Daha birkaç gün önce, İran karanlık rejiminin cezaevinden kaçan siyasi bir Kürt insanının dramatik hikayesine odaklanırken. Özelikle ANF gibi çevreler, tek bir saniye kaybına bile fırsat vermeden alelacele rövanş maçına çıktılar bile! Güney Kürtlerin meşru hükûmetine rest okuyan açıklamalarla Rojava Peşmerge projeyi de ekleyerek kapışma maçının düdüğünü çaldılar.
Oldum olası Kürdün Kürde olan karşıtlığın objektif sonucun nedenlerine kafa yordum durdum. Ama itiraf edeyim ki, her zaman kafa yorgunluğumla elim boş kalışımla kaldım durdum. Kürtlerin uzayda değil bu dünyada yaşayan diğer halklarla yaşadığına rağmen. Dünya halklarına zıt seyretmesi, her zaman benim gibilerin kafasını karıştırmıştır. Dünyanın bütün toplumlarda azami ve asgari taleplerde birleşme gibi bir bütünleşme gözükürken. Ne yazık ki Kürtlerin siyasetinde,azami ya da asgari taleplerde buluşma yoları hep kapalı kalmıştır.
Asgarimüştereklerde bile yan yana gelmenin kıyamet sebebi sayıldığı bir siyasetin Kürt halkının hakkaniyet mücadelesini nasılda ayak altı yaptığı aklıselim sahibi olanların malumudur. Her kesim kendi doğrusuna yanlış diyeni en öncelikli düşman görmeyle gösterme çabası…Her kesim bir başkasının varlığını kendini yok etmeye çalışan algıyı meşrulaştırma hezeyanları ne yazık ki, Kürt halkının Anasından emdiği sütü burnundan çıkardığı gerçeği var. Hiçbir halkın hak arama mücadelesinde birbirine karşıt bu kadar şuursuz bir düşmanlaşamaya rastlanmak mümkün değil.
PKK ve çevresi kendi doğrusuyla ters düşen diğer Kürt varoluşlara karşı verdiği mücadelenin bir yarısını Kürt halkının hak elde etmesine harcamış olsaydı şayet, Kürt halkının hakkaniyet evresi bambaşka olacaktı. Peki yarım asırlık varlıklarını PKK karşıtlığına armağan edercesine siyaset yapanlar! İnanın ki söylemleri ve ortaya koydukları renk değişiminden başka birbirlerinden hiçbir farkları yoktur.
Ve işin en gözle görülen garip tarafı ise, bu ikili oyunun içine sağduyusuyla oynayabilecek bir üçüncü oyuncuya asla müsaade etmezler! Oyun sahasına inip oynamak isteyen üçüncü oyuncuya ise hemen anında “sen onlardasın bunlardansın” kırmızı kart gösterilerek saha dışı ederler!
Siyasal kurumlar arasında, uygar ve medeni ölçüler etrafında birbirlerinin eksik tarafıyla eleştirilir elbet. Ama her nedense Kürt siyasetin kurumları birbirlerinin yanlışını eleştirme yerine, top yekûn ölüm ferman çıkartırlar. Böyle olunca da bütün enerjilerini kendi yanlışına karşıt durana operasyonal algı yaratma savaşı başlatılır.
Bugüne kadar Kürt siyasi arenasında görülen en gözde ittifak, bir başka gücün güçlenmesine karşıt kurulan ittifaktır! Örneğin, YNK'nin yaptığı yanlışla KDP’nin güçlenme şansı mı doğuyor? Hemen anında Rojava Peşmerge projesiyle KDP’nin güçlenmesinin önünü kapatmak için algı operasyonu başlatılır.
Velhasılıkelam, tüm siyasal yaşamını büyük bir enerjiyle PKK karşıtlığına adayan bir kısım Kuzey Kürt siyasetçileri, harcanan bu siyasi enerjinin üçtebirini “ben ne yapmalıyım?” diye kendisiyle buluşmaya adamış olsaydı, inanın ki Kürt halkının hakkaniyet mücadelesi çok daha kendi doğrusuyla buluşma şansı elde ederdi.
Ama ne yazık ki, Kürt halkının çıkarına yol alan kavşaklar soru işaretlerin ışınlarıyla doludur. Baksanıza tek bir Rojava Peşmergesinin Rojava’ya girişi bile savaş ilanıdır diyen Kürt ile Güney Kürdistanı kimsenin babasının malı değil ve atımı isteğime göre koşuştururum diyen Kürt aynı Kürt.
Yani sözün kısası Kürt siyaseti işi gücü bırakmış ve kendi gücü oranında yanlışa yanlışlıkla karşılık verme yarışında! Dolayısıyla ister adı sanı Kürt Hemo olsun isterse Kürt Mıho olsun, Mıho ve Hemoluklarıyla Kürt halkının bıktırıldığı bilinmelidir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.