Türkiye’de 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimlerin tartışmasız kazananı ırkçı şoven Türk milliyetçileri olmuştur. Bu seçimlerde galip gelen sistem partilerinin temel stratejisini Kürd düşmanlığı üzerine kuran Türkiye faşistleri sözde Kürd parti ve örgütlerinin ortaya koyduğu kendini inkar ve yanlış siyaseti ile adeta Kürd düşmanlarına tarihi bir fırsat yaratmışlardır.
Apo’cu artıkların Kemalist Türk solcularıyla ortaklaşa geliştirdikleri bu hain seçim stratejisine basit birtakım şahsi ve grup hesapları dahil edilirken bu seçim süreci Kürdler için telafisi mümkün olmayan bir siyasi yıkım ve yenilgiyle sonuçlanmıştır. Kandil’deki baronların ve Kemalist Türk solcularının Kürd halkının umutlarını kıran sinsi ve derin politikalarına bu sefer de PSK ve birtakım Kürd grupları eklemlenerek Kürd ve Kürdistan özgürlük mücadelesine adeta ihanet etmişlerdir.
Birçok yönüyle üzerinde durulması gereken bu seçim sonuçları celladına aşık Bay Kemal açısından da oldukça manidar ve düşündürücüdür. Aslı Kürd ve Alevi olan bu arada ömrünün neredeyse tamamını bu ırkçı faşist devletine hizmet etmekle geçirmiş Bay Kemal 75’inden sonra Aleviliğini lütfen sahiplenip Kürdlüğünü inkar ederek özünü gizlemeye çalışırken bu devletin arşivlerinde saklı kripto anlayışlardan yırtacağını zannederek adeta çuvallamıştır. Derin güçlerin Bay Kemal’in yanına iliştirdiği Akşener, İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yakın markajından kurtulamayan Bay Kemal büyük bir tezgaha getirilerek hayatının en acı yenilgisini tatmıştır. Böylece kendisinin siyasi ihtiras ve istikbaline yapılan derin bir suikastla Bay Kemal’in politik hayatına seçimlerle ilgili müdahale yapılmış ve ayrıca yıllarca hizmet ettiği CHP’deki serüveni de noktalanmış olacaktır. Ve böylece celladına olan aşkı da büyük bir hüsran ve pişmanlıkla sonuçlanarak dünyasını değiştirmiş olacaktır.
Kürd parti ve örgütlerine gelirsek onlarca Kürd parti, örgüt ve şahsiyetlerin bir tane Sinan Oğan etmediği bu durumda en fazla düşünmesi gereken Kemal Burkay başta olmak üzere tüm parti örgüt ve grupların son derece trajik ve Kürdler için tehlikeli bu durum karşısında kendilerini yeniden ve ciddi bir biçimde sorgulayarak ya bu kötü gidişatı olumlu bir yönde etkilemek ya da ilerlemiş yaşlarını ve başarısız siyaset anlayışlarını dikkate alarak kendilerini de daha fazla yıpratmadan köşelerine çekilmelidirler. Bu bahsi geçen kişilerin Kürdlerin ihtiyaç duyduğu birlik önünde kendi kapris ve komplekslerinden dolayı ciddi bir engel oldukları artık bütün çıplaklığıyla ortada durmaktadır. Dolayısıyla bıraksınlar Kürd halkı onları geçmişteki emekleri yaptıkları ve yapamadıklarıyla değerlendirsin.
Sorumlu Kürd yurtseverleri T.C. Devleti’nin derin güçlerinin Kürdlerin siyasi birlikteliğinin gerçekleşmemesi için olmadık oyun ve entrikalar çevirdiklerinin bilincindedir. Kürd anasını görmesin diye her türden vahşet, baskı ve oyun tezgahladığını bilmektedirler ancak bir başka ve oldukça etkili Kürdlerin birliği konusundaki engellerin sözde liderlerimizin şahsi hesapları kompleks ve kaprislerinden kaynaklandığını ve ne yazık ki birer tıkaç görevi olarak önümüzde durduklarını ve siyaset meydanında cirit attıklarını da büyük bir kızgınlık ve üzülerek izlemektedirler.
Kurdistan u millete Kurd milke bave kesi nine.
Kürd halkını oldukça zorlu günlerin beklediği bu süreçte artık lider geçinen ve birkaç avaresiyle var olmaya çalışanların böylesi yanlış inatlarını bırakarak yeni nesillere fırsat tanıması elzem bir durum almıştır. Bu ağır ve kritik süreç Kürdlerin ortak mücadelesini ve milli demokratik bir dayanışmayı acil olarak dayatmaktadır. Yeni kurulacak sivil kurumlarda yapılacak olan olumlu çalışmalar daha ileriki günlerde siyasi mücadeleyi yürütebilecek binlerce Kürd gencinin ve kadroların yetişmesine vesile olacaktır. Siyasi mücadele akıl, sabır, kararlılık, finans ve cesaret işidir. Bütün bu özelliklere sahip ve fedakâr on binlerce gencimizin olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yeter ki bu potansiyele sahip çıkarak kendilerine fırsat tanıyalım.
Dolayısıyla Kürd halkı ya ebedi köleliğe razı olacak ya da kendi kimliğini cesurca sahiplenerek özgürlüğe giden kararlı bir mücadele vererek dünya milletleri içerisindeki onurlu ve şerefli yerini alacaktır.
M. Hüseyin Taysun
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.