Barrack’ın görev süresi tehlikede: Washington değişikliğe gidebilir

ABD’li diplomat ve iş insanı Tom Barrack, ilk kez 1972 yılında genç bir avukat olarak Beyrut’a adım attığında ne ülkede tanıdığı biri vardı ne de kalacağı bir yeri. Atalarının köyü Zahle’yi görmek isteyen Barrack, Arapçayı da o dönem aksanlı bir şekilde konuşuyordu.

Aradan yıllar geçtikten sonra, Barrack bu kez Beyrut’a ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye Büyükelçisi ve Suriye-Lübnan Özel Temsilcisi sıfatıyla döndü. Ancak, göreve başladıktan yalnızca beş ay sonra hem başarıları hem de tartışmalı açıklamalarıyla gündeme geldi.

Zor bir görev

Financial Times gazetesine konuşan Barrack, diplomatik görevinin zorluklarını anlatırken, “Bu iş ekonomi, finans ya da ticari anlaşmalardan çok daha yorucu; hem zihinsel olarak kışkırtıcı hem de fiziksel olarak ürkütücü” ifadelerini kullandı.

Barışa dair umutsuzluğunu dile getiren Barrack, “Barış, sıradan insanların arzusu. Ama gerçekten dünyanın buna yöneldiğini sanmıyorum” dedi. “Tek dileğim, Orta Doğu’yu bulduğumdan biraz daha iyi bir yer olarak bırakmak. Ancak evren gerçekten barış istiyor mu? Sanmıyorum.”

Suriye ve Lübnan’da sonuçsuz çabalar

Barrack, göreve geldiği ilk aylardan itibaren Şam yönetimi ile Demokratik Suriye Demokratik Güçleri (DSG) arasında arabuluculuk yapmaya çalıştı. Ancak 10 Mart 2025’te taraflar arasında bir mutabakat imzalanmasına rağmen, görüş ayrılıklarını giderme çabaları şu ana kadar başarısız oldu.

Lübnan ziyaretleri sırasında da Barrack sık sık tartışmaların odağına yerleşti. Basın toplantılarında gazetecilerle sert tartışmalar yaşaması, “Lübnan medyasına tepeden bakmak” olarak yorumlandı ve resmi tepkilere yol açtı.

Barrack’ın ayrıca Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan hükümetine yaptığı çağrılar, siyasi çevrelerde yankı uyandırdı. Ancak bu dosyada da somut ilerleme sağlanamadı.

Suriye kökenli gazeteci ve Al Majalla dergisi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Hamidi, Barrack’ın görev süresinin Kasım 2025’te sona erebileceğini ve Washington’un, Şam-DSG ya da Şam-İsrail hattında ilerleme sağlanamaması durumunda değişikliğe gidebileceğini aktardı.

Tarihi, kişisel bağları ve diplomatik çabalarına rağmen Barrack’ın sözleri, bölgeye dair giderek artan bir karamsarlığın da ifadesi olarak değerlendiriliyor.