Kürt halkının feodal geçmişindeki olurlarıyla, günümüzün siyaseti arasında ne gibi farklılıklar var Hocam?
Şehmuz Akıncı ile aramda sadece birkaç yaş farkı vardı. Bir başka ifade ile ben bu güzel kardeşimin abisiydim. Her aile bireyleri arasında yaşanan didişme ve çekişmenin kardeşim Şehmuz ile birebir yaşıyorduk. Ama her nedense yaşanan tüm didişme ve çekişmelerimizde sorgusuz sualsiz hak sahibi ben oluyordum.
Şehmuz’un en haklı olduğu bir konuda dahi, babam ve anam “O abindir onunla zıtlaşman ayıptır!” deniliyordu. Dolayısıyla Feodal topluma özgü mantığın mayası, modern dediğimiz siyasetin özüyle çokça ayrıştırıcı değil maalesef. Zira Feodal toplumda bir tek doğru vardı ve o doğru da ailenin büyüğü ya da çevresine sözünü geçiren güçlü olana aitti.
Geçmiş dünümüzde babamız ya da bir büyüğümüzün bir dediğine “Hayır, ikidir!” demediysek bugünün siyaset arenasında Parti ya da o Partinin yetkilisi ne diyorsa onun dediği mutlak doğru kabullenir RonahiCan.
Yani Hocam diyorsun ki dünün Feodal toplumun doğrusuyla, bugünün siyaset arenanın doğrusu aynı değirmene su taşıyor?
Her ne kadar gözle görülür bir değişim var gibi görünüyorsa da çıkılan kalenin zirvesine döşenen merdivenler çok benzerdir diyorum RonahiCan!
Yani diyorsun ki- “Dün Feodal toplumun hak tanıdığı birilerin doğrusu mutlaktı, bugünün siyasi abileri ne diyorlarsa dedikleri doğrudur” diyorsun Hocam?
Dün Şehmuz’la aramdaki didişmenin haklı tarafına bakılmadan abiliğimle hak sahibi oluyordum. Bugünün siyaset arenasında şuranın buranın çıkar şapkasıyla ortaya çıkanlar doğru olan taraf oluyor Ronahi can!
Demokratik siyasetin geleceğini, Feodal kültürü çağrıştıran anti demokratik yöntemlere almış başını yürüyor diyorsun Hocam?
Kürt halkının geleceği çok ciddi çıkmazlarla geleceğe çok olumsuz bir miras emanet bırakıldığı bilen biliyor diyorum Ronahi can!
Demokratik değerlere katkı sağlayabilen unsurları öne çıkartmak yerine ona buna diyet ödemenin arkasına takılıp kaldık demeye çalışıyorsun Hocam?
Kürt siyasetin gidişat rotası, demokratik siyasetin gereklerinden daha çok anti demokratik kültürün derinlikleriyle toplum kontrol edilmeye çalışıldı demek istiyorum Ronahi can!
Peki Kürt siyasetin günümüze taşınan çarpıklığın anlaşılmaz hikâyesi sadece bu söylediklerinle mi sınırlı Hocam?
Hayır Ronahi hayır! Keşke hikâyenin özeti bu sohbet vesilesiyle söylediklerimizle sınırlı kalsaydı! Ve ne yazık ki Kürt siyaseti birden fazla yamalarla zoraki bir bütüne sürüklendi hep!
Desene Hocam laf lafı acarsa çok daha derinlikli dehlizlerde yanlışa kurban edilen doğruları arar oluruz?
68 kuşaktan sonra birkaç kuşak yetişti bu coğrafyada ve ne yazık ki yetişen her kuşak bir önceki kuşağın yetmezliğinin üzerinden yürüdü hep Ronahi Can!
Peki Hocam Kürt halkı demokratik siyasetle buluştuğu günden bugüne, kendine özgün özüyle niye buluşamadı?
Buluşmazdı çünkü evrensel siyasetle tanışan Kürtleri kendine göre dizayn eden yama sahibi yamacılar önlemini almışlardı Ronahi Can!
Anladığım kadarıyla “Kürt sorunu Kürtlere bırakamayız, bıraktığımız anda ya zurnacıya ya da davulcuya kaçarlar!” diyenleri kastediyorsun Hocam.
Kürtlere akıl hocalığı yapıp Kürt halkını bu kadar hakir görenler genel projenin bir tek virgülü gibiler Ronahi Can.
Desene on yıllar öncesinde Kürt örgütleri arasında yaşanan karmaşayı kasteden dönemin İçişleri Bakanı “Herhangi bir şey yapmamıza gerek yok çünkü yapılması gerekeni harfiyen kendileri yapıyorlar” demesi boşuna değildi diyorsun Hocam.
Boşuna olur mu hiç Ronahi Can! Adam “Paniğe gerek yok, her şey kontrol altında gelişiyor, kafanızı yormayın” diyordu acık acık.
Peki Hocam hani arada bir Kürtlerin bilmem kaç parçaya böldüklerinden bahseder yakınırız ya, bu parçalanmışlığa paralel bir soru sorup Kürt siyasetin tüm gelişim ve gidişatı böl parçala ve yönet politikası üzerine kurulmuş desem?
Kürt sorunu Kürtlere bırakamayız deyimin içinde, Kürtlerle oynaşmaya işaret eden binbir oyun var Ronahi Can. Örneğin temel sorunları çözmüş uygar demokratik toplumlarda olması gerekenleri Kürt halkına giydirilmeye çalışıldı hep Ronahi Can.
Yani diyorsun ki, “Kadınlar Birliği,” Sünni İmamlar Birliği,” Aleviler Birliği,” Yezidiler Birliği” gibi birliklerin kuruluş mayasında bile bir bilenin bildiği var diyorsun Hocam?
Böl parçala, boğuştur, uğraştır, sonrada güçler arası güç kavgasına yönlendir mantığı var diyorum! Zira genel ve kalıcı çıkarlara harcanması gereken enerji, genel kurumlaşmanın içinde nasıl daha güçlü oluruma harcandı hep. Dolayısıyla Kürtlerin öncelikli doğrusundan daha çok “Esas sorundan uzaklaştırma” oyunlarıyla Kürt siyasetin önüne oyuncaklar konuldu diyorum Ronahi Can!
Kurulan Yezidiler Birliği kısa süre sonra hangi karanlık ellerle oraya buraya evrildiğini bilmeyen mi var Ronahi Can? Oluşturulan Aleviler Birliği ne tür boğuşmalarla mezhep zeminine çekildiğini bilen çok iyi biliyor Ronahi Can.
Aslına bakarsanız aklı başında hiçbiri evrensel demokratikleşmeye çağrışımda bulunan bu tur kurumlaşmalara karşı çıkmaz. Karşı çıkılan esas nokta mevcut toplumsal kültür düzeyin bedenine giydirilmeye çalışılan üst kültür elbisedir. İşin bir başka manalı tarafı da “Çok Partiye ne gerek var?” diyenlerin, çok güç yaratma ya önayak olmalarıdır diyorum Ronahi Can!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.