Ah be İnsanoğlu bir bilebilsen o ikiyüzlü riyakâr halinle beni benden nasıl da alıp çaldığını, her adım atışımda yankılanıyor yüreğimdeki o dönekçe kıvırmanın kahredici acıları. Bir bilsen sağa sola başka görünüp, görünmeyen tarafınla orayı burayı nasıl da kirlettiğini! Bir bilesen derin dehlizlerde kalan saklı kalışlarına nasıl da savaşıyor benim asil bilincim.
Bir bilsen nasıl haykırmak istiyor düşünce melekelerim o iyi ahlâk postunun arkasında gizli kalan arsızlığına. Nasılda bağırmak istiyor haykırışlarım senin o şuursuz kepazeliğine. Bir anlayabilsen insan olmanın insana emek vermek olduğunu bir anlayabilsen! Bir anlayabilsen her masum özlemin özverilerle nasılda mayalandığını.
Ah yüreğim, bir bilebilsen dilimin ucuna gelip de söyleyemediklerimle nasıl da savaştığımı. Bağırabilsem beynimi nasılda dalaverelerinle sömürgeleştirip kendi sömürgene aldığını. Dilim çözülse de senin o katil ruhunu anlatsam yüreğime.
Ey İnsanoğlu! Senin o kepazeliklerine nasıl da kurban olduğumu bir bilsem. Ya da nasıl da acımasız işgalciler edasıyla ruhumu kirletip işgal ettiğini bir anlatabilsem. Damarındaki kansızlığınla insan olanın başına nasıl bir belâ olduğunu bir anlasan. Bir orayla bir burayla insan erdemlerini nasıl da kendi riyakarlığına kurban etiğini bir kavrayabilsen.
Ey insanoğlu insan! Görünmeyen o kirli yüzünü ortaya koyacak gücüm olsa; görüntüdeki gösterişin ya da insanları kandırma sanatınla nasıl da seri bir katile dönüştüğünü bir bilsen! İnsan erdemlerine sahip olanı kemirip azılı bir kemirgenliğe nasıl da dönüştüğünü bir görebilsen.
Hani şu cehennemin anlatım örneği var ya, bir bilsen senin kirlenmişliğinle nasıl da örtüşüyor ey insan! Ha bir de “kaderdir” diye onun bunun, şunun bunun boyun atkısı yaptığın var ya hiç çekilmiyor! Vay be kirlenmiş seni gidi seni be insanoğlu! Anlatma kudretim olsa da seni sana bir anlatsam. Kader çiziciliğin tayıncısı olan o kudurmuş insan yönünü anlatacak olanağım olsa!
Biliyor musun ey insan, hani senin bir yanın karanlık bir yanın aydınlık gibi görünüyor ya! İnan ki, sen insan karanlığının en kirlenmiş örtüsünün tam da kendisisin be insan. Hani şuraya buraya takındığın sahte insanvarî tavır mavırların var ya, inan ki sen insana dışkı yediren o kirli insanın ta kendisisin be insan!
Ha bir de şu üretip ortalığa saldığın şu vesikalı taşeron katiller varlar ya, onlar hiç çekilmiyor! Ah be seni insanoğlu insan, seni kendime, kendimi de sana bir anlatabilsem, bak gör anlamlar nasıl da berrak olurdu. Bir bilsen ne kadar da isterdim şu yalakalığın yüzüne şamara dönüşmeyi…İnan ki o derin dehlizlerle insanlığımızı bizden alıp çalan yine sensin be insan!
Hüseyin Akınci
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.