Türk Aydının Rötuşları ve Türk Solcusu Olmanın Çeşitleri
Türkiye’de solcu olmak ne kadar kolaymış yahu! Solcu olmanın yörüngesinde görünmek mi istiyorsun? O zaman Madımak katliamının yapıldığı günü hatırla ve anma toplantılardan birisine katil ki insanlar seni görsün yeterlidir. Hatırlamayıp kamaralar karş.
Hüseyin Akıncı
15.01.2014, Çar | 20:58
Türkiye’de solcu olmak ne kadar kolaymış yahu! Solcu olmanın yörüngesinde görünmek mi istiyorsun? O zaman Madımak katliamının yapıldığı günü hatırla ve anma toplantılardan birisine katil ki insanlar seni görsün yeterlidir. Hatırlamayıp kamaralar karşısında ‘’zafer bizimdir!’’ işaret yapma fırsatı mı olmadı? Maraş katliamının yıldönümünü bekle ‘’faşizmden hesap sorulur’’ cinsinden bir iki tane slogan atmayı ezberle ki millet görsün senin solcu fiyakanı. Diyelim ki bir aksilik çıktı ve Maraş katliamını da hatırlamadın; ödenmiş bedellerin anma günlerini not düştüğün defterine bak, hemen görürsün çorum katliamını not ettiğini ona göre hazırlanmaya çalış. Farz edelim aksilikler yakanı bırakmadı ve hiç bir anma toplantısında kendini kendi görücülerine gösterme şansın yaver gitmedi, karıştır hemen solcu abilerin yazdıklarını… Yazmaya başla hemen, emperyalizm, kapitalizm, Siyonizm, yobazlık… Ha unutma bu söylemleri ezberinde tut! Çünkü tutabildiğin kadar solcu olursun, hem de en önden gideni.
Deniz Gezmiş’ten mi(?) bahsedildi, aklını, maklını bir tarafa at gitsin! Duygularını harekete geçir ve bir iki bağır ‘’sizi unutmayacağız’’ diye. Bak o zaman nasıl da damardan solculuğa giriş yaptığını seni alkışlayanlardan zaten anlarsın. Ara sıra da olsa, bin bir katliamdan geçirilen ve hala dili yasak olan Kürt halkının milliyetçiliğini de yerden yere vurmayı unutma. O zaman senin gerçek anlamda bir enternasyonalist olduğun diğer adaşların tarafından daha iyi anlaşılır ve alkışlanır olursun. Bu arada, Barzani ailesinin şahsından hareketle ‘’ güney Kürtlerin gerici ve emperyalizmin ileri karakol görevi yapıyorlar ‘’ dedin mi solculuk adına sırtın yere gelmez artık!
Perde arkasındaysa, PKK’nin, Türkiye demokratik güçlerin gelişmesinin önünde tek engeldir demeye devam et ede bildiğin kadar. Ama sahneye çıktığında ‘’ yaşasın halkların kardeşliği ve kahır olsun faşizm ‘’ sloganı atmayı unutma bak ne kadar Kürt solcu yandaşın alkışlayacak. Tecavüze uğrayan Kürt çocuklarını, hapislere doldurulan Kürt siyasetçilerini, görevlerinden alınan Kürt belediye başkanlarını kendine dert etme ama ola bilecek seçimlerin tarihini de unutma sakin! Çünkü tam o sırada ortaya cikip bir iki şey söylemen lazım. Örneğin, demokratik güç birliklerinin hacim gücünden tut, birlik ve beraberliğin demokratik kutsallığı ezberlerinin tekrarlanması gibi...
Ödenmiş sol değerlerin bedellerine bir katkı sağlayayım diye fazla takılma, bir çırpıda harcanır gidersin mazaallah oranın buranın taşeronu yaparlar! Ha unutma, seni taşeronculuğa terfi ettireni çok uzaklarda arama, çünkü senin en yakın soldaşındır bunu yapacak. Değerler üzerinden nasıl nemalanılır Türk usulü sol yemleme sanatın siyasal bölümüne odaklan. Bir iki güzel makale de yazdın mı gel keyfim gel seanslarıyla artık sırt üstü bile yatarsın. Hırant Dink gibi bir değerin şahsından hareketle ‘’ ben de Ermeniyim ‘’ dediğin andaysa, solculuğa terfiye etmişsin demektir. Ama, eğer biraz daha aşırıya kaçıp ‘’ Kürt halkı kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir ‘’ diyebileceksen sınavı pek iyiyle geçmişsin. Kürt halkının Ulusal Mücadelesini, ulusal hak ve özlemlerden koparıp sınıfsal tercihlerin arzuladığı kalıplar içine sıkıştırılıp indirgediğin zaman, Türk usulü sol kahramanı olmaman için hiç bir gerekçe kalmaz.
Aydın olmanın rötuşlarıysa daha bir başkadır, bin bir karanlıklarla emek harcanarak şekillendirilen bir aydın tiplemesi yaratılmıştır. Ve Türk halkının duygular dünyasına endekslendirilmiş Türk usulüne özgün koşulları vardır. Filistin’de öldürülen bir çocuk hakkında bin bir makale yazarak yasını tutar. Kürt çocuklarına yapılan tecavüze ise ‘’ ahlakım yazmayı kaldırmaz ‘’ gibi sinsi kurnazlıklarla geçiştirir.
Yok yok! Türkiye’ye özgü Türk aydını anlatmak için sağlam yürekli olmak gerektiriyor. Oysa bu aksak yüreğimle yüz bir çeşitlemesinden bir kaçını bile anlatmaya dayanabilecek hali yok. Kürt asılı ama Türk aydını oynamaya kalkışanların rötuşlarını anlatmaksa kalbini alıp idam sehpasına koymak gibi bir şeydir.
Kürtlerin siyasal vadisinde yemlenen birçok Kürt aydınların durumuysa, illellahın çok ama çok ötesinde seyre dalmış yoluna devam ediyor. Güce tapma, ve o gücün her yanlışını doğrular vadisine taşımak için benzeri az rastlanan dalkavukluk rolüne bürünür.
Doğruları alkışlamaya alışan eller, yanlışa da alıştırılmış bir bağlamayla tereddütsüz havaya kalkar. Alkışlanır ne olup olmadığına bakılmadan, dedesinin, babasının, amcasının, ver hasıl dört beş kuşak ailenin bütün ömrü, Kürdistan’ın bağımsızlık mücadelesine adamış Kürdistan Federe Devlet Başkanı Sayın MESUD BARZANİYE okkalı küfürler edenleri alkışlamayı alışkanlık haline getirmiş sözde bu aydın tiplemesinin hangi marifetlerini yazacaksın ki!
BDP camiasının, kendi yetmezlikleriyle, kendi yeterlilikleriyle tartışa bildiği çok doğal bir tartışmayı bile, sayın Mesud Barzani’yle ilişkilendirilmeye çaba sarf eden sözde Türk solcularını alkışlamak ne kadarda yakışıyor alkışlanan Kürt aydınlarına? Oysa zannediyorduk ki, Doğu Perinçek zerzevatına, Yalçın küçük gibi karanlıklara tutulan alkışlardan ders çıkarmışlar diye biliyorduk.
Ne demiş Atalarımız, Ağasının sofrasına alışan kendi sofrasından uzaklaşır demişler.
Hüseyin Akıncı
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8203 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:49:17