İsrail Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı yeni cephe mi açıyor?

İsrail merkezli Bhol haber sitesi, Suriye muhalif basınına ait Step News sitesine ve İsrail’in Maariv gazetesinde yer alan yeni bir jeopolitik analizi derledi.

Söz konusu site, Doğu Akdeniz’deki güç dengelerinde yaşanan değişime dikkati çekti.

Rapora göre İsrail, Ankara ile Tel Aviv arasında Suriye sahasında artan gerilimin gölgesinde, Güney Kıbrıs’ta hava savunma sistemleri konuşlandırarak bölgesel nüfuzunu pekiştirmeyi hedefliyor.

Türkiye’nin çıkarlarına doğrudan tehdit

Sitede yayınlanan analize göre bu hamle, İsrail’i Türk çıkarlarıyla doğrudan bir temas hattına yerleştiriyor.

Bu adımın, sadece Güney Kıbrıs meselesiyle sınırlı olmadığı, aksine Kıbrıs sahası ile Kuzey Suriye’deki çatışmaları birbirine bağlayan çok daha geniş bir stratejinin parçası olduğu iddia ediliyor.

Analiz, İsrail’in Suriye sahasını, Ankara’nın nüfuz girişimleriyle mücadele etmek için merkezi bir alan olarak gördüğüne işaret ediyor.

Rapora göre: İsrail, Suriye’de Türkiye tarafından desteklenen unsurlara ait lojistik merkezleri, silah depolarını ve gözlem noktalarını hedef alan nokta operasyonlar düzenliyor.

Tel Aviv yönetimi, Güney Suriye’de (Kuneytra ve Dera) askerden arındırılmış bölgeleri korumayı başararak buradaki gelişmeleri Kıbrıs’taki hamleleriyle senkronize ediyor.

Doğalgaz ittifakı ve değişen dengeler

Raporda, Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz yataklarının stratejik önemine de vurgu yapılıyor.

Bu keşiflerin İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan arasındaki ilişkileri güçlendirdiği, Kıbrıs’ı güç dengelerini şekillendiren stratejik bir sahaya dönüştürdüğü belirtiliyor.

Analize göre doğalgaz faktörü, sadece İsrail-Kıbrıs ilişkilerini değiştirmekle kalmadı, tüm bölgedeki denklemi yeniden kurdu.

"Sınırlar değil, nüfus mücadelesi"

Analizde görüşlerine yer verilen uzmanlar, İsrail’in Türkiye’ye şu şekilde net bir mesaj gönderdiğini belirtiyor:

"Mevcut mücadele sadece adanın sınırları için değil, bölgesel nüfuz sınırları içindir."

Rapor, Kıbrıs çevresinde sağlanacak hava ve deniz hakimiyetinin, önümüzdeki yıllarda Doğu Akdeniz’deki hakimiyet yapısını kökten değiştirebileceği uyarısıyla son buluyor.