Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -1-

1941 tarihinde Sovyetler Birliği, İran Azerbaycan’ında göstermelik sosyalist bir dikta yönetim kurdu. Akabinde Sosyalist Bakü yönetimi Kürdistan’a bir çağrıda bulunarak Bakü’yü ziyaret etmelerini tavsiye etti. Bu çağrıya heyecanlanan Mahabad’lı Kürd’ler, buna olumlu cevap verdi. İlerde kendileri için bir ölüm tuzağının hazırlandığını fark edemeyen Mahabad’lı Kürd’ler, Sosyalist Bakü’yü ziyaret edecek bir delegasyon oluşturdu.

Mustafa Balbal

10.11.2021, Çar | 16:38

Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -1-
Makaleyi Paylaş

Kürd tarihinin en kritik dönemi olgularından biri olan Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin kuruluş ve yıkılış sürecinde rol oynayan faktörlerin sosyolojisi etraflıca irdelendiğinde, emperyalist devletlerin rolü bariz şekilde belirmektedir. Dolayısıyla, emperyalist Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği başta olmak üzere, İngiltere ile ABD kendi doğal sınırlarının ötesindeki endüstriyel, ekonomik ve bilimsel kazanımlara el koyma amacıyla yürüttükleri yıkıcı savaş politikaları, Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin de sonunu getirmişti. Başka bir yabancı ülkeyi kendi iktisadi kazanımı için ilhak etme amacını güden ve haksız savaş olarak nitelendirilen ve 1914-1918 tarihleri arasında başlayıp son bulan I. dünya paylaşım savaşı, amacına tam ulaşamadan son bulmuştu. Bu savaştan arda kalan ve aynı zamanda geri kalmış dünya devletlerinin yer altı ve yer üstü zenginlik kaynakları, emperyalist devletler tarafından kadastral bir metotla ele geçirilmeğe ve bölüşülmeğe devam edilecekti.

İran Şahı’nın Almanya’ya olan politik ilgisi öteden beri bilinmekle beraber, Almanya’nın da İran petrollerine iştah kabarttığı İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından bilinmekteydi. Bu nedenle, I. dünya paylaşım savaşının ikinci raundu sayılan II. dünya paylaşım savaşının üçüncü yılının 25 Ağustos 1941 tarihinde Sovyet ordusu İran’ı kuzeyden işgale başladı. Buna mukabil olarak, İngiliz ordusu da İran’ı güneyden işgale başlamıştı. Her iki müttefik işgalci emperyalist devlete karşı direnen ve aynı zamanda Kürd ve Azeri halklarını da kendisi sömüren sömürgeci İran devletinin ordusu, kısa bir süre sonra direnişe son vermek zorunda kaldı. İran Azerbaycanı’nı tamamen işgal eden Sovyet ordusu, İran Kürdistan’ına pek nüfuz etmediyse de, orayı kendi gölgesinde kalacak bir tampon bölge olarak bırakıp, böylece Kürd’lerin mihver (Almanya, vd.) devletlerin etkisine girmesini engellemiş oluyordu. Böylece İran egemenliği Azerbaycan ve Kürdistan’da artık sembolik bir düzeyde işleyecekti. Artık İngiliz ve İran orduları bu iki bölgede çatışmalara pek giremeyecekti.

Aslında Sovyetler’in İran’ı işgal etmesinin temel amacı, Azerbaycan ve Kafkasya’ya doğru gerilemekte olan Sovyet ordularının geri hatlarını korumak ve Amerikan savaş ekipmanlarının Basra körfezi yoluyla kuzeye ulaşmasını sağlayan ikmal arterlerini elde tutmaktı. Dolayısıyla, Sovyet politikacıları Kürd ve Azeri halklarının ulusal duygularını kullanıp, milliyetçi amaçlarını manipüle ederek ve kendi siyasal, bölgesel ve küresel stratejik hedeflerine ulaşmak için onları kurban olarak kullandı.

1941 tarihinde Sovyetler Birliği, İran Azerbaycan’ında göstermelik sosyalist bir dikta yönetim kurdu. Akabinde Sosyalist Bakü yönetimi Kürdistan’a bir çağrıda bulunarak Bakü’yü ziyaret etmelerini tavsiye etti. Bu çağrıya heyecanlanan Mahabad’lı Kürd’ler, buna olumlu cevap verdi. İlerde kendileri için bir ölüm tuzağının hazırlandığını fark edemeyen Mahabad’lı Kürd’ler, Sosyalist Bakü’yü ziyaret edecek bir delegasyon oluşturdu. Bu delegasyonun içinde önemli şahsiyetler ile önemli Kürd aşiret beyleri yer aldı. Böylece, Kadı Muhammed’in başkanlığında; Mecid Han, Ali Ağa Mir Esed, Ömer Ali Yar, Şeyh Hacı Baba, Reşid Bey, Taha Zero Bey, Syyid Muhammed Sıddık, Hasan Hınare, Hasan Telo, Musa Han, Haci Kareni Ağa ile Kak Hamza Nalus’un içinde bulunduğu 30 kişilik bir Kürd delegasyonu Tebriz’den trene binerek Sovyet generali Selim Atakşiyof’un eşliğinde Bakü’ye vardılar. Kürd delegasyonu Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti başbakanı Cafer Bakırof’la çok yönlü bir görüşme yaptı. Başbakan Bakırof, Kürd-Azeri kardeşliğinden söz ederek, Kürd’lerin ilerde kurabilecekleri bir muhtariyeti destekleyeceğinin sözünü verdi. Ne yazık ki, verilen sözler daha sonra istenilen ölçüde yerine getirilmeyecekti.

Kürd’leri ölüm tuzağına sürükleyecek süreci başlatan Sovyet Bakü’nün komünist başbakanı Cafer Bakırof, toplantıda taleplerini sıralayarak; Kürd’ler tarafından İran ordusundan alınmış olan silahların İran’a geri verilmesini istiyordu. Ayrıca Rızaiye bölgesindeki Kürd aşiretleri ellerindeki silahları Sovyet ordusuna teslim etmeleri gerektiğini söyleyerek, ölüm tuzağın ilk işaret fişeğini böylece ateşlemiş oluyordu. Ama Kürd’ler bunu idrak edememişti. 14 günlük ziyaretin bitiminde Kürd delegasyonu sevinçle Mahabad’a döndü. Süreç içerisinde devam eden enformasyonel akışa göre, Azerbaycan Sovyet hükümeti, Kürd’lerin kuracağı muhtariyetin İran Azerbaycan’ına bağlı ve yetkileri kısıtlı bir yönetim olması gerektiği yönünde bilgiler yaymaya başladı. Bunun üzerine, Bakü’ye ikinci bir heyet gönderildiyse de, istenilen sonuç elde edilemeden delegasyon Mahabad’a geri döndü. Daha sonra müzakerelere uzun süre devam edildi.

Sovyetler’in İran’ı işgal etmesini verimli bir fırsat olarak değerlendiren bir grup Mahabad’lı Kürd, kendi bölgelerinde İran sömürgeciliğini sonlandırmayı amaçlayarak ulusal bir hareket olan “Komel” örgütünü 16 Eylül 1942 tarihinde kurdu. Komel örgütü, süreç içerisinde, Sovyetler’le sürdürülen aşiretsel nitelikli görüşmelerin yerine, artık örgütlü bir ulusal delegasyon mantalitesiyle görüşmelerin odağında kendini bulacaktı. Bu hareketin kuruluşu, Sovyetler’in Kürd’lere çağrı yaptığı yılın ertesi senesine denk geliyordu. Örgütsüz bir halkın siyasal geleceği ve yetisinin olamayacağı algısı halkta yeterince oluşmuştu. Kürd’lerin ulusal özlemlerine cevap arama misyonu güden bu parti, tüm Kürdistan’lı azınlıklara da soluk olmayı amaçlamaktaydı. Kürd’lerin özerk bir yönetime kavuşması için, tüm yeni üyelerine ant içtiren radikal bir yapı olarak bilindi. Örgütün illegal yayın organı olan “Niştiman” dergisi basılıp el altında Kürd bölgelerinin ücra köşelerine kadar ulaştırılmaktaydı. Kurulduktan iki yıl kadar sonra, yürüttüğü kapsamlı ve etkin siyasal propagandalarla politik varlığını İran Kürdistan’ının neredeyse tamamına yaymış oluyordu. Bu etki, Sovyetler’in temel ideolojisinin dayandığı Marksist kavramların yoğunluk kazandığı Kızıl ordunun hükmündeki coğrafyaya bile yayılmıştı. Aşiret ağalarından tutun, tüm etkin ve yetkin Kürd’ler örgüte üye olup aidatlarını düzenli şekilde ödemekteydiler. Demokratik bir yapı olan Komel örgütü, merkez komitesi olup, lideri olmayan politik bir yapıydı. Merkez Komitenin yaptığı uzun tartışmalar sonucunda, Kadı Muhammed’e bir gece vakti örgüte üye olması için teklif götürüldü. Teklifi tereddütsüz olarak kabul eden Kadı Muhammed’e örgütün liderliği de verildi. Fakat otoriter yapısı nedeniyle, Merkez Komiteye alınmadı.

8 bölümden oluşan bu yazı dizisinin kronolojik akışsal ışığında, ileriki süreçlerde Sovyet idarecileri ile Mahabad’lı Kürd’ler arasında sürdürülecek olan görüşmelere sözcü ve başkan sıfatlarıyla katılıp, idam edildiği ana kadar, mücadeleyi soluksuz şekilde sürdüren Kadı Muhammed’i kısaca tanıtmadan geçemeyeceğiz.

Kadı Muhammed takriben 1893 tarihinde Mahabad’ta meşhur “Kadı” ailesinin bir ferdi olarak dünyaya gelir. Yörede hiçbir köklü ailenin boy ölçüşemeyeceği kadar saygınlık gören nüfuzlu Kadı Ali’nin oğludur. Annesi ise, Fadullah Begi aşiretindendir. İran parlamentosunda milletvekili olan Ebul-Kasım Sadri Kadı (idam edildi) olan erkek kardeşi ile 4 kız kardeşi vardı. Tüm din alimlerinin yetiştiği “Kütüphane” denilen din okulunu okudu. Fakat, Kadı Muhammed asıl eğitimini babasının yanında ve evine girmiş olan çeşitli dillerdeki kitaplarla yaptı. Kürdçe, Rusça, İngilizce, Esparantoca ve Arapça olmak üze birçok dil bilmekteydi. Mahabad Vakıflar Dairesi müdürlüğü görevinde bulundu. Babasının yerine kadı olarak atandıktan sonra, yörede nüfuzu ve itibarı daha da arttı. İllegal bir yapı olan Komel örgütünün başkanlığı ile, daha sonra yasal bir parti olan Kürdista Demokrat Partisi başkanlığını da yaptı. 1’i erkek, 7 kız çocuğu babası olan Kadı Muhammed, “Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin” Cumhurbaşkanı’ydı.

DEVAM EDECEK…

Not: Bu yazı, 8 bölümden oluşan kronolojik bir yazı dizisidir. Her bölüm, 3 gün arayla yayınlanacaktır.

KAYNAKÇA:

1-Kanlı Mahabad’tan Aras Kıyılarına-Avesta yayınları (Necefkuli Pısyan). 2-Kürdistan Cumhuriyeti-İran’da Kürd Kimliğinin Oluşumu-Avesta yayınları(Abbas Vali). 3-1946 Mehabad Kürt Cumhuriyrti-Koral yayınları(M.Emin Bozarslan). 4-Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi 1 ve 2, -Doz yayınları (Mesut Barzani). 5-Mahabad Kürt Cumhuriyeti-Kürt Araştırmaları-Makale, 18/4/2020 (Archie Roosvelt,jr). 6-İran’da Bir Kürt Cumhuriyeti-Mecra, -Makale-. 7-Kürt’lerin Azeri Santracında Son Büyük Direnişi, Mahabad Kürt Cumhuriyeti- 26/9/2021, makale- İndependent Türkçe (Mehmed Mazlum Çelik).

Mustafa Balbal

10/11/2021-ANKARA

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

3383 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:17:20

Mustafa Balbal

Yazarın Önceki Yazıları

Ağrı İsyanında Öldürülen Şêx Tahar’ı 91 Yıl Sonra Hatırlamak! Bıruki Aşiretinden Temoçin Ailesinin Erivan’dan Meclis-i Mebusan’a ve TBMM’ye Uzanan Siyasi Öyküsü Ekolojist HDP Üç Maymunu Oynuyor Selahattin Demirtaş’ta Liderlik Vasfı Var mı? Kürd Tarihi ve Sosyolojisi Bazen Abartılıyor 1916- Kürd Soykırımı Kürdolog Halil Hayali Kimdir? Ramazan Davulculuğu Geleneksel Faşizmdir 140 Yıllık Mültecilikten Tetikçiliğe Çerkes’ler… Aşiret Derneklerinin Sakıncaları Ve Aşiret Sosyolojisi Şêx Faxri Bokarki’nin Direniş Öyküsü Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -8- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -7- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -6- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -5- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -4- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -3- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -2- HDP ile CHP’nin Muhataplık Paradoksu Atatürk Laik’miydi? Türkiye’de Kemalist Irkçılığın Sosyolojisi ve PKK Faktörü Yahudi-Arap Çatışması ve Kürd’ler Ermeni’ler Kimdir, Neden Toprak Sattılar? 1 MAYIS VE KALIN ENSELİLERİN İSTİSMARI Ermeni’ler Nekadar Kürd Öldürdü? Seyidxan ile Elican’ın İsyan Öyküsü ve İTC-Ermeni İşbirliği 2. bölüm Seyidxan ile Elican’ın İsyan öyküsü ve İTC-Ermeni İşbirliği Mele Mıstefa Barzani’ye saldırmak ahlâki değil Mahabad Kürd Cumhuriyeti gibi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni de Yıkmaya Çalışıyorlar Şeyh, Tarikat ve Kürd’ler ''Seyyid'' kimdir? Ve Kürd’ler… Bir Zamanlar Erivan Radyosu Kürd’lerin Devlet Olamayışının Faktörel Kronolojisi Ezidi Soykırımcısı IŞİD'in referans kodları 33 Kurşun Yahudi Jenosid'inin dün ve bugününe Kürd'lerin bakışı Dengbêj Seyidxan’ê Boyağçi’nin Cenazesinde Görülen Vefasızlık HDP'nin Yürüyüşü ve Demokrasi Çıkmazı Feridun Yazar'ı Anmak ve Anlamak Ahlât Selçuklu Mezarlığı söylemi ütopik bir söylemdir Kızıl Kürdistan'da Ermenistan'ın Vahşet Anatomisi
x