Trump’ın İhvan kararı: Milyarlara el koyma ve 20 yıla varan hapis cezaları

ABD Başkanı Donald Trump’ın imzaladığı kararın ardından, ABD’nin terör listesine giren İhvan yapılanmalarına çok ağır yaptırımlar uygulanacak.

Uluslararası hukuk uzmanı Dr. Muhammed Mahmud Mehran, terör listesine giren kuruluşların ABD’deki tüm mal varlıklarının derhal dondurulduğunu, hesabın, yatırımın, gayrimenkullerin ve ortaklıkların tamamının müsadere edilebileceğini söyledi.

Mehran’a göre İhvan’ın ABD’deki şirketler, dernekler ve yatırımlardan oluşan karmaşık ağı yüz milyonlarca dolar değerinde ve tamamı el koyma riskiyle karşı karşıya.

Ayrıca örgüt üyeliği, herhangi bir eylemde bulunulmamış olsa bile, 10 ila 20 yıl arasında hapis cezasıyla sonuçlanabilecek.

ABD vatandaşı olmayan üyeler için ise sınır dışı, oturum iptali, vatandaşlık iptali ve seyahat yasakları gündemde.

“Sadece üyeler değil, destek veren herkes hedefte”

Hukuk uzmanları, sadece örgüt üyelerinin değil, finansal veya lojistik destek sağlayan herkesin aynı derecede ağır yaptırımlara maruz kalacağını belirtiyor.

Örgüt için çalışan avukatlar ve danışmanlar da “maddi destek sağlama” kapsamında cezalandırılabilecek.

Şiddet eylemleri, planlama ya da örgüt adına terör faaliyetleri yürüttüğü tespit edilen kişiler için ise müebbet hapis hatta bazı durumlarda idam cezası dahi mümkün.

Uluslararası etkiler: Bankalar İhvan’dan uzaklaşacak

Uzmanlara göre kararın etkisi ABD’yle sınırlı kalmayacak.

Uluslararası finans kuruluşları ve bankalar, ABD yaptırımlarından çekindikleri için İhvan bağlantılı tüm hesapları kapatacak veya donduracak.

Bu durum, örgütün küresel finansal ağında ciddi bir çöküş anlamına geliyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin 1373 sayılı kararı da devletleri terör finansmanıyla ilgili benzer adımlar atmaya zorladığı için, karar uluslararası hukukla uyumlu kabul ediliyor.

Siyasi perspektif: 7 Ekim ve önceki dosyalar etkili oldu

Siyasal bilimler uzmanı Dr. Hayri Ömer, kararın bir süredir ABD’de tartışıldığını ve özellikle 7 Ekim saldırılarında bazı İhvan kollarının Hamas ve Hizbullah’la “dayanışma içinde görülmesinin” süreci hızlandırdığını belirtti.

Ömer’e göre hem 2015 hem de 2025 yıllarında Cumhuriyetçiler tarafından hazırlanan taslaklar; İhvan’ın şiddet geçmişi, “Nida el-Kinana” gibi şiddet çağrısı olarak yorumlanan bildiriler ve bölgesel faaliyetlerini referans alıyordu.

Trump yönetiminin Mısır, Ürdün ve Lübnan şubelerini öncelikli olarak hedef almasının “ilk aşama” olarak görüldüğü, gelecekte başka kolların da incelemeye alınabileceği ifade edildi.