Trump'ın ulusal güvenlik stratejisine Avrupa'dan tepki

ABD yönetiminin yeni "Ulusal Güvenlik Stratejisi" belgesi, Avrupa'da soğuk duş etkisi yarattı.

Beyaz Saray'ın Perşembe akşamı yayımladığı belgede, Avrupa Birliği (AB) ve "diğer ulus üstü yapılar" denilerek işaret edilen Avrupa Konseyi gibi uluslararası örgütler, ağır suçlamalarla hedef alınıyor.

Trump yönetimi Avrupa'yı neyle suçluyor?

Belgede, AB ve Avrupa'nın diğer ulus üstü yapıları "siyasi özgürlüğü ve egemenliği baltalamakla" suçlanıyor ve izlenen göç politikaları nedeniyle "Avrupa kıtasının dönüştüğü ve toplumsal çatışmalara yol açıldığı" belirtiliyor.

Avrupa'da "ifade özgürlüğünün sansürlendiği" ve "siyasi muhalefetin baskı altına alındığının" iddia edildiği metinde, ayrıca "Avrupa'nın yakın bir gelecekte bir çöküşle karşı karşıya kalacağı" öne sürülüyor.

Doğum oranlanının düşmesi ve artan göç, Avrupa'nın karşı karşıya bulunduğu tehditler olarak sıralanırken, kıtada "ulusal kimliklerin ve özgüvenin yitirilmekte olunduğu" belirtiliyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşı sona erdirmek isteyen Trump yönetimi, yeni strateji belgesinde Avrupa hükümetlerini de hedef alıyor.

Belgede, Avrupalı hükümetlerin "savaşa ilişkin gerçekçi olmayan beklentileri besledikleri" iddia ediliyor. Ayrıca bu hükümetler, "muhalefeti bastırmak için demokrasinin temel ilkelerini çiğnemekle" suçlanıyor.

ABD'nin strateji belgesinde "Avrupa'nın büyük çoğunluğu barış istiyor, ancak bu istek siyasete neredeyse hiç yansımıyor, çünkü hükümetler demokratik süreçleri baltalıyor" ifadeleri yer alıyor.

Donald Trump'ın yeni açıklanan strateji belgesi Avrupa başkentlerinde geniş yankı bulurken, Alman basınında belgeyle ilgili haberlere "ABD AB'ye saldırıyor", "Trump Avrupa ile hesaplaşıyor", "ABD yönetimi AB karşıtlarını desteklemek istiyor" başlıklarıyla yer verilmesi dikkat çekiyor.

Wadephul: Kimsenin tavsiyesine ihtiyacımız yok

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, NATO'daki "en önemli müttefik" olarak nitelendirdiği ABD'nin yeni Ulusal Strateji Belgesi'ni uzmanlarla bir araya gelerek ayrıntılı bir şekilde inceleyeceklerini açıkladı.

NATO ittifakının aynı zamanda bir değerler ittifakı olduğunu söyleyen Alman bakan, "Dolaysıyla başka sorular da tartışılabilir. Ancak ben ifade özgürlüğü veya Almanya Federal Cumhuriyeti'nde toplumumuzun özgürce örgütlenmesi ile ilgili konuların, bunlar arasında yer aldığına inanmıyorum" diye konuştu.

"Bunlar Anayasal düzenimiz tarafından düzenleniyor. Bu amaçla zaten yalnızca üç erk, yani yürütme, yasama ve yargı değil aynı zamanla haklı olarak özgür basın da var. Biz buna büyük değer veriyoruz" ifadelerine vurgu yapan Wadephul, sözlerini şu sözlerle tamamladı:

"Almanya Federal Cumhuriyeti'nden kendi aramızda tüm bu konuları şimdiye kadar iyi bir şekilde tartışabilmiş olmamızdan dolayı mutluyuz ve minnettarlık duyuyoruz. Gelecekte de bu konuları tamamen kendi aramızda görüşebileceğimizi ve tartışabileceğimizi düşünüyoruz. Dışardan kimsenin tavsiyesine ihtiyacımız yok."

AB de suçlamaları reddetti

Washington'a Brüksel'den de bir yanıt geldi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Paula Pinho, Trump yönetiminin AB'yi hedef alan suçlamalarını "güçlü bir şekilde reddettiklerini" duyurdu.

Bu aşamada sadece suçlamaları reddettiklerin söylemekle yetinen sözcü, ABD'nin Ulusal Güven Strateji belgesi hakkında daha kapsamlı değerlendirme için önce belgenin inceleneceğini belirtti.