23 Nisan’da Türk askeri, Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan birliklerine ikmal sağlamak üzere kamyonlar, tanklar ve silahlı personelden oluşan büyük bir konvoyu Suriye’ye gönderdi. Türbe, Fırat Nehri’nin doğu kıyısında yer alıyor ve bölgede 25 asker o.
Oysa burada bir rutin söz konusu değil. İlk olarak, Suriye’deki durum, Ankara’nın böyle bir operasyonu planlamadan önce merkezi hükümetle değil asi gruplarla ilişkiye geçmesini zorunlu kılıyor. Ayrıca bu olayda, Türkiye’nin yakın çalıştığı grubun sınırla birlikte bazı bölgeleri de kontrol altında tutan ve PKK’nın yan grubu olan PYD olduğu tahmin ediliyor. Bununla birlikte, IŞİD ile iletişime geçildiğine dair göstergeler de mevcut. (Bu, hiçbir şekilde Türkiye’nin IŞİD ile işbirliği içinde olduğu anlamına gelmiyor. Ancak operasyon, mesajların Ankara’dan asi gruplara nasıl ulaştığı konusunda soru işaretlerine yol açıyor.)
Açık kaynaklı bilgi raporu, konvoyun Suriye’ye Ayn Al Arab (Kobane) sınır kapısından girdiğini gösteriyor. Aşağıdaki tweet ise yol boyunca bir noktada konvoyun PYD kontrolü altındaki noktadan geçtiğini göstermekte.
Türk askeri konvoyu Kobani kuzeyindeki YPG kontrol noktasından geçiyor #TwitterKurds.
Rapora göre konvoy çıkışta ise IŞİD kontrolü altındaki Jarabalus bölgesinden geçti.
Türk askeri konvoyu biraz önce Jarablus’tan Türkiye’ye girdi IŞİD iddiası yalanlandı
Mehmet Faik Firik
IŞİD’ın konvoyu QaraQawsak köprüsünde durdurduğuna ilişkin çeşitli bilgiler de mevcut. Köprü, IŞİD kontrolünde. PYD taraftarları, köprüde Türk konvoyu ile IŞİD arasında bir iletişim olduğuna ilişkin tweetler attı. İletişimin ardından, konvoyun Jarabulus’a doğru dönmeden önce Manbij’de yoluna devam ettiği ve Karkamış üzerinden Türkiye’ye tekrar giriş yaptığı kaydediliyor. Ben bu durumu garip buldum.
Bu rotanın en doğru yolu geri dönerek PYD kontrolü altındaki bölge üzerinden gitmek iken TSK neden köprü üzerinde ilerleyip IŞİD kontrolü altındaki bölge üzerinden geri dönmeyi tercih etti.
Bir daire çizerek yol uzatılıyor ve bu şekilde de askerler daha büyük bir risk altına sokuluyorlar. Bu durum planlanmış mıydı bilemem. Ancak, PYD taraftarlarının IŞİD’in konvoya eşlik etmiş olabileceğini kaydettiklerini belirtmek gerekir.
IŞİD eşliğindeki Türk askeri konvoyunun Minbij’e doğru ilerlediğine ilişkin teyit edilmemiş iddialar mevcut #TwitterKurds
Bunu biraz abartılmış bulmakla birlikte Ankara’nın Suriye’ye girmeden önce hem IŞİD, hem de PYD ile iletişime geçmiş olduğunu tahmin etmek yanlış olmaz sanırım. Bu nedenle bence bu “rutin” bir operasyondan çok, Suriye ile ilgili olarak Türkiye’nin mücadele etmesi gereken yeni bir durum. Her durumda, operasyona ilişkin hala cevaplanmamış sorular var. Ancak önemli birtakım çıkarımlar da söz konusu:
1) Türk ordusunun PYD ile bir iletişimi olmalı
2) Ordunun benzer şekilde IŞİD ile de iletişimi olması kuvvetle muhtemel.
Ancak bu çıkarımlar, daha fazla sorulara yol açıyor:
1) Köprüde ne oldu? IŞİD, kendi kontrolündeki bölgeden geçerken konvoya eşlik etti mi? Etmedi ise konvoy neden bir tam daire çizdi?
2) İletişim nasıl sağlanmakta? MİT’in her iki grupla da ilişkiyi yönettiğini tahmin ediyorum. Ancak kiminle konuştuklarını bilmiyoruz. PYD ile doğrudan bağlantı kurulan bir hat var mı? Şayet öyle ise MİT kimi arıyor? IŞİD ile bağlantı için doğrudan hat var mı? Yok ise mesajlar nasıl iletiliyor?
3) Geride kalan asker var mı? Diğer bir deyişle Türkiye, bölgedeki güçlerini yoğunlaştırdı mı?
4) Türbenin saldırıya uğramasını engellemek üzere her iki grupla da gayri resmi görüşmeler yapılıyor mu? Yapılmakta olduğunu tahmin edebiliyorum ancak bu konuda herhangi bir nihai bilgi söz konusu değil.
Her halükarda, bilmediklerimiz bildiklerimizden fazla. Ancak bu durumun rutinin çok ötesinde olduğu açık.
Aaron Stein