Şam’ın IŞİD’e Karşı Uluslararası Koalisyon'a katılmasıyla DSG ile arasındaki denklem değişir mi?

Uluslararası Koalisyon, Suriye’nin IŞİD’e karşı mücadelede koalisyona katıldığını açıkladı. Ancak bu adım, sahada somut hareketler veya DSG kontrolündeki bölgelerde Suriye güçlerinin yerleşimi hakkında net bilgi vermiyor. Bu durum, Şam’ın sembolik bir adım mı attığı yoksa siyasi bir dönüşüm mü başlattığı sorusunu gündeme getiriyor.

DSG ve Şam arasındaki ilişki, tamamen ittifak ya da kopukluk değil; pragmatik ve zaman zaman sınırlı iş birliğine dayalı. DSG bölgede özerkliğini korurken, Şam ekonomik ve siyasi zayıflığını telafi etmek için bu tür anlaşmalardan faydalanıyor.

Araştırmacılar, Suriye’nin koalisyona katılımının daha çok sembolik olduğunu, sahada aktif bir IŞİD karşıtı rol beklenmediğini belirtiyor. Şam’dan, koalisyonun hareketlerini hukuken meşrulaştırması ve DSG’nin elinde bulunan IŞİD tutuklularıyla ilgili sorumluluklarını yerine getirmesi bekleniyor.

Bu gelişme, kuzeydoğu Suriye’de yaşayan milyonlarca kişinin günlük yaşamını etkileyebilir: sağlık hizmetleri, eğitim ve ekonomik kaynakların yönetimi açısından küçük ama önemli kolaylıklar sağlanabilir. Ancak, merkezi otoritenin geri dönüşü ve DSG’nin özerklik kazanımlarının korunması arasındaki denge hâlâ kritik.

Gelecek senaryoları üç başlıkta özetleniyor: sınırlı iş birliği ile mevcut durumun korunması, ABD baskısıyla geniş kapsamlı anlaşmalar ve çatışmaların devamı. Şam ve DSG arasındaki siyasi irade, bu adımların boyutunu belirleyecek.