Kürdistan coğrafyasının neresine bakarsan doğruların karşıtı olan yanlışlar almış başını gidiyor. Ortadoğu\'nun toplumsal şekillendirmesinden payını alan bu gidişatın(!) Kürt siyaset dünyasını daha fazlasıyla kapsamadığını söylemek güç!
Aydın diyebileceğimiz Kürt yazar ve çizerlerin, şu yada bu partiye göz kırparak \"ben sizdenim\" şeklindeki yalakalığına ne dersiniz?!
İlle de \"ben bilirim\" ile şekillenen Kürt siyasetinin bıktırıcı halin sonuçları da bu nedenle devam ediyor. Köhneleşmiş bu zihniyetin alt yapısının üzerinden, Kürt halkının hakkaniyet mücadelesinin nereye kadar taşınacağı \"ben politikaları\"nın meçhulünde saklı kalmaya devam ediyor.
Ve ne acıdır ki, Kürt siyaset dünyasının alt yapısı bu şekliyle devam edildiği sürece, Kürt halkının hakkaniyet mücadelesi de Mıho yada Şemo gibi işgalci güçlerin sofrasında meze olmaya devam edecektir. Devam edecektir, çünkü hiç bir parti ve örgütsel yapı, Kürdistanî bir toplumun oluşmasına hizmet etmiyor. Zira her parti kendi müridini ve özelikle de gözü görmez, kulağı duymaz kendi kölesini yaratmakla meşgul. Böyle olunca da, Kürt halkının kaderi ulusal çıkarlarda buluşmayan partilerin ayakları altında inlemeye devam ediyor.
Temel çıkarlarda buluşma dertleri olmadığı görülen Kürt parti ve örgütlemelerin en büyük getirisi, Kürt halkının geleceğini, şu yada bu sömürgeci diye tabir edilen güçlerin kuyruğuna monte etmeye çalışılmasıdır.
Kürtlerin çıkarlarını temsil ediyor iddiasında bulunan sözde bazı Kürt siyasi partilerin işi gücü, İran gibi güçlerin kokuşmuş gölgesinde nemalanırken, bir başka Kürt siyasal tarafı, Osmanlı hayaliyle yanıp tutuşan Türkiye gibi talancı/sömürgeci emperyalist güçlerin ağız kokusunu çekmekle meşgul. Böyle olunca da, ne yazık ki, Kürt siyasi partilerin ulusal çıkarlara endeksli ulusal bir politika hayat bulamıyor.
Bir tarafta Amerika’nın koltuk değneğiyle hayat bulan Sünnî eksenli ittifak, diğer yandan, Rusya\'nın göz kırpmasıyla daha da canlanan Şia eksenli karşıt ittifakların savaşı, Kürt halkını ve Kürt davasını nasıl ve ne tür bir kasırgaya sürükleyeceğini kestirmek gerçekten de güç!
Zira, Rusya destekli Şia ittifakına daha yakın duran PKK artı Goran gibi Kürt Partilerle, Amerikan destekli Sünnî eksene oynayan KDP ve ortaya oynayan YNK gibi partiler arasında yaşanacak ittifaksal sorunlar, Kürtler arasında çok kanlı bir kardeş kavgasına dönüştürmeyeceğini söylemek güç.
Söylemek güç çünkü, son bir kaç yıldır özelikle sözüm ona, Kürt medyası üzerinden kardeş kavgasının hazırlıkları gözü kapalı bir kararlılıkla yapılıyor!
Malum medya öğeleri tahrikleri hangi vicdan ölçüleriyle yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyoruz! Dolayısıyla, Kürt basının şurasında/burasında başı boşların harcadığı bunca emeğin karşılığı, Kürt halkının meşru haklarına top yekun karşı olan güçlerin bu konuyu es geçecekleri sanılmasın.
Bir tarafta Kürtler arası bölünmüşlük, diğer tarafta Ortadoğu\'da baş gösteren ittifakta dayatmaların sonuçları Kürdistan\'da Kürt halkını çok ciddi bir kasırganın çekim alanına sürüklüyor. Bizim gibilerin en büyük temennisiyse kazasız-belasız bir şekilde bu kasırgayı atlatmamızdır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.