Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -3-

Tarih 22 Ocak 1946’yı gösterdiği sabahın ilk ışıklarıyla beraber, Mahabad şehri boydan-boya Kürdistan bayrakları ve rengârenk flamalarla süslenmiş şekilde göze çarpıyordu. “Çarçıra” meydanının orta yerine ahşaptan bir konuşma kürsüsü kurulmuştu.

Mustafa Balbal

14.11.2021, Paz | 14:03

Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -3-
Makaleyi Paylaş

Siyasal süreç, kaçınılmaz olarak müstakil bir Kürd muhtariyetine doğru olanca hızıyla devam etmekteydi. Bu sürecin bir parçası olarak, Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti başbakanı Cafer Bakırof’un dayatması sonucu, Komel örgütünün beklenen isim değişikliği çalışmaları takriben 20 gün sürmüştü. Kadı Muhammed’in çağrısı üzerine, Komel merkez komite üyeleri başta olmak üzere, toplanan 60 kişilik bir kitlenin katılımıyla örgütün ismi “Kürdistan Demokrat Partisi” olarak değiştirildi. Toplantıda merkez komitenin değiştirilmesine dokunulmadan 7 maddelik bir parti programı hazırlandı. Yeni partinin programına göre, özerk bir Kürdistan’ın inşası ve buna bağlı olarak, Kürd’lerin tüm ulusal haklarının özgürlüğe kavuşturulmasına çalışılacaktı.

12 Aralık 1945 tarihinde İran Azerbaycan’ında Sovyet yanlısı özerk bir halk hükümet kurularak, İran’ın askeri, ekonomik ve sosyal varlığına tamamen son verilmişti. Azerbaycan’daki bu değişimin esen sıcak rüzgarı Mahabad’lıların kalbini tümden ısıtıyordu. Heyecanın doruğa ulaştığı 17 Aralık 1945 tarihinde Mahabad’lılar kitleler halinde birçok koldan şehir merkezine doğru yürüyüşe geçti. İran’ın son kalıntısı olan adliye sarayı kuşatılarak yakılmak istense de, sağlıklı düşünülerek şiddetten vazgeçildi. İran’lı görevlilerden boşaltılan adliye binasına birçok Kürd sembolleriyle beraber Kürdistan bayrağı göndere çekilerek olay sona erdi.

Sovyetler Birliği Kürd’lere verdiği sözlerden birini yerine getirerek, 1 adet matbaa makinesi ile 1500 adet tüfek ve çok sayıda mühimmatı Kasım ayının ortalarında Mahabad’a yollamıştı. Cumhuriyet’in ilanından önce bu matbaayla Kürdçe broşür ve çok yönlü yayınlar basılarak Cumhuriyet’in kuruluş hazırlıkları yürütülüyordu. Bu broşürlerle kent ve kırsaldaki ahali Cumhuriyet’in kuruluş törenine davet ediliyordu. Kürd Cumhuriyeti’ni tanıma önerisi için Abdurahman Zebihi ile Ali Reyhani Tebriz’deki İngiliz konsolosuyla görüştüler. Ancak konsolosun cevabı tatmin edici bulunmadı. Kadı Muhammed ise, Tebriz’e giderek Kürd Cumhuriyeti’nin ilanı için Azerbaycan Başbakanı Cafer Peşveri ile Sovyet siyasal subayı Galazyof ve Sovyet irtibat subayı binbaşı Yarmakof’la bir dizi görüşme yaptı. Bu görüşmeler sonucunda, Cumhuriyetin kuruluşu için “22 Ocak 1946” tarihi uygun bir tarih olarak tasarlandı. 17 Ocak günü, Mahabad’ın en büyük camiinde 20 kişiden oluşan üst düzey bir kadroyla son hazırlıklar konusunda gizli bir toplantı daha yapıldı. “22 Ocak” tarihi heyecanla beklenerek Cumhuriyetin kuruluş çalışmaları neredeyse tamamen bitmek üzereydi.

Tarih 22 Ocak 1946’yı gösterdiği sabahın ilk ışıklarıyla beraber, Mahabad şehri boydan-boya Kürdistan bayrakları ve rengârenk flamalarla süslenmiş şekilde göze çarpıyordu. “Çarçıra” meydanının orta yerine ahşaptan bir konuşma kürsüsü kurulmuştu. Tüm aşiret ileri gelenleri, hükümet kabinesi, asker ve sivil bürokratlar ile tüm halk, milli kıyafetleriyle meydanı hıncahınç doldurmuştu. Kürdistan Demokrat Parti merkez komitesi de eksiksiz olarak orada yerini almıştı. Ancak, Azerbaycan’da hissedilen Sovyet rejiminin varlığını burada da yansıtacak bir tek emare bile göze çarpmıyordu. Daha sonraki aylarda Kürdistan’da görevli olduğunu inkar edecek olan Sovyet subayı Yarmakof, kendi jipinin içinde oturmuş uzaktan toplantıyı seyrediyordu. Kadı Muhammed, başında sarık ve üstünde Sovyet üniformasıyla kürsüye çıkıp halkı selamladıktan sonra, onbeş dakikalık konuşmasına başladı. Kürd’lerin artık derin uykularından uyandıklarını ve dünyada güçlü dostlarının olduğunu söyleyerek: “şu anda özerk Kürd Cumhuriyeti kurulmuştur” şeklindeki meşhur sözüyle genel konuşmasına giriş yaptı. Konuşmasında, Sovyet’lerin maddi ve manevi desteği ile, Azeri ve Kürd halklarının kardeşlik ve dostluğundan uzunca bahsetti. Konuşmasının sonuna doğru, kurulan Kürd Cumhuriyeti hükümeti kabinesinde yer alan bakanların isimlerini birer-birer okuyarak açıkladı. Cumhuriyetin ilanı görülmemiş bir coşkuyla karşılanarak gün boyu davul ve zurna eşliğinde halaylar çekilip, silah atışları yapıldı.

İran Azeri bölgesinde inşa edilen Sosyalist iktidar gibi radikal değişiklikler Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nde hissedilmiyordu. Örneğin, sosyalist Sovyet uzmanları, Sovyet gizli polis örgütü ve Marksist kavramlar hiç yoktu. Mahabad’ta Sovyetler’in sadece sınırlı bir nüfuzu vardı. O da, Sovyetler’in emperyal doğrultulu taleplerinin Kürd’ler tarafından nasıl karşılanacağıyla ölçülüydü. Tüm bunlara rağmen, her iki taraf arasında yapılan anlaşma gereğince, tank ve top başta olmak üzere, pek çok sayıda savaş ekipmanı Kürdistan’a verilecekti. Daha sonra anlaşmada yer alan tank ve top gibi ağır silahlar verilmeyerek, sadece 1 adet matbaa makinesi, 3 bini piyade tüfeği olmak üzere toplam 5 bin adet silah, 20 adet askeri kamyon, 10 adet jip, 1 adet radyo istasyonu ile 10 bin dolar para Kürd yönetimine hibe edilmişti. Sovyetler’in yardımlarına ilişkin ABD’nin resmi raporları; otonomi planının uygulanmasından sonra, Sovyetler’in Mahabad Kürd Cumhuriyeti’ne siyasi ve askeri desteğinin minimum düzeyde kaldığını söylemektedir. Ancak, Matbaa makinesi başta olmak üzere, birçok ekipmana makbuz karşılığında satış süsü verilmişti. Buradaki mantık, Sovyetler’in bu ekipmanları para karşılığında Kürd’lere sattığını ve kurulmuş olan Kürd Cumhuriyetiyle çok fazla ilgilerinin olmadığını İran ve İngiliz’lere anlatmaya çalışıyordu. Zaten Sovyetler’in Kürd’lere çok fazla zaman ve destek sunmadığı Kürd’ler tarafından da hissediliyordu. Kürd’ler ise, aslında Sovyetler’le olan sınırlı ilişkilerini İran ve İngiliz saldırılarına karşı bazen abartılı göstermek zorundaydı. Örneğin, sürdürdükleri dış politikada da bu yöntemi uygularken, ev ve sokaklara Stalin’in resimlerini asıp radyodan aralıksız olarak Sovyetler’in savaş gücünü öven yayınlar neşrediyorlardı.

Barzaniler 3 bin silahlı ordusuyla Mahabad şehrinin içinde karargah kurarak, Kürd Cumhuriyeti’ni savunmaya çalışmaktaydı. Kadı Muhammed, kuzeydeki Celali, Hewremani ile diğer bazı aşiretlerin de, Barzaniler gibi Sovyet nüfuzunun Mahabad’a kadar yayılmasını sağlamak için, İran saldırılarına karşı cephe almasını teklif etti. Ancak bu kuzey aşiretleri, ilerde başlarına bela gelebileceğini öne sürerek bu teklifi reddetti. Mahmut Berzenci hükümeti döneminde olduğu gibi, aşiretlerin olumsuz tutumu adeta bir kez daha tekerrür ediyordu.

Örneğin, Irak’ta özerk bir Kürd yönetimi kurmak için, 7 Nisan 1918 tarihinde bazı Kürd aşiret liderlerinin konsensüsüyle bir deklarasyon imzalanmıştı. Bu deklarasyon Şeyh Mahmut Berzenci tarafından İngiliz’lere iletilerek, İngiliz’lerin denetimindeki Kürd topraklarında özerk bir Kürd yönetiminin kurulması istendi. Kürd’lerin bu talebini olumlu değerlendiren İngiliz’ler, aynı yılın 1 Kasım’ında binbaşı Edward William Charles Noel’i görevlendirip Süleymaniye’ye gönderdi. Yapılan toplantılar sonucunda özerk bir Kürdistan’dan karar kılan binbaşı Noel, 10 Ekim 1922’de Şeyh Mahmut Berzenci’yi kurulan Kürdistan hükümetinin başkanı olarak ilan etti. İran, Türkiye ve Irak gibi ülkeler, Kürd’lerin kurdukları muhtariyete karşı hemen ses yükseltmeye başlamıştı. Gelişen bu tepkiler üzerine, Kürdistan hükümetini ortadan kaldırmak amacıyla 30 Nisan 1923 tarihinde İngiliz’ler ile Irak hükümeti arasında bir protokol imzalandı. Bu protokol gereğince, İngiliz Yüksek Komiserliği denetimindeki Süleymaniye bölgesi Irak’a bağlı bir il statüsü haline getirildi. Hemen akabinde Kürdistan hükümetinin lağıv edilmesi için İngiliz istihbarat subayı olan binbaşı E.B. Soane Kürdistan’a gönderildi. Binbaşı Soane tarafından birçok Kürd aşiret beyinin satın alınmasıyla etrafı iyice boşalan Mahmud Berzenci’nin hükümeti 7 ay gibi kısa bir süre sonra, tıpkı Mahabad Kürd Cumhuriyeti gibi, Kürd aşiretlerinin ihanetine uğrayarak yıkılmıştı.

Diğer yandan, İran Azerbaycan’ı başbakanı Komünist Cafer Peşvari Şubat 1946’da Kürd’lerle yaptığı görüşmenin özüne aykırı davranmaya başladı. Kürd’lerin kendilerine bağlı yarı özerk bir statünün ötesine gitmemelerini dayatıp, diğer yandan Kürd’lerin Sovyet Azerbaycan’ı yetkilileriyle görüşmelerini dolaylı yollardan engellemeye çalışıyordu. Çünkü, İran Azerbaycan’ı komünist hükümeti, toprak sınırlarını Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin içlerine kadar uzatmayı düşünüyordu. Bu durum Kürd’ler için savaş anlamına geliyordu. Bunun üzerine Meyanduwab bölgesindeki Kürd’ler Azeri’lerle çatışmaya girdi.

DEVAM EDECEK…

Not: Bu yazı, 8 bölümden oluşan kronolojik bir yazı dizisidir. Her bölüm, 2 gün arayla yayınlanacaktır.

KAYNAKÇA:

1-Kanlı Mahabad’tan Aras Kıyılarına-Avesta yayınları (Necefkuli Pısyan). 2-Kürdistan Cumhuriyeti-İran’da Kürd Kimliğinin Oluşumu-Avesta yayınları(Abbas Vali). 3-1946 Mehabad Kürt Cumhuriyrti-Koral yayınları(M.Emin Bozarslan). 4-Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi 1 ve 2, -Doz yayınları (Mesut Barzani). 5-Mahabad Kürt Cumhuriyeti-Kürt Araştırmaları-Makale, 18/4/2020 (Archie Roosvelt,jr). 6-İran’da Bir Kürt Cumhuriyeti-Mecra, -Makale-. 7-Kürt’lerin Azeri Santracında Son Büyük Direnişi, Mahabad Kürt Cumhuriyeti- 26/9/2021, makale- İndependent Türkçe (Mehmed Mazlum Çelik).

Mustafa Balbal

14/11/2021-ANKARA

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
2575 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:08:30:54

Mustafa Balbal

Yazarın Önceki Yazıları

Ağrı İsyanında Öldürülen Şêx Tahar’ı 91 Yıl Sonra Hatırlamak! Bıruki Aşiretinden Temoçin Ailesinin Erivan’dan Meclis-i Mebusan’a ve TBMM’ye Uzanan Siyasi Öyküsü Ekolojist HDP Üç Maymunu Oynuyor Selahattin Demirtaş’ta Liderlik Vasfı Var mı? Kürd Tarihi ve Sosyolojisi Bazen Abartılıyor 1916- Kürd Soykırımı Kürdolog Halil Hayali Kimdir? Ramazan Davulculuğu Geleneksel Faşizmdir 140 Yıllık Mültecilikten Tetikçiliğe Çerkes’ler… Aşiret Derneklerinin Sakıncaları Ve Aşiret Sosyolojisi Şêx Faxri Bokarki’nin Direniş Öyküsü Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -8- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -7- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -6- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -5- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -4- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -2- Mahabad Kürd Cumhuriyeti’nin Sosyolojik Tarihsel Kronolojisi -1- HDP ile CHP’nin Muhataplık Paradoksu Atatürk Laik’miydi? Türkiye’de Kemalist Irkçılığın Sosyolojisi ve PKK Faktörü Yahudi-Arap Çatışması ve Kürd’ler Ermeni’ler Kimdir, Neden Toprak Sattılar? 1 MAYIS VE KALIN ENSELİLERİN İSTİSMARI Ermeni’ler Nekadar Kürd Öldürdü? Seyidxan ile Elican’ın İsyan Öyküsü ve İTC-Ermeni İşbirliği 2. bölüm Seyidxan ile Elican’ın İsyan öyküsü ve İTC-Ermeni İşbirliği Mele Mıstefa Barzani’ye saldırmak ahlâki değil Mahabad Kürd Cumhuriyeti gibi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni de Yıkmaya Çalışıyorlar Şeyh, Tarikat ve Kürd’ler ''Seyyid'' kimdir? Ve Kürd’ler… Bir Zamanlar Erivan Radyosu Kürd’lerin Devlet Olamayışının Faktörel Kronolojisi Ezidi Soykırımcısı IŞİD'in referans kodları 33 Kurşun Yahudi Jenosid'inin dün ve bugününe Kürd'lerin bakışı Dengbêj Seyidxan’ê Boyağçi’nin Cenazesinde Görülen Vefasızlık HDP'nin Yürüyüşü ve Demokrasi Çıkmazı Feridun Yazar'ı Anmak ve Anlamak Ahlât Selçuklu Mezarlığı söylemi ütopik bir söylemdir Kızıl Kürdistan'da Ermenistan'ın Vahşet Anatomisi
x