Almanya’dan Suriyeli sığınmacılar konusunda yumuşama sinyali

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, 30 Ekim’de Şam’a yaptığı ziyarette, Suriyeli sığınmacıların Almanya’dan sınır dışı edilmesinin yalnızca “çok istisnai ve ciddi suçlular” için geçerli olacağını vurguladı. Wadephul, Berlin’in Suriye’de yeniden yapılanma ve ekonomik kalkınma sürecine destek verme kararlılığını da dile getirdi.

Wadephul, Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya gelerek mülteci dönüşleri, yeniden inşa çalışmaları ve ikili ilişkileri görüştü. Bu ziyaret, Almanya ile Şam arasında Beşar Esad rejiminin sona ermesi sonrasında kurulan yeni geçici hükümet döneminde diplomatik ilişkilerde yeni bir sayfa olarak değerlendiriliyor.

“Birçoğu burada (Almanya’da) sadece koruma değil, yeni bir yuva da buldu,” diyen Wadephul, “Ancak bazıları ülkelerine dönüp yeniden inşa sürecine katılmayı düşünüyor. Almanya ve Suriye arasındaki bu özel ilişkiyi daha da derinleştirmek istiyorum,” ifadelerini kullandı.

Almanya’da halen yaklaşık bir milyon Suriyeli yaşamını sürdürüyor. Wadephul, bu topluluğu “iki ülke arasında insani bir köprü” olarak nitelendirdi ve “Avrupa özel bir sorumluluk taşıyor, bu süreçte Almanya öncü olmalı” dedi.

Bakan, Berlin’in Alman şirketlerinin Suriye’de faaliyet gösterebilmesi için pratik adımlar atacağını belirterek, geniş çaplı geri dönüşlerin altyapı yıkımı ve bazı bölgelerdeki güvenlik riskleri nedeniyle henüz mümkün olmadığını söyledi.

Almanya’nın bu ziyareti, Şam’daki siyasi geçiş sürecinin ardından Orta Doğu politikasında yeniden denge arayışının bir parçası olarak görülüyor. Berlin, iç savaş döneminde Suriye’ye yönelik en büyük insani yardım sağlayıcılardan biriydi ve artık ekonomik toparlanmayı siyasi istikrarla ilişkilendiren bir yaklaşım benimsiyor.

Almanya’da göçmen politikalarının sıkılaştırılması yönündeki iç baskılara rağmen hükümet, Suriye’ye dönüşlerin güvenli, gönüllü ve onurlu olmasının şart olduğunu vurguluyor. Son dönemde Almanya-Suriye diyalogunun odağı, yaptırımlar ve caydırıcılıktan, ortaklık, yeniden yapılanma ve diaspora entegrasyonuna doğru kaymış durumda.