Seçim günü sabah kalkıyorsunuz, yerel seçimlerde oy kullanmak için oy vereceğiniz yere doğru yürüyorsunuz.
\
Hele bir de mevcut partiler içinde sizin düşüncenize göre bir parti yoksa sıkıntı hemen başlıyor. Bu defa mevcutların içinde size yakın bir parti arıyorsunuz. Size yakın bir parti buluyorsunuz ama bu defa da partinin gösterdiği adaya takılıyorsunuz. \
\
İnanılır gibi değil. Yerel seçimde bulunduğunuz yerde aday gösterilen adayın sizin il veya ilçeyle ilgisi alakası yok.\
\
Kendinize kızıyorsunuz, “Tamam ne yapalım her zamanki gibi ,mecbur vereceğim” diyorsun. Bu defa adayın durumuna bakıyorsun, şaşırıp kalıyorsun. Adayın şehircilik yönetimi ile ilgisi yok.\
\
Kızgınlığın giderek artıyor, ama bitmiyor. Adaya biraz daha bakıyorsun, genç ve dinamik değil. Ya yıllardır milletvekili yada başka bir yerde belediye başkanlığı yapmış.\
\
Her seçimde hep aynı adaylar. Ne kendisi, ne partisi ne de parti kitlesi “Yeter arkadaş, bırak biraz da yeni yetişen genç, eğitimli, bir kaç dil bilen, proje geliştirebilen gençlerimize yer açalım” demiyor.\
\
Kızgınlığın, içinde isyana dönüşüyor. Ama yapabileceğin bir şey yok. Adayda olumlu bir yön bulmaya çalışıyorsun. Ama nerede? \
İrade desen yok. İradesini başkasına teslim etmiş.\
\
Yaşadığın yerle ilgili bir projesi var mı diye bakıyorsun, o da yok. \
\
Seçim öncesi söylemlerine bakıyorsun. Eski söylemler, klişeleşmiş mesajlar, yeni bir şey yok.\
\
Bu düşünceler içinde bakıyorsun ki oy kullanma sırası sana gelmiş. Geçiyorsun sandığın başına istemeye istemeye senin olmayan partiye ve beğenmediğin adaya mühürü basıyorsun.\
\
Dışarı çıkıyorsun kendine, çevreye, her şeye, herkese kızıyorsun.\
\
Kendine soruyorsun, “Neden benim düşüncelerime uygun bir parti yok?”\
\
Neden demokrasinin tüm kurallarını benimsemiş, parti içi demokrasiyi işleten, AB normlarını pratikte uygulayan bir parti yok?\
\
Bir an sakinleşiyorsun, geçmişin film şeridi gibi gözünün önüne geliyor.\
\
Geçmiş deney ve birikimlerinle bunun kolay olmadığını da biliyorsun. 12 Eylül, işkenceler, cezaevleri, faili meçhuller, savaşlar, infazlar, iç infazlar, PKK dışında dağılan örgütler, kenarda köşede kalan nice değerler, başarısız olan birlikler, cepheler, kurulup da bir türlü gelişemeyen ve gittikçe gücünü kaybeden partiler moralinizi bozsa bile, bitip tükenmeyen yeni girişimler, büyük bir güç ve donanımla tarih sahnesine çıkmaya başlayan özgür yeni kuşak, size umut olmaya devam ediyor. Yaşam kaynağı oluyor.\
\
Yeni yılda, yeni umutlara. Başta Nerina Azad ailesi olmak üzere, tüm halkımızın yeni yılını kutlarım.\
\
28-12-2013 Mesut BAŞTÜRK\