Devlet'in, Öcalan İle Görüşme Telaşı!

''Düne kadar böylesi bir görüşmeyi önerenleri "ihanet" ile suçlayıp, bugün "bizzat ben görüşeceğim" demenin farkını, nedenini, acelesini anlamamak, kaba bir saflık, öngörüsüzlük, zayıflık ve ferasetsizliğin ötesi bir şeydir, hiledir!.. ''

19 Kasım 2025 - 12:51
19 Kasım 2025 - 12:51
 0
Devlet'in, Öcalan İle Görüşme Telaşı!

Öcalan, devletin elinde Kürtlerin varlığına  karşı kullanılan bir jop, kılıç ve silahtır.

Bu nedenle devlet ve onun en uçtaki Türkçü siyasi savunucusu Devlet Bahçeli için çok kıymetlidir... Bahçeli, böylesi hassas bir süreçte, Öcalan vasfını behemehalkullanmayı daha  aktüel tutmak üzere sabırsızlanmaktadır...

Düne kadar böylesi bir görüşmeyi önerenleri "ihanet" ile suçlayıp, bugün "bizzat ben görüşeceğim" demenin farkını, nedenini, acelesini anlamamak, kaba bir saflık, öngörüsüzlük, zayıflık ve ferasetsizliğin ötesi bir şeydir, hiledir!..

Abdullah Öcalan’ın dili ile Türk devletinin resmi dili arasındaki farksızlığı bilmezden gelmek büyük hiledir.

Zira Abdullah Öcalan, devletin "Şöyle söyle!" dediğiher şeyi söyledi. Kürtler adına, hiç bir şey istemediğini, partisini fesih ettiğini, silahsızlandırdığını, bulundukları devlete katılarak entegre olmaları için mutabık olduklarını, teslimatın sorunsuz olması için infaz kararlarında bazı yasal düzenlemelerin  oluşturulması gerektiği,   "Milli Dayanışma Demokrasi ve Kardeşlik Komisyonu"ise zaman kazanmanın ve esas olarak, Yakındoğu'da  Kürt ulusal sorununu kendi denetiminde tutarak çözmeyerek, çürütmenin aracı olarak  elde tutuyor...

Asıl mesele, Suriye'deki iktidar, muhalefet ilişkilerindeki dengesizlik, sürecin Kürtler lehine dönüştüğü görülünce, Abdullah Öcalan ve DEM Parti'nin bu gelişmeyi engellemek üzere Devlet Bahçeli tarafından acil ve aleni olarak telaş sarıyor...

Gündeme DEM Parti ve onun yönetici, hatta savunucuları bu telaşlı halde Devlet Bahçeli'nin arkasında durmakta imtina etmiyor. Böyle olunca çok yönlü olarak Kürtlere açık şekilde hile yapılıyor...

Bunu anlamazlıktan, görmezdengelmek de hiledir...

Devlet Bahçeli'nin açık telaşı bundandır...

Bu arada Abdullah Öcalan'ın beyan ve görüşlerini eleştiren Ayşe Hür gibi entelektüel ve aydınların çok isabetli eleştirilerine karşı, "Ezen ulus mensubu, Kürt hareketini eleştirmesi üstencidir!" diye dıştalanması son derecede yanlıştır. Entelektüel ve aydınların görüş ve tutumları etnik ya da ulus kimlikleri ile sınırlanması tutumu gerici bir tutumdur ve kendi içinde de tutarlı değildir... Frantz Fanon, Afrika'daki sömürge tipi  kişilikleri eleştirmesi örnek alınırken.  İsmail Beşikci, Mihri Belli, Yalçın Küçük  ve daha nice kişilerin  Kürtler konusunda fikir yürütmeleri, geçmişte Öcalan'a pozitif destek sunmaları  faydalı, isabetli görülürken, Abdullah Öcalan'ı eleştirince, absürtçe  böylesi bir gerekçe ile karşı  çıkılması doğru ve tutarlı değildir.

Kürt ulusal sorunu, uluslararası bir sorundur. Böylesi bir konuda herkesin söz söyleme, eleştirme ve tutum alma hakkı vardır. Hele hele bu mazlum milletlerin özgürleşmesini isteyen bir dost sözü ise, onu susturmaya/ yönelmek etik değildir... Kaldı ki Öcalan, PKK ve DEM Parti'nin beyanlarının analiz ve kritik eden Kürt aydınlarının susturulması için yayınlanan ve tehdit olunan 102 kişilik liste sorununu yaratmışların, her kavramın başına "Demokratik" kavramı ile fetişleştirdikleri  literatür ortada iken...

Faşist sömürgeci soykırımcıları"dost", demokratların tehdit/ sansürve "düşman" muamelesi görmeleri, aklın sınırlarına sığdırmak mümkün değildir... Bu açıkça yaşanan kendi zıddına dönüşmek ve keskin bir U dönüşüdür...

 


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı toplam 820 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 13:52:23