100 Yıllık, İnkar Üzerine Kurgulanmış ve Hala Uygulanmak İstenen Senaryo

12 Eylül sonrası yapılan her seçimde yazılı senaryonun devamı olacak şekilde seçmen önüne konulan iki partili, ya da oluşturulan ikili ittifaktan birini tercih etmek zorunda bırakıldı. Gövdesi Kürd olan parti atanmış yöneticileri Türk solu ile birlikte senaryoya uyum sağladı.

Adnan Güllüoğlu

17.11.2023, Cum | 14:40

100 Yıllık, İnkar Üzerine Kurgulanmış ve Hala Uygulanmak İstenen Senaryo
Makaleyi Paylaş

Cumhuriyet kurulduğu yıllarda İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olanlar dahil ülke genelinde Rum, Ermeni, Laz, Süryani ve Kürdlere yönelik çok büyük etnik temizlikler yapıldı. Kıyımlardan geriye kalan "Kılıç artıkları" sürgün ve mecburi iskan uygulamaları ile asimile edilmeye başlandı.

Kürd'ler dışında başta Çerkezler olmak üzere azınlıkların çoğu önce anadilleri unutturuldu ve neredeyse tamamen asimile edildiler. Tek parti döneminde "açık oy, gizli sayım" kuralına göre yapılan seçimlerde millet vekilleri CHP genel merkezinde, bir kaç kişi tarafından atama ile belirleniyordu. Seçmenin tercih hakkı yoktu. Dış baskılar sonucu CHP içinde yer alan millet vekillerinin kurduğu DP parti ile (1946) çok partili sisteme geçildi. Tekçi düzenin izin verdiği oranda seçmen göstermelikte olsa en oy kullanma hakkını elde etti. Yapılan ikinci seçimde (1950) DP iktidar oldu.

Bu partiyi kuranlar arasında Kurtuluş savaşında Galip hoca kod ismi ile önemli çalışmalar yapmış, meclisi mebusan üyesi, Cumhuriyetin ilk yıllarında iktisat bakanı olarak ekonomik yapısına yön vermiş, Atatürk'ün son başbakanı ve 50 ve 60'lı yıllar arasında asker kökenli olmayan ilk Cumhur Başkanı Celal Bayar. Diğeri Atatürk'ün özellikle millet vekili olmasını ıstarla istediği ve Başbakan Adnan Menderes'ti.

Tek parti döneminde söz hakkı tanınmayan, varlığı görmezden gelinen halkın çok partili sisteme geçiş ile birlikte oyu değer kazandı. Tek parti dönemine karşı yeni dönemin unutulmaz sloganı "Yeter söz milletindir" olmuştu.

Oy sahibi Kürd ileri gelenleri ve eşraf kesimi oluşan çok partili sistemde yerlerini aldılar. Parti tercihinde tek parti dönemindeki uygulamalarda sürgün edilen, cezaya çarptırılan ya da atasının mezar yerleri bile olmayanları yeniden sistem içine çekmek için yeni kurulan Demokrat Partide yer verildi. Sistem içinde kalmaları için millet vekili ve bakan bile yapıldılar.

Celal Bayar'ın sivil kökenli ilk Cumhur Başkanı olması ve DP'nin Kürd ileri gelen ve oy sahibi ailelilere siyaset yapma olanağı tanıması gibi konular oligarşik yönetimi rahatsız etti ve darbe yapıldı.

Yine aynı yıllarda uygulanan yasaklara rağmen Barzani hareketinin varlığı ve ulusal karakteri ile diğer iki parçada olduğu gibi Kuzey Kürdistan'da da halk ve gençlik üzerinde etkili oldu. Legal planda eğitimli Kürd gençliği Türk solundan ayrılarak ulusal ilkeler ile DDKO bünyesinde örgütlendiler.

27 Mayısta yapılan askeri darbe olmasına rağmen devrim denilerek yıllarca resmi bayram olarak kutlandı. Darbenin lideri Cemal Gürsel'in ilk unutulmaz söylemlerinden biri de "Kim ben Kürd'üm derse suratına tükürün" olmuştu.

Çok partili sisteme geçiş ile birlikte terk edilmek zorunda kalınan tekçi yönetim sonrası ortaya çıkan boşluklar darbe sonrası çıkarılan yeni yasalar ve oluşturulan kurumlar ile doldurulmaya çalışıldı. Bunlardan en önemlisi iktidarları ve yasama organı olan meclisi "Demokles'in kılıcı gibi" denetleyen T.C. Senatosu'nun kurulmasıydı.

Yasal düzenleme ile eski Cumhur Başkanlarına ve darbeye katılan subaylara yaşamlarının garantiye alınması için tabii senatörlük (ömür boyu) hakkı tanındı.

Yaş haddinden dolayı idam edilmeyen Celal Bayar'a da eski Cumhur Başkanı olduğu için teklif edilmesine rağmen "Demokrasilerde tabii senatörlük yoktur” diye yapılan öneriyi reddetmiş. Senato bu görevi 1961'den 80 yılına kadar yaptı.

İçeride ve dışarıda darbeye karşı tepkilerini azaltmak ve ilerici bir görüntü kazanmak için örgütlenme, basın-yayın gibi bazı alanlar da kısmen özgürlükler tanındı. Çoğu kitap üzerinde yasaklar kaldırıldı. Tanınan demokratik haklara karşı gerektiğinde kullanılmak üzere ülkede ırkçı hareketlerin de belli odaklar tarafından örgütlenmesine başlandı.

Alınan bütün önlemlere rağmen tekçi yönetim anlayışı tehlikeye girip ülkeyi yönetmeye yetmeyince daha emekleme aşamasında olan sosyalist hareketler içerisinde gelişen Kürd ulusal bilincinin önünü kesmek için 70'de tekrar darbe yapıldı. Her darbe sonrası olduğu gibi bu darbe sonrası tekçi anlayışı koruyacak şekilde devlet yeniden organize edildi.

Yok edilen önder kadrolara ve alınan bütün önlemlere rağmen 74'te Ecevit affı ile birlikte yeniden güçlenen sol ve Kürd ulusal hareketlerine karşı önceden örgütlenmiş olan ülkücü kesim arasındaki mücadele sokağa taşındı. Gençlik üzerinden yapılan provakatif eylemler ile çatışmalara özellikle yol verildi.

Sivil siyasetin çatışmaların önünü alamadığı gerekçesi ile 80'de yeniden darbe yapıldı.

Legal siyasete yeniden kırmızı çizgilerle ayar verildi. Tekçi düzeni korumak için yeni anayasa yazıldı.

Özellikle polis cezaevine atılan Kürd gençlerinin ulusal kimliklerini yok ederek itirafçı yapıp onurlarını kırmak için akıl almaz insanlık dışı uygulamalar başlatıldı.

Diyarbakır Cezaevinde uygulanan insanlık dışı ve özel uygulamalara karşı ortaya konulan direniş ve sonucuna katlanarak yapılan siyasi savunmalar Kürd halkında ulusal bilincin gelişmesine yol açtı. Gelişen olaylarla birlikte 90'lı yıllarda "Ver kurtul”, yada "Vur kurtul" tartışılmaya başlandı. Gelişmelerin önünü almak için “Vur kurtul" tercih edildi. Kürd'ler adına yapılan provakatif eylemlerle birlikte faili belli cinayetlerin işlendiği kabus dolu yıllar başlatıldı.

Kurtarılmış Bölge anlayışı ile 4 parça Kürdistan'ı birleştirme iddiası ile yola çıkanlara içeriden yapılan müdahale ve yönlendirme ile "Kürdistan'ı çöpe attık" dedirttiler. ‘’Demokratik modernite" ile Türkiyelileşmek savunulmaya başlandı. "Bedel ödedik" diyerek bedel ödemeyenler bedel ödeyenler üzerinden atanmış siyaset yapanlar legal siyasette yerlerini aldılar. Böylece legal siyasette tabanda giderek güçlenen ulusal bilince engel olmak için sınıf mücadelesi ulusal taleplerin önüne konuldu.

Tekçi iradenin koruyucusu CHP önderliğinde faili belli cinayetlerin işlendiği dönemin sorumluları ile dolaylıda olsa ilkesiz kuruldu.

Muhalefet partilerinde de Kürd ulusal taleplerine karşı statükocu rejimin milliyetçi çizgisini korumak iktidar olmaktan daha öncelikli hale geldi. Tekçi anlayıştan kaynaklanan sorunlara uzun vadeli çözüm üretmek yerine iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi mücadele günlük sorunlara indirgendi. Sağ ve solda siyaset yaptığını iddia eden partiler gerek ittifak kurarak, gerekse tek başlarına meclis çoğunluğunu sağlamalarına rağmen şikayet ettikleri K.Evren'in yaptığı anayasa değiştirmediler, değiştirmek istenmedi.

12 Eylül sonrası yapılan her seçimde yazılı senaryonun devamı olacak şekilde seçmen önüne konulan iki partili, ya da oluşturulan ikili ittifaktan birini tercih etmek zorunda bırakıldı. Gövdesi Kürd olan parti atanmış yöneticileri Türk solu ile birlikte senaryoya uyum sağladı.

Önceki seçimlerde olduğu gibi son seçimde de son çara "Hatırım için oy verin" diyerek Kılıçdaroğlu'ndan yana oy bile istendi. "AKP'den kurtulmak için tek çare CHP'ye oy vermek" deniyordu. İnancı Türkçülük ile harmanlayıp savunan AKP'den kurtulalım ancak Türkçülüğün ve ötekileştirmenin kuramını oluşturan ve hala savunan CHP'den kurtulmak için ne yapmak gerektiğine değinilmiyor.

Fazla uzun olmasın diye tarihi bilgilere kısaca değinmek zorunda kaldım, umarım yazım anlaşılır.

Kürd'ler oluşan bu ikili sistemde önce Andımız gibi millet vekili olmak için edilen ırkçı yeminin kaldırılmasını kabul eden partiler ile ittifak kurmalı. Başta "Türk solu" olmak üzere yeminin değişmesini kabul eden yoksa ittifak kurmamalı. Yüz yıllık inkar üzerine uygulanan senaryoda Kürd'ler figüran olarak rol almak zorunda değiller. İkinci yüzyılda da asimile edilmemek için Kürd'ler ulusal ilkeleri ile kendi senaryolarını yazmak zorundalar.

A.Güllüoğlu

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

3400 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:14:20:44

Adnan Güllüoğlu

Yazarın Önceki Yazıları

Bağımsızlık Talebi Olmayanlar Güney Kürdistan Federe Yönetimini Anlayamaz Ya Tutarsa? Filistin Halkının Kazanımları Kürd Halkının Zararına Olmadığı Gibi Kürd Halkının Kazanımları Filistin Halkının Zararına Olamaz Savaşa Karşı Barış İstemenin Yolu Ulusların Kendi Kaderini Tanımaktır ‘Eğer Siz Bayrak ve Devlet İstemiyorsanız Sizde Bir Sakatlık Var’ Kaş Yapmak İsterken Göz Çıkarmak İsteyenlere Meydan Verilmemeli Seçimin Kaybedeni AKP, Ancak Kazananı Yok Kürd'ler Arafta Kalsın Diye Sorunun Adı Doğru Konmuyor "Xwade Mırov Kor Neke/Kor Bıkeĵi Ker Nekê Kurmê darê ne ji darê be dar narize Tartışan İki Kasap Arasında Koyunun Taraf Tutması Akıbetini Değiştirmez Anadile Konulan Yasak Irkçılığın ve Asimilasyon Politikasının Çirkin Yüzüdür Siyaset ve Samimiyet Aram Tigran - Mamoste Aramê Dikran 'İdam Edileceğiz, Ancak Bu Gururlu Bir Ölüm, Sizden Yas Tutmamanızı, Siyah Giymemenizi ve Cesur Olmanızı Diliyorum' Futbol Sadece Futbol Olmalı Türkiye Çifte Standartlar Ülkesi Gün ilkeli Siyaset ve Birlik Günüdür Dıms u Pekmez Hiç - Fark Etmez Kommagenes (Kom-Ma-Geli) Aryen Aşiretler Birliği ve Nemrut Denilen Kralları, İnkar ve Aşağılamak Amacıyla Uydurulan Rivayet İki Resim ve Düşündürdükleri Bir Binayı Yapamazsan Yıkıpta Viran Eyleme Bugün Cumartesi! 'Sizin Yüzünüzden Arkadaşlarım Öldü' Filistin Halkının Devlet Olma Hakkı Kadar Yahudi Halkının da İsrail'de Güven İçinde Yaşama Hakkı Vardır Ezilen Ulus Adına 'Dost Pazarda Görsün Diye' Eylem Yapılmaz Kürd'ler ile İsrail ve Bölge Barışı 'Türk Solu' ve Sosyal Şovenizm 'Sorgulanmayan Hayat Yaşanmaya Değmez' Filler Tepinince Çimenler Altta Kalır ve Ezilir PKK İle Daha Nereye Kadar? Kürd'ler Neden Referandum Yaptı Ve Neden Bağımsız Devlet Olmak İstiyor? Birlik Sorunu ve Gelinen Zorunlu Yol Ayırımı Düşen Öküze Bıçak Çeken Çok Olur Kemalizm İle Sosyalizm Arasında Bir Değil Bir Çok Aşılmaz Duvarlar Vardır Spor ve Kabaran Milli Duygular Çadır Kurduğun Her Yer Senin Değildir 1 Eylül Dünya Barış Günü Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız Tek tanrılı bütün inançlar öldürme der 'Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün' Lozan ve Sonrası Türk’ler ve Kürd’ler Birbirini Sevmek Zorunda Değil Xani Xulam yürüyüşüne devam ediyor Mezar Yerleri Bile Bilinmeyenler Yanardağ Kim ve Neden Tutuklandı? HDP'yi Kimler Kurdu, Kimin Partisi? 'Bir Kere Yanlış Trene Bindiyseniz Koridorda Ters Tarafa Yürümenin Hiçbir Faydası Yoktur' Seçim Yenilgisi ve Nedeni Üzerine Notlar Kürd’lerin Artık Kendi Senaryoları Olmalı 27 Mayıs’ta Yapılanın Devrim Değil Darbe Olduğu 22 Yıl Sonra Anlaşılmasının Gelişen Demokrasi Kültürü ile İlgisi Var mı? Bu Ülkede Sadece Taraf Olmayanlar Değil Taraf Olanlarda Bertaraf Edildi Kürdlerden Başka İttifak Dışında Kimler Kaldı? Halk Adına Devrim Yapmayı Beceremeyenler Bu Seferde Oyunu Alamadığı Halkı Suçluyor Adı Konmadan Savunulan Entegrasyonun Tek Amacı Vardır, O Da Asimilasyondur CHP Tek Başına İktidar Olsa Denizin, Yusufun, Hüseyinin İtibarlarını İade Eder mi? Türkiye’de Kaybedilen Yakınlarını, Mezar Yerlerini Aramak Hala Suç İzmir Mitingi ve Geride Bıraktıkları Çoğunluk Her Zaman Haklı Değildir Erdoğan-Kılıçdaroğlu Arasında Bırakılan Kürd Seçmen Kürd'ler Ne Yapmalı Davul Kimin Boynundaysa Tokmakta Onun Elinde Olmalıdır Farklı Olana Eşit Haklar Tanımayan Bir Hareket Demokrasiden Söz Edemez Biz Kırmızı gülüz, o dikendir bize Kendi kimliğiyle eşit olmayı isteyen Kürd'ün bu ülkede düşmanı çok Kürd’ler her şey olabilir ancak kendi olamaz Ulusal Haklar Söz Konusu Olduğunda Varlığı İnkar Edilenler Neden Seçimde Sizinle Birlik Olsun? İnsan Düşünmeden Edemiyor Kürd’ler iki ittifaktan birine neden oy versin? Kürd’lerinde Yeni Yüzyıl İçin Kendi Kimlikleri İle Bir Hesabı Olmalı Babacan ve Partisinin Açıklamaları Ciddiye Alınmalıdır Yapılacak Seçimde ve Yeni Yüzyılda Son söz Kürt’lerin olacak Geçmişe sahip çıkmak hala varlığını koruyan ilkeler ile olur Yargı Yolu Kapansa da Roboski Yüreklerde Kapanmadı, Kapanmaz! Fransız polis ile çatışmak hangi aklın ürünü? Şeva Yelda-Şevçile Legal Siyasette Ulusal Birlik ve Olması Gereken İlkeler Ezi bayramı kutlu olsun Neymiş 'aynı gemideymişiz', neymiş 'Demokrasi herkese lazım-mış' Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı Savunmak... Gönlü Ayran Olanın Çalkalayanı Çok Olur Kanayan ve Kapanmayan Yara Roboski İnsan haklarının olmadığı yerde hayvan haklarından söz edilemez Söylendiği Gibi Aynı Gemide miyiz? Demokratik Bir Anayasa Bekleyenler İçin Deyim Yerindeyse Yine ‘Dağ Fare Doğurdu’ 25 Kasım kadına karşı şiddete karşı mücadele günü Bitmeyen Kürd sorunu, farklı bir bakış açısı ve yine koparılan kızılca kıyamet Savaş ve barış diğer kavramlarda olduğu gibi taraf olanlara göre çeşitli anlamlar ifade eder Dayan İran dünyayı şaşırtmaya devam et Siyasette İki Yanlış Toplansa da, Çıkarılıp, Bölünse de Doğru Sonuç Elde Edilmiyor Kedi Allah rızası için fare tutmaz İletişim çağında tarihi gerçekleri çarpıtmak çirkin olmakla birlikte nafile ve utanç verici bir çabadır Değişim eskinin tekrarı ile olmaz Türkiye’de siyaset önyargı ve ötekileştirme üzerine kuruludur Tarih ve Kültürel Değerler gibi Ekoloji de gelecek nesiller adına korunması gereken bir mirastır Yapılan zulme bakıpta görmeyen de kör şeytandır İki Parti ve İki Belediye Başkanı İki yüzlü değil, çok yüzlü CHP Kılıçdaroğlu: Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum Sorunlar ancak eşitler arasında çözülür Jin, Jiyan u Azadi Efrin’de neler oluyor 5 No’lu Cezaevi kazandığı şöhrete uygun İşkence Müzesi olmalıdır Geliyorum diyen madenlerdeki 'Kazalar' kader değildir CHP ve AKP ikileminde bırakılan seçmen Demokrasilerde Ben Diyerek Siyaset Yapılmaz Cema Bayramı ve Ezidiler Yok Birbirinizden Farkınız Kürd'ün acısı bitmiyor: Gözyaşları içinde mezara verilen Wanyar bebek Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve İsrail Kürt kadınının saçını keserek verdiği acılı mesaj Bir amaç varsa, o amaca ulaşmak isteniyorsa bunun yolu ilkeli siyaset yapmaktır Devletin Çirkin Yüzü; Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Özür Dilemek Erdemdir Türkiye'de Yapılan Darbelerin Tek Amacı Statükoyu Korumaktır Zilan Katliamı / Komkujiya Zilan Adnan Güllüoğlu: Problemler anlaşılmadan çözülmez Kör Topala 'Nasıl Gidiyor' Diye Sormuş, Topalda Köre 'Gördüğün Gibi' Demiş Tencere Dibin Kara, Seninki Benden Kara CHP Eski Tas, Eski Hamam 72 yaşındaki bir kadına doktor ayıbı Evlat Sevgisinin simgeleri: Cumartesi Anneleri HDP'nin beyinlere yerleştirmek istediği mantık Yeter Demenin Zamanı Geldi ve Artık Geçiyor Anti-Marksist Devrimcilik Bir Doğrunun Ardına Kırk Yalanı Sığdırmak Tekçi Düşünce Kuzu Postu Giymiş Kurt Gibidir Denetlenebilir Bir Başkanlık Sistemi ve Bölgelere Ayrılmış Türkiye Bir Kadın Kahraman Leyla Kasım Hiç Bir Anne Evladını Siyasi Bir Amaç İçin Kullanıp Feda Etmez İlkesiz Yapılan Siyasetin Başarı Şansı Yoktur Kimin Kaçtığı, Kim Savaştığı Değil önemli Olan Kürd Halkı ve Bu Halkın Geleceği İçin Kim Ne İstiyor Düşündürücü Olan ve Yanıt Bekleyen Sorular Enlerin 1 Mayıs Kutlaması Devlet ve Demokrasi Geleneği Siyasette Tutarlı Olana Saygı Duyulur Değerlerine Sahip Çıkmayan Ezilen Uluslar Yok Olmaya Mahkumdur! Eleştiri ve Özeleştiri Kürdler Neden Size Oy Versin? Barzaniler, yine Kürt ve Kürdistan karşıtlarının hedefinde HDP Nereye Gidiyor? CHP ve Kürtler Irkçı validen Kerkük'te Newroz yasakları Devleti Olmayan Her Halk Yalnızdır Teslimiyet Ölüme, Direniş Zafere Götürür Azınlığın Azınlığı Olmak Savaşlarda Taraf Olunur! Putin'e Dünya Dur Denmeli Türkiye'de Antiemperyalist Olmak Savaşa Hayır! İşlenen Kadın Cinayetleri ve Nedenleri Taş Yerinde Durduğu Kadar Ağırdır Sorunların Adı Doğru Konmadığı Sürece Üstü Örtülerek Çözülmez Anlayan varsa beri gelsin Mustafa Kemal Kürd Sorununu Çözmek İçin Çaba Harcadı mı? Türk Solunun Dayanılmaz Kibri Ana Dilde Seçmeli Anadil'e "Yetmez ama Evet" Sezen Bahane Kemalizm ile Türk İslam Sentezcilerinin İttifakı Şahane Şaka Gibi Kim hesap soracak? İmralı mı, Edirne mi? Hoş Ama Boş Konuşmak Kılıçdaroğlu ve Stockholm Sendromu
x