Omurgasız, Yalaka, Bukalemunca Bir Mesaj Daha!

Diyarbakır'da Düzenlenen I. Mezopotamya İslam Konferansı’na iletilen mesajda, "İslamiyet, her derde şifa" diye nitelemiş Öcalan...

Bu mesaj nasıl düzenlendi, iletildi tartışmaları bir yana, biliyoruz ki

Abdullah Öcalan'da her renk ideoloji ve her tür ayak oyunu var. Kimi görse o renge girebilen, kime baksa onun gibi sırıtan bir kişiliğe sahip...

Ülkücü,

Dindar,

Baasci,

Kemalist,

Cumhuriyetçi,

Otokrat

İslamcı,

Sosyalist,

Anarşist,

ittihatçı

İttihatkar

.........

.........,

Her sarf ettiği kavramın başına da "Demokratik" diye eklemeyi asla unutmaz!

Ama hiç bir davranışında da demokratik hassasiyeti ve yaşamı  gözetmeden!.

Tam bir bukalemun... 

Ancak Kürtlere ait her şeye  hakaret etmek, arkadaşlarını aşağılamak konusunda hiç taviz vermemiş ve vermez...

Dünyada hiç bir entelektüel,  "İslam'da demokrasi" tespit etmemiştir.

Bilakis, İslam biat üzerine siyaset kurar .. Yaşamı merkezi ve otoriter bir idare üzerine inşa eder.

Bu hususta tüm entelektüel cihan, "İslam'da ademi merkezi, demokratik  fikir ve demos kültürü geleneği yoktur…"

Tüm bu tarihi gerçekliği 1400 yıldır insanlık yaşamışken, mezhepler, savaşlar ve cihat/dar-ül harp  uğruna insanlığa tecavüzü meşrulaştıran bir anlayış nasıl ve neden "demokratik" denilerek, 'buyrun bundan afiyetlenin, bu kadının özgürlüğü, insanlığın kurtuluş yolu!" olarak sunulup, savunuluyor.

İnsanlık yaşadığı tarihe mi, bu tezat ve uyduruk savunuya mi inanır?

Eh insanlık hep doğruya değil, uyduruk  şeylere de inandı...  Kendine zarar verdi, zihnini yanlış istikamete itti!

Ama bugün bir kesim insanda karşılık bulsa da yarını olmayan bir sav... Zira dünyada siyasal İslam'dan kurtulmak için seri bir süreç yaşanıyor iken "Demokratik İslam her derde deva olur!" demek, yeterince geri ve esaret altındaki mazlum Kürt halkını 1500 yıl geriye itmek, köleliği meşru gösterme çabasından başka bir şey değildir... Kürtler eski Kürtler olmadığı için, kesinlikle bu saçmalıkları elinin tersi ile itecek tecrübeye sahiptir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.