Küresel Güçlerin Büyük Hesapları, IŞİD – PKK VE KÜRD’LER (2)
Küresel güçlerin değişen stratejisinde taşeron örgütlere verilen yeni roller ve Kürdistani güçlerin yapması gerekenler<br><br>Orta doğuda ve özellikle’de IRAK, SURİYE, Güney Kürdistan ve Güneybatı Kürdistandaki son gelişmeleri doğru bir .
M. Hüseyin Taysun
06.09.2014, Cts | 19:13
Küresel güçlerin değişen stratejisinde taşeron örgütlere verilen yeni roller ve Kürdistani güçlerin yapması gerekenler
Orta doğuda ve özellikle’de IRAK, SURİYE, Güney Kürdistan ve Güneybatı Kürdistandaki son gelişmeleri doğru bir biçimde ele alıp incelediğimizde aslında ortaya çıkan çarpıcı sonuç şudur; Günümüzde dünyaya hakim olan küresel güçlerin söylemek istediği bizler orta doğuyu birinci paylaşım savaşı sonrası dizayn ederken mağdur ettiğimiz mazlum Kürd halkını seviyoruz. Amma? kendi ülkelerimizin çıkarlarını ve kendi halklarımızın refahını Kürdlerden daha çok seviyor ve önemsiyoruz mesajından ibarettir.
Bu gerçeklikten yola çıkarsak İşid denilen vahşi, yobaz, barbar örgüt ve onun yereldeki Sünni ittifakları ile birlikte Kürdistan bölgesine saldırması özellikle Şengal bölgesinde yeni ve ciddi mağduryetlerin ortaya çıkması aslında Kürdlerle direkt ilgili bir olgu değildir. Tabiri uygun olursa fillerin tepişmesinde çimler ezilmiş ve büyük zarar görmüştür.
Büyük resme baktığımızda asıl meselenin Rusyanın da arkasında bulunduğu bizzat İran devletinin geliştirmiş olduğu Şii mezhepsel genişleme ve güçlenme politikası ve pratiğine karşı rahatsızlıkları olan ABD merkezli ve bölgedeki selefi ve Sünni devletlerinde rol aldığı (S.arabistan Katar Kuveyt ve Türkiye) karşı refleksin sonuçlarıdır. İşidin bu saldırıları aslında bahsi geçen güçlerin Rusya, İran, Irak, Suriye ve birazda Lübnan hizbullahına yönelik bir ihtar özelliği taşımaktadır. Görünen o ki İranın ABD ile son yakınlaşmasındanda anlaşılacağı üzere verilmek istenen mesaj yerine ulaşmıştır. Bu arada Kürdleri asıl ilgilendiren konu ise Maliki hükümetinin Kürdistan bölgesine uyguladığı ekonomik ambargo sonucu Kürdistan federe yönetiminin bir takım önemli projeleri hayata geçirememe durumuyla karşı karşıya kalması ve bunun sonucunda tek çarenin şartları tam olgunlaşmadığı halde bağımsızlığı gündeme taşıması ve aynı zamanda Kürdistanın ekonomik sorunlarını çözmek üzere uluslararası bir takım hukuki eksiklikleride göze alarak Kürdistan petrollerini dünya piyasalarına gönderme teşebbüsüdür.
ABD ve bölgedeki Arap, Acem ve Türk devletlerinin pekde hoşuna gitmeyen hatta ABD onaylı olmayan Kürdistan yönetiminin bağımsızlık doğrultusundaki çalışmaları ve aynı zamanda Kürdistan petrollerinin dünya piyasalarına sürülmesi Bağdata yönelik olan İşid saldırılarının bir anda beklenmedik bir biçimde Kürdistan topraklarına ve Kürdistani güçlere yönlendirilmesi ve aylar belkide yıllar sürecek bir savaş durumuyla Kürdleri karşı karşıya getirmesi hiç de tesadüfi bir olay değildir.
Bütün bu dışarıdan destekli ani ve vahşi saldırılara rağmen Kürdistan bölgesel yönetimi kısa süreli bir şok ve şaşkınlıktan sonra yılların vermiş olduğu inanç ve tecrübeyle kendisini toparlayarak vahşi ve saldırgan İşid güçlerine karşı ilk önce savunma ve kısa bir süre sonrada saldırıya geçerek tüm bu vahşi ve saldırgan güçleri geri mevzilere atabilme becerisini gösterebilmiştir. Bu süreçte en dikkat çekici olay ise başta Barzani alilesi olmak üzere Kürdistan bölgesel yapısının tüm yönetenleri kravatlarını çıkararak Peşmerge kıyafetleri ile silahlarını kuşanıp en ön mevzilerde düşmanla göğüs göğüse çarpışarak hem kutsal Kürdistan topraklarını hemde Kürdistanlıların onurunu büyük bir liyakat ve fedaice savunmuş olmalarıdır.
Ayrıca İşid saldırıları sonrası uluslararası desteğin alınabilmesini büyük bir diplomasi ustalığıyla yöneten Güney Kürdistan yönetimi ve Kek Mesut Barzani’nin çabaları ve aldığı sonuç Kürdistan mücadele tarihine altın harflerle yazılması gereken bir durumdur.
Ancak ABD’nin Irak merkezi hükümetinin bütün haksızlık ve yanlışlarına rağmen hala Arap dünyasını küstürmeme adına Irak merkezi hükümetini yapılmış olan anlaşmalara uyma konusunda pek de fazla sıkıştırmamakta ayrıca Kürdistan federe yönetimine sonuç alıcı desteğinide esirgemektedir. Bütün bunlardan Kürdlerin çıkarması gereken sonuç ise mazlum milletlerin mağduriyetlerine rağmen küresel güçlerin orta doğuda ki yüz yıllık talan ve vurgun politikalarında bundan sonrada büyük bir ısrarın sahibi oldukları ve olacaklarıdır.
Yaşanan bu gelişmelerin ışığında konuya bakarsak Kürdlerin kaderinde beliryeci olacak olan Kürdlerin bundan sonra ne yapacağı veya nasıl bir strateji izleyeceğidir.
Konuyu bu çerçevede ele alırsak başta Kürdistan yönetimi olmak üzere tüm Kürdistani güçlerin el birliği ile yapması gerekenler şunlardır.
1) Güney Kürdistandaki siyasi güçlerin hızla merkezi bir ordulaşmayı modern bir tarzda örgütleyerek hayata geçirmeleri
Mevcut durum dikkate alınarak Kürdistanın bağımsızlığı doğrultusundaki çalışmalara tüm parçalardaki ve diasporadaki Kürdistani çevrelerin azami diplomatik ve teknik çalışmaları hızlandıracak şekilde katkı sunmaları
Güneyli güçlerin Kürdistanın diğer parçalırndaki milli özellikli yurtsever güçlerle en geniş anlamda birlik ve dayanışma doğrultusunda ciddi çalışmalara büyük önem vermesi ve motor gücü olmaları gerekmektedir.
Güney Kürdistandaki yönetim halkı özelliklede gençliği rehavete ve rahatlığa sürükleyen Dubai modelinden hızla vazgeçerek üreten ve kendini katan anlamına gelecek modern tarım ve sanayileşme doğrultusunda ciddi çalışmalar ve projeler geliştirmelidir.
Bütün bunların ötesinde dünyanın her neresinde olursa olsun namuslu bilgili birikimli her Kürdün ve var olan tüm Kürdistani örgütlerin bu dönemde tüm imkan ve kabilyetlerini Güney Kürdistan üzerindeki baskıları azaltmak hatta mümkünse yok etmek doğrultusunda seferber etmelerini bir namus borcu olarak ve aynı zamanda tarihsel bir görev olarak düşünmeleri ve bu doğrultuda aktif çalışmaları gerekmektedir.
Her bıji Kürdistan!!
Bu konuyu işlemek üzere bir dahaki yazıda buluşmak umuduyla okurlarıma ve bütün Kürd halkına saygılarımı sunuyorum.
M.Hüseyin TAYSUN
İstanbul 06.09.2014 Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
11635 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:39:49