Rahat uyu ''Kürtlerin Dengbej kraliçesi''

Ayşe Şan’ın naaşının nakil işlemini yürütürken yaşadıklarımın yüzde sekseninden daha azını anlatmıştım. Eksiklikleri ve sıkıntıları fazla gündemde tutmak istememiştim. Biliyorum ki Kürtler ve Ayşe Şan’ı gönülden sevenler eksiklikleri süreç içinde rahatlıkla bertaraf edecekler. Bu nedenle çok sitem etmesem de sadece çok üzgünüm.

Kıymetli Dengbej Ayşe Şan’ın 18 Aralık 2025 yılında mezarı başında yapılan anma öncesi yaşananların bilinmesinde yarar olduğu düşüncesindeyim.

Mezarının belediye tarafından yapı önce kabul görülmemişti. Kendimiz Ayşe Şan’a yakışır bir mezar yapmaya karar verdik ve gerekli hazırlıklara başladık. Sevgili dostum Nezahat Barutçuoğlu işlemlere başladı ve mezarcılar ile görüşmeler yaptı. Dostum hazırlıkları bitirme aşamasına getirmek üzereyken durumdan belediye yetkilileri haberdar oluyorlar.

Ayşe Şan’ın mezarının yapılacağını öğrendikten sonra Diyarbekir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığından   beni aradılar. Aramızda mesaj ve telefonla görüşmeler yapıldı. Sonuçta mezarın belediye tarafından yapılacağı, ölüm yıldönümüne yetiştirileceği ve 18 Aralık’ta Ayşe Şan’a yakışır bir anma programının hazırlanacağı ve uygulanacağı bana mesaj ile bildirildi. Ben de uygun gördüğümü kendilerine ilettim.

Anma programına beş gün kalıncaya kadar herhangi bir görüşmem olmadı. Ayşe Şan’ın oğlu tarafından arandım. 18 Aralık’ta tören yapılacağı haberini aldım. Herhangi resmi bir davet almadım. Ancak benimle birlikte emek veren dostlarım  mutlaka katılmam gerektiğine, iknaya yönelik telkinlerini bana ilettiler.

Arkadaşlarımın dostane telkinleri, ara ara eleştirileri üzerine törene katılmaya karar verdim.

Kaderi kederi olan Ayşe Şan’ı yalnız bırakmamak için mezar yapım merasimine katılma kararımı verdim.

Tabii ki acılar ve mutsuzluklar kraliçesinin kabri maalesef natamamdı. Ha şaşırdım mı asla! zira 1-vicdani sorumluluğum zaten görmezden gelmemi gerektiriyordu. 2- Üzüldü mü? Evet Üzüldüm Ancak yapım ve karakterim gereği  yutkundum . Biat kültüründen yoksunum, güne oynamam.

Bir şeyleri net gördüğümü belirmekte yarar görüyorum. Akıl ve yüreği köleleşmiş Sosyal medya takipçilerinin neyi nasıl ciddiye aldığı yüreğimde netlik kazandı.

Anladım ki bunlar Spartaküs’ü okumamışlar. Onlara söylüyorum “okusaydınız kirli politikacılar ve siyasetçilerin   tuzağından kurtulup gerçekleri götürdünüz.”

Kuruçev, Stalin’in sağ kolu önemli askeri komutanıydı. Bir müddet sonra Stalin’in isteği gibi hareket etmedi, gözden düştü. Stalin’in Ölümünden sonra değişimin başına geçti.Stalin’in zulmünden mağdur olan muhalifleri içkence ve hapislerden kurtardı. Barış ve kardeşler arası ilişkilere özellikle önem verdi.

Onun için güzel bir fıkra var. Sovyetler ’in  kel lideri öbür dünyada  nereye gidecekti? Elbette ki cehenneme gidecekti.

Zebani sorar

“Siz saygı duyduğumuz bir lidersiniz cehennemde istediğiniz lakabı seçebilirsiniz” der

Kruşçev

“Diğerleri ne seçti diye sorar.”

Zebani ile Kuruçev arasında şu konuşma geçer.

“Demokrat Stalin,”

“Oha!”

“Adil Brejnev”

“Hahahaha”

“Ee sen lakabı istersin?”

“Yaz ulan!” “Sırma saçlı Kruşçev”

Ben yerimi biliyorum gerisini siz düşünün. Kendi  yaşamından ödün vermiş ; ama görüşünden  ve halkının çıkarından ödün vermemiş bizim gibi kadın ve erkekler  yaşamın içinde yer aldığı müddetçe   ne Kıymetli Sterkvan Ayşe Şanlar , ne de ben ve benim gibi emek verenlerin çabası eksik ve sonuçsuz kalmaz

Ama gün gelir ki

Ayşe şanların kıymeti, kederi, umutsuzluğuna umut olanlar çoğalacak

Kardeş Kürtler arasında barış olunca biatçılar, bezirganlar ne yapacak

Kıymetli Ayşe Şan’ın mezarını getirme görevimi yapmamda vicdanen de olsa yardımcı olanlar dahil tüm dostlarıma minnettarım. Ailesine minnettarım, Vasiyetini yerine getirdiğim için huzurluyum.

Toprağında rahat uyu, yerin gül ve gülüstanlık olsun. Çok sevdiğin Diyarbakır’a, sürgünlüklere, ailenin örf ve adetlere rağmen, geldin. Haklı mücadelen kazandı. En azından Ana toprağında rahat uyu. Erkeklerin tutarsızlığına rağmen inadına rahat uyu Rahmet diliyorum rahat uyu …

Yüksel Avşar

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.