Yolsuzluk operasyonuna yönelik hükümetten ilk açıklama Arınç’tan geldi.
‘Hiçbir şey bilmiyorduk’
Yolsuzluk operasyonu üzerine dün AKP Genel Merkezi’nde olağandışı bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıdan sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç basın toplantısı düzenledi, AKP’ye karşı psikolojik bir savaş açıldığını söyledi.
AKP Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya ismi soruşturma kapsamında geçen bakanlar da katıldı. Toplantıya Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaptığı açıklamada Emniyet ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaları tekrarladı. Arınç yolsuzluk operasyonlarına “siyasi bakma hakları” olduğunu söyledi. Arınç açıklamasında “Peşin hükümle karar vermek masumiyet ilkesini bertaraf etmektir” derken şu iddilarla konuştu:
“Adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs TCK’ya göre suçtur. Kararı bekleyeceğiz ama bu süreçte bazı çalışmalar da yapabiliriz.
SİYASİ OPERASYON!
Soruşturma gizli ama kimse bu ilkeye uymuyor. Burada bir siyasi amaç olabilir mi, veya başka bir amaç taşıyor olabilir mi bu operasyonlar. Siyasi iktidar olarak bunları araştırma hakkımız da var. Çünkü bazı köşe yazarları, aylar öncesinden sanki bu operasyonu duyururmuşçasına açıklamalarda bulundu. Biz de siyasi iktidar olarak bu açıklamaların nasıl aylar önce yapıldığını araştıracağız. Aslında 6 ay önce dinlenme bırakılmış ama soruşturma şimdi başlamıştır. Kötü şeyler duyduk. Sabahın 5’inde gel dendiğinde gelecek insanların evlerine baskın yapıyorsunuz.
İÇİŞLER BAKANI TV’DEN ÖĞRENDİ
İçişleri Bakanı’nın bu operasyonu televizyondan öğrenmesinden daha acı bir şey olabilir mi?
Bu operasyonun amacı ne olabilir? Hükümetin yıpratılması. Güçsüz muhalefetle yıpratamayınca önce Gezi’yle şimdi de bu operasyonla yıpratmaya çalışıyorlar. Psikolojik harp benzeri bir operasyonla karşı karşıyayız.”
***
Ev dediler banka çıktı!
Operasyonda gözaltına alınan Bakan Güler’in oğlunun evinde çekilen fotoğraflar evde birçok kasa ve nakit para bulunduğunu gözler önüne serdi
A KP ve Cemaat’in arasındaki kavga yolsuzluk operasyonuyla yeni bir boyutta ilerlemeye devam ediyor. Yolsuzluk operasyonunu yürüten savcılıktan resmi bir açıklama gelmezken adliye koridorlarında dolaşan iddialar ve basına yansıyan bilgiler dikkat çekiyor. Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in evinde çekilmiş fotoğraflar “ilginç” ayrıtılar barındırıyor.
Operasyon kapsamında gözaltına alınan İçişleri bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in evinde operasyon kapsamında çekilmiş fotoğraflar basına yansıdı. Radikal gazetesinden Fatih Yağmur’un ulaştığı fotoğraflarda evdeki birden çok para kasası göze çarpıyor. Bir para sayma makinesi de çekilen fotoğraflara yansırken, evde deste deste döviz ve Türk Lirası ele geçirildi. Paraların miktar ve adet cinsinden kayıt altına alındığı yazılı kağıtlar da fotoğraflara yansıyan diğer ayrıntılar arasında.
Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ise ele geçirilen 4,5 milyon Dolar ele geçirildi. Kütüphane ve ayakkabı kutuları içinde bulunan paraya el konuldu. Öte yandan Aslan’ın eşinin de bir telefon görüşmesinde “Yeşiller geldi” şeklinde ifade kullandığı iddialar arasında yer alıyor.
***
Üç ayaklı operasyon
AKP ve Cemaat kavgasının ortaya çıkan skandal yolsuzluk iddialarıyla devam ettiği yorumları sürerken operasyonun ayrıntıları ise oldukça dikkat çekici. Ayrıntılar, operasyonun üç ayağı hakkında önemli bilgiler veriyor.
1-RÜŞVET VE YOLSUZLUK
Üç ayağı bulunan büyük yolsuzluk operasyonunda adliye koridorlarında dolaşan iddialara göre ayaklardan ilkini Rıza Sarraf’ın başında bulunduğu çete oluşturuyor. Sarraf’ın üç bakanla (Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan) geliştirdiği ilişkiler sayesinde Halkbank üzerinden İran’a kaynağı belirsiz yüksek meblağlı para transferleri ve altın kaçakçılığı yaptığı tespit edildi. Yapılan usulsüz havalelerin toplamı 10 milyar doları buluyor.
Bu soruşturmanın 2008 yılında MASAK’ın hazırladığı ‘Kara Para Raporu’nda Sarraf’ın ‘şüpheliler’ arasında yer almasından sonra başladığı, 2012 yılında ise adli çalışmaya dönüştürüldüğü öğrenildi. İddiaya göre Halkbank’ın bu yolsuzluk için seçilmesinin nedeni ABD’de şubesi bulunmaması, bu nedenle İran’la bu para ilişkilerinin ABD tarafından tespit edilemesi.
Soruşturmada bakanlar kodlanarak basına yansırken rüşvet aldığı tespit edilen üç bakandan en büyük payı Bakan A.’nın aldığı iddia edildi. Bakan A.’ya 103 milyon lira rüşvet verildiği, ayrıca Bakan A.’nın talimatıyla alınan mücevher ve lüks saatler için 200 bin Euro ve 5 milyon doların da Sarraf tarafından ödendiğinin anlaşıldığı öne sürüldü. Ayrıca Bakan B.’nin 20 milyon lira, Bakan C.’nin ise 3 milyon TL rüşvet aldığı iddia edildi. Bu rakamın Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a verilen 16 milyon lira rüşvetle toplam 139 milyon liraya ulaştığı, dosyadaki suçlamalar arasında.
2-TOKİ VE İMAR YOLSUZLUĞU
İstanbul ’da dün gerçekleşen üç ayaklı operasyonun bir ayağı da TOKİ oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danışmanı Sadık Soylu, Bakan Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, işadamı Ali Ağaoğlu, Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı, Yorum İnşaat’ın sahibi Osman Ağca gibi isimlerin de bulunduğu 22 kişi gözaltına alındı.
Şüphelilerin ‘İmar Yasası’na muhalefet, devlet malına zarar verme, rüşvet, kurul kararları ve belediye meclis kararlarına uymama’ suçlarıyla sorgulandıkları iddia edildi.
Soruşturmadaki iddialar arasında, sıradan vatandaşın belediyelere başvurarak imar değişikliği istediği ve oy birliğiyle reddedildiği birçok arazinin, bakanlık uhdesine alınarak yandaş şirketlere peşkeş çekildiği ve milyar dolarlık vurgunlara imza atıldığı gibi suçlamalar var.
İnşaat ihalesi verilen şirketlerin altyapı işlerinin Bakan Bayraktar’ın oğlunun gizli sahibi olduğu şirketlere gittiği, projeler önündeki engellerin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın müdahaleleriyle kaldırıldığı öne sürülüyor.
3- MARMARAY VE BELEDİYE
Operasyonun bir diğer ayağını ise Fatih Belediyesi’nin yolsuzlukları oluşturuyor. Fatih Belediyesi ve anıtlar kuruluna yönelik gerçekleştirilen rüşvet operasyonunda büyük meblağlar karşılığında tarihi yarımadada sit alanı olan arsalar için inşaat şirketlerine izin verildiği, Demiryolu, Liman ve Hava Meydanları İşletmesi’nin (DLH) ve Japon mühendislerin uyarılarına rağmen Marmaray’ın çökme tehlikesi pahasına bölgeye inşaat yapılmasına göz yumulduğu ileri sürülüyor. Aralarında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Belediye Başkan Yardımcısı Ednan Güler, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu yetkililerinin de bulunduğu 32 kişinin gözaltına alındığı operasyonda milyon dolarlara varan rüşvetlerin verildiği iddia ediliyor.
Marmaray Sirkeci İstasyonu’nun üzerinde bulunan tarihi bir binanın ve boş bir arazinin üzerine inşaat yapılması karşılığında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, koruma kurulu üyeleri ve tapu müdürlüğü çalışanlarının da aralarında bulunduğu isimlere milyon dolarlara varan rüşvet verildiği, inşaata izin veren bürokratların binlerce insanın hayatını hiçe saydığı öne sürülüyor.
***
Operasyona karşı operasyon hamlesi!
Yolsuzluk operasyonu sonrasında yaşanan gelişmeler devam ediyor. Kulislerde dolaşan bilgiye göre operasyona AKP’den karşı hamle geldi. Dün emniyette beş şube müdürü görevden alındı. İddialara göre AKP’nin gerçekleştirdiği karşı hamleyle yolsuzluk operasyonunu yürüten İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı(Yolsuzluk operasyonunun başındaki isim), Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal ve Organize Suçlar Şube Müdürü Nazmi Ardıç’la birlikte Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse ile Asayiş Şube Müdürü Ersan Erçıktı görevlerinden alındı. Görevlerden boşalan yerlere ise acilen yeni atamalar yapıldı. Mali Şube’ye Hakan Sıralı, Organize Şube’ye Ömer Burak Aktaş, Asayiş Şube’ye Yusuf Bengü, Kaçakçılık Şube’ye Aydın Yılmaz veTerör Şube’ye Serdar Ali Seçkin atandı. Akşam saatlerinde de 6 şube müdürü daha görevden alındı.
Emniyet ise görevden almaların duyulması üzerine “Bazı illerimizde emniyet personelimizin görev yerleri, haklarındaki görevi kötüye kullanma iddiaları ile ilgili soruşturmalar nedeniyle değiştirilmiş, bazı illerde ise personelimiz, idari gereklilik nedeniyle farklı yerlerde görevlendirilmişlerdir” ifadeleri kullanılan kısa bir açıklama yaptı.
ÖZ İDDİASI YALANLANDI
Dün basına yansıyan diğer bir haberde ise soruşturmalarda adı geçen Başsavcı Vekilli Zekeriya Öz’ün görevden alındığı iddia edildi. Kamuoyunun Ergenekon davası savcısı olarak tanıdığı Öz’ün görevden alındığı haberi daha sonra yalanlandı.
BAKAN OĞLU ‘GİZLİ’ ALINDI
Öte yandan operasyona ilişkin de ilginç bir ayrıntı ortaya atıldı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ı gözaltına almak için İstanbul Emniyeti’ne bağlı ekipler Ankara’ya geldi. Ekip, bölgelerinin dışında operasyon yapacağı için Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’den izin istedi. Alınan bilgiye göre, Yüksel’in kimin gözaltına alınacağını sorması üzerine, “Çok gizli bir operasyon. Kim olduğu önemli değil. Öğrenmenize gerek yok” yanıtını aldı. Vali Yüksel’den izni alan ekip daha sonra Salih Kaan Çağlayan’ı gözaltına aldı. Ankara Valiliği ise açıklama yaparak iddiları yalanladı.
***
Kapusuz, operasyonu ‘darbe’ diye tanımladı
AKP’li Bakanların oğullarının da aralarında bulunduğu birçok tanınmış isimle ilgili yolsuzluk operasyonunu yorumlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz operasyonu 27 Nisan e-muhtırasına benzeterek ‘ 27 Nisan Muhtırası sonrası, kapatma davası sonrası nasıl dik durduysak bu yıpratmalara karşı da öyle dik duracağız. Birileri manşetlerle, kirli oyunlarla, tehditlerle ve kurdukları tuzaklarla AK Partiyi köşeye sıkıştırabileceğini sanıyor ama yanılıyorlar’ dedi.
CEMAAT’ E GÖNDERME
Kamuoyunda Cemaat’le AKP arasında kavganın yansıması olarak yorumlanan yolsuzluk operasyonunu yorumlayan Kapusuz, AKP’nin birçok ‘şer odağını’ rahatsız ettiğini iddia ederek Cemaat’i işaret etti. Kapusuz şunları kaydetti:
“İçeride ve dışarıdaki bu şer odakları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar milli iradeye boyun eğdiremeyecekler. Herkes bilsin ki AK Parti iktidarı bu milletin kendisine verdiği emanete hiçbir zaman halel getirmeyecektir. Askeri vesayete, bürokratik vesayete, yargı vesayetine, dış güçlere ve çetelere bugüne kadar boyun eğmedik bundan sonra da eğmeyeceğiz”
YOLSUZLUĞA DARBE BENZETMESİ
AKP’li Kapusuz’un yolsuzluk operasyonunu 27 Nisan e-muhtırasına benzetmesi ise dikkat çekti:
27 Nisan Muhtırası sonrası, kapatma davası sonrası nasıl dik durduysak bu yıpratmalara karşı da öyle dik duracağız. Birileri manşetlerle, kirli oyunlarla, tehditlerle ve kurdukları tuzaklarla AK Partiyi köşeye sıkıştırabileceğini sanıyor ama yanılıyorlar. Türkiye’nin yolu değişmez, Türkiye emin adımlarla yoluna devam eder ve kurulan tuzakları bir bir bozar. İnanıyorum ki bu yıpratma sürecinden de milletimizin desteğiyle AK Parti daha güçlü çıkacak ve 30 Martta Millet bu odaklara dersini verecektir”
***
‘Bakanların istifa etmesi gerekiyor’
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti Genel Merkezinde toplandı. Koç, MYK toplantısı sürerken yaptığı basın toplantısında, MYK’nın bugün Türkiye’yi sarsan “rüşvet ve yolsuzluk” operasyonu olmak üzere tek bir gündem maddesiyle toplandığını ifade etti. Üç gündür yaşananların ibret verici olduğunu söyleyen Koç, “Yolsuzluğun, rüşvetin hükümetin ana damarlarında nasıl elini kolunu sallayarak dolaştığının belgeleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Allah’a iman ortak paydası altında milyonlarca insanımızın inanç dünyalarına haince tecavüz ederek, tek dertlerinin şu dünyada maddi menfaatleri olduğu kanıtlandı” dedi.
DEMOKRASİ UYARISI
Sağlıklı bir demokraside, üç bakanın oğlunun etrafında dönen rüşvet iddialarının, rüşvet alırken görüntüsü olduğu iddia edilen diğer bakanın görevlerine bir dakika bile devam etmemeleri gerektiğini belirten Koç, “Dünden beri bekliyoruz. Kendi oğullarının etrafında akçeli işler gırla gidiyor, gıkı çıkmıyor, hükümetin ve bakanların. Böyle bir demokrasi olabilir mi? İstifa bir erdem meselesidir. Bugün istifa etmeyeceksiniz, ne zaman bu müesseseyi kullanacaksınız. Hele bunlardan bir tanesi adli kolluk güçlerine de hükmeden, idari amir yani içişleri bakanı ise varın siz hesap edin” dedi.
***
Başsavcılık’tan ilk açıklama
Yolsuzluk operasyonuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ilk yazılı açıklama dün geldi.
Açıklamada, “yanlış anlamlara sebebiyet vermemek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bu kısa açıklama yapılmıştır” denirken “Kolluk makamlarından gelen bilgiler çerçevesinde 13 Eylül 2012, 21 Eylül 2012 ve 14 Şubat 2013 tarihlerinde 3 ayrı soruşturma başlatılmış, bu soruşturmalarda sivil vatandaşların yanında bir kısım kamu görevlileri de şüpheli olarak bulunmakta, soruşturmalardan ikisi genel olarak İmar Kanunu’na ve Kıyı Kanunu’na muhalefet etmek şeklinde olup, kamu görevlilerinin rüşvet aldığı ve görevi suistimal ettiği iddiaları da bulunmaktadır” ifadeleri yer aldı.
İKİ YENİ SAVCI
Açıklamada dikkat çeken bir ayrıntı ise iki savcının daha soruşturma için görevlendirildiği bilgisi oldu. Savcıların soruşturmayı hızlı biçimde yürütmek için görevlendirildiği de açıklamada kaydedildi.
EK SÜRE TALEBİ
Öte yandan soruşturmalardan birini yürüten savcının gözaltında tutulan 28 kişi için ek gözaltı süresi talep ettiği öğrenildi.
***
Kimler gözaltında?
Yolsuzluk operasyonunda önceki gün sabah saatlerinde gözaltına alınan 50’den fazla kişinin içerisindeki dikkat çekici isimler şöyle:
Reza Zarrab (İşadamı, Şarkıcı Ebru Gündeş’in kocası), Barış Güler (İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu), Kaan Çağlayan (Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu), Muhammed Zarrab (Reza Zarrab’ın kardeşi), Abdullah Oğuz Bayraktar (Erdoğan Bayraktar’ın oğlu), Sadık Soylu (ÇŞB Danışmanı, AKP Genel Bşk. Yrd. Süleyman Soylu’nun yeğeni), Murat Kurum (Emlak Konut GYO Genel Müdürü), Ali Seydi Karaoğlu (TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı), Mustafa Demir (Fatih Belediye Başkanı), Süleyman Aslan (Halk Bankası Genel Müdürü), Mesut Pektaş (İBB eski Genel Sekreteri), Ali Ağaoğlu, Emrullah Turanlı (Taşyapı Genel Müdürü), Behçet Kaynar ve Onur Kaya (Ekonomi Bakanı Özel Kalem Müdürü)
***
Solun operasyona bakışı
AKP ile Cemaat arasındaki kavga tarafların yolsuzluklarını ortaya çıkardı. Sol kamuoyu ise yaşananları tarafların gerçek yüzlerinin ortaya çıkması olarak yorumluyor
ÖDP: Bu operasyonu kim hangi gerekçeyle yapmış olursa olsun, gerçek olan ortaya dökülen bu yolsuzluklardır. 11 yıldır ülkeyi bu karanlık ve kirli ilişkilerle birlikte yöneten AKP ve Cemaat’in düzeni işte budur. Bu düzen haramzadeler düzenidir. Böyle bir yolsuzluk başka bir ülkede olsa adı geçen hükümet yetkilileri de hükümet de on kez istifa ederdi. Ama Erdoğan aksini iddia etse de ülkeyi bir ‘muz cumhuriyetine’ dönüştürdükleri ortadadır. Belediyelerden TOKİ’ye, her şey denetimden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Ancak AKP nasıl kapatmaya çalışırsa çalışsın, halkın emeğini çalan bu haramzadelerin peşini bırakmayacağız.
EMEP: Bu yolsuzlukta en temel nokta AKP-Cemaat çatışmasının ortaya çıkmasıdır. AKP-Cemaat çatışması olmasaydı bu çark devam ederdi. Bu operasyon sonucu normal de cezalandırılmalar beklenilirdi. Hala henüz bu bakanlar istifa etmedi. Bu soruşturma sağlıklı yürütülmüyor.
TKP: AKP’nin tek bir gün daha ülkeyi yönetme ehliyeti yoktur. Hükümet derhal istifa etmelidir. Halk da ortaya çıkacak boşluğu doldurmak için derhal harekete geçmeli, yerelliklerde örgütlenmeli, karmaşık ama umut vaadeden bir döneme hazır olmalıdır.
***
Operasyon dünya basınında
Yolsuzluk soruşturması kapsamında dün sabah üç bakan çocuğunun ve hükümete yakın iş adamlarının tutuklanmasına yurt dışı basınında geniş yer verildi. Haberlerde Gülen cemaati ve AKP arasında bir süredir devam eden dershane gerginliğine de değinildi.
The New York Times: ”Salı günü polisler geniş kapsamlı bir rüşvet soruşturması çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlıklarıyla bilinen birçok iş adamının ofisine şafak vaktinde baskın düzenledi. Gelişmeler, uzun süredir ülkenin Müslüman nüfusu üzerinde egemen olmuş iki adam arasındaki siyasi kapışmayı ciddi bir boyuta taşıdı. İlki Pensilvanya’da git gide büyüyen bir yerleşkede yaşamını sürdüren hasta ve yaşlı bir Türk hoca, öteki ise Erdoğan.”
Financial Times: ”Türkiye’deki bakanlar dokunulmazlıkla korunuyor. Dolayısıyla tutuklamalar, yasaların elverdiği en yakın şekliyle Erdoğan hükümetinin kalbine dokundu.”
The Washington Post: ”Eş zamanlı polis baskınlarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önemli ilişki kurduğu isimleri hedef aldığı görüldü. Gülen hareketi mensuplarının Türkiye’deki emniyet ve adli makamlarda güçlü bağlarının olduğuna inanılıyor. Analistlere göre Salı günü gerçekleşen baskınlar, ana gelir kaynağı dershanelerinin kapatılma tehdidiyle karşılaşan Gülen hareketinin hükümete saldırısı niteliğinde.”
The Guardian: ”Türk polisi üç bakanın oğlunu ve 34 önemli ismi organize baskınlar dahilinde tutukladı. Baskınların yazın kitlelerin gerçekleştirdiği protestolardan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın otoritesine yönelik en büyük saldırı olduğu görülüyor.”
BBC: ”Salı günü şafak vaktinde gelen tutuklamalar siyasi iktidarı şoke etti.”
***
KİM NE DEDİ?
»BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken: “Bu ülkede yolsuzlukla, rüşvetle mücadele edilmesi gerektiğini parti olarak başından beri savunuyoruz. Ortada bir yolsuzluk varsa bununla ilgili basına yansıyan bilgiler ışığında dolaşan ciddi iddialar varsa bunlar tabi ki açığa çıkarılmalıdır ve bu konuda gerekli soruşturma süreçleri sonuna kadar götürülmelidir. Sürecin tamamına Meclis el koymalıdır bizce.”
»CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş: “Şapka düşmüş kel görünmüştür. Bütün iman, edep, ahlak tartışması yapanların çocukları soruşturuluyor. Çevreci çocuklar, yaşam haklarına müdahaleye karşı çıkan çocuklar öldürülürken ‘Destan yazdı’ dediğiniz polisler, şimdi bakan çocuklarını soruşturuyor, bugün 5 tane emniyet müdürü görevden alındı. Yani bizim çocuklar öldürülürken destan yazılacak, sizin çocuklar soruşturulurken hepsi görevden alınacak.
»CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner: “Deniz Feneri davasında olduğu gibi bu soruşturmaya da ek savcıların getirileceğini söyledi. “Soruşturmaların dinamiği ne olursa olsun ortada bir yolsuzluk, kara para aklama, rüşvet soruşturması olduğu görünüyor. Bu soruşturmaya polis memurlarını görevden alarak müdahale edilmesi hukuki değildir”
Birgün