorum oraya da saldırı olursa diye” dedi.
‘Dışarı çıkmak, gezmek para demek’
Ailesinin yanında üniversite okuyan Aygen ailesinin kendisine verdiği harçlığın yetmediğini belirtti ve “Ailemden aldım harçlık anında tükeniyor. Bu da sosyal hayatımı etkiliyor. Bu pahalılık insanın canını çok sıkıyor” diye konuştu. Gençliğin neredeyse telefondan başka bir sosyal hayatının olmadığını ifade eden Aygen, “Dışarı çıkmak, gezmek para demek. Bu şartlardan ötürü de Z kuşağı elinden telefonu bırakmıyor çünkü telefona zorunlu kılıyorlar bu şartlarda” yorumunda bulundu.
‘Altılı Masa Z kuşağı için iktidardan farklı hiçbir şey vaat etmiyor’
Altılı Masa’nın Z kuşağı için bir şey vaat etmediğinin altını çizen Aygen, “Özellikle gençliğin sıkıntılarına dair somut bir şey ortaya koymuyorlar. Bir aday meselesine takıldılar. Mesela çıksınlar ekonomi programlarını açıklasınlar” önerisinde bulundu.
Altılı Masa’nın sağcı politikalar ürettiğini söyleyen Aygen, “Sağa doğru koşar adım giderken Altılı Masa’nın yaptıkları da buna tuz biber ekliyor. Mevcut iktidardan farklı bir şey vaat etmiyorlar. Masaya baktığımızda zaten AKP’nin eski başbakanını ve eski bakanını görüyoruz. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını olumlu gören Saadet Partisi var bu masada. Altılı Masa’daki 5 parti zaten sağcı, bir diğer parti ise solcu gibi görünüyor ama onlardan daha sağda” dedi.
‘Mezun olduğumda ne yapacağımla ilgili kesin bir güvencem yok’
2003 yılında doğan Eda Nur Sağlam ise Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü 1. sınıf öğrencisi. Üniversite tercihlerinde gençlerin ilgi duydukları alanlardan daha çok iş bulabilecekleri ve kendilerini güvence altına alma ihtimallerinin yüksek olduğu bölümleri tercih ettiklerini gözlemlediğini kaydeden Sağlam, “Ben de bölümümü seçerken böyle düşündüm. Buna rağmen şu an 1’inci sınıfım ve mezun olduğumda ne yapacağımla ilgili kesin bir güvencem yok. Sadece benim değil hiç kimsenin böyle bir güvencesi yok” yorumunu yaptı.
‘Altılı Masa güvensiz geliyor, Z kuşağı adına bir umut görmüyorum’
Doğduğundan beri siyaset alanında aynı isimleri duyduğunu aynı isimleri gördüğünü ifade eden Sağlam, “Bu kişileri bazen birbirlerine çok karşı bazen de aynı masada görüyorum. Bu yüzden Altılı Masa bana çok karmaşık ve güvensiz geliyor. Burada bir umut da görmüyorum” dedi. Z kuşağının siyasete ilgisi yok değerlendirmelerine de katılmadığını belirten Sağlam, “Sosyal medyayı bile özgür kullanamıyoruz bugün. İnsanlar siyaset yapmaktan çekiniyor şu an çünkü gelecekleri güvence altında değil. Oysa uygun koşullar sağlandığında ben Z kuşağının siyasetle çok ilgileneceğini düşünüyorum” diye de ekledi.
“Sabah uyanıyorum ve ‘ben ne olacağım, aç kalacağım mı?’ diye soruyorum”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Bulgar Dili ve Edebiyatı okuyan 1. sınıf öğrencisi Başak Kalafat 2003 doğumlu. KYK yurdunda kalan 19 yaşındaki Kalafat kendisi için en büyük sorunun gelecek kaygısı olduğunu dile getirdi ve ekledi:
Sabah uyanıyorum ve ‘ben ne olacağım, aç kalacağım mı?’ diye soruyorum. İstediğim ve hayal ettiğim şeyleri gerçekleştirememem beni çok üzüyor. Nerede para kazanabilirim bunlara yönelmem gerekiyor.
‘Düşüncelerimi özgürce belirtemiyorum’
İlk KYK kredisi Ocak’ta yatacak olan Kalafat, “Bu süre zarfında ailem bana para gönderiyor bu da zor zar yetiyor. Sosyal hayatımdan kısmam gerekiyor” dedi. “Fikirlerimi açıkça beyan edemeyeceksem bir yerde özgürlük diye bir şey yok bence. Düşüncelerimi özgürce belirtemiyorum” diyen Kalafat, “Burada bile bir şey desem başıma bir şey gelir mi diye bir düşüncem var. Konser yasaklamaları, festival yasaklamaları tamamen gerici bir ülkede olur gibi geliyor. Bizim ülkemiz böyle olmamalı. Özgürlük yok ancak bunun için çabalamamız gerekli. Savunmamız gereken haklarımız var” şeklinde konuştu.
‘Altılı Masa ile birlikte değişen bir şey olacağını sanmıyorum, güvenmiyorum’
“Hayata ve ülkeye dair umut kırıntılarım var. Umudumuz olmazsa hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Umutlu olacağız ki değiştirelim” diye konuşan Kalafat Altılı Masa’ya da değindi. “Muhalefet partileri benim için tamamen samimiyetsiz. Yıllardır süregelen iktidar gibi popüler olan konular üzerinden insanların gözlerini boyamaya çalışıyorlar. Altılı Masa ile birlikte değişen bir şey olacağını sanmıyorum. Gerçekten aynı sistem devam da edebilir. Bu yüzden çok güvenmiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.