Evvela bazı çevrelerin Gerilla ve Peşmerge ordusunu koalisyon güçlerin kara gücü olarak nitelemesi yanlıştır. Doğru olan koalisyon güçlerin Kürdlerin hava gücü görevini gördüğüdür. Amerika'nın ulusal kurtuluş mücadelesine silah dolu gemilerle yardıma giden Fransız ordusu Amerika'nın deniz kuvveti mi oluyordu? İşgal altında kurtarılmak istenen Kürdistan’dır. Gerilla ve Peşmergeler o toprakların halkıdır. Araziyi tanıyan, yerli ve Kürdistan ulusal kuvvetleridir. Kürdler kendi topraklarını işgal altında kurtarma mücadelesi veriyorlar. Ulusal bağımsızlık için savaşıyorlar.
Kürd direnişçilerini akıllarınca teşhir eden sosyal şovenlere sormak lazım, Türkiye'yi kim kurdu? Resmi değil gerçek arşivlere baksınlar! Dünya'da hiç bir millet süper güçlere meydan okuyarak ulusal bağımsızlığını kazanmamıştır. Bu apolitikliği yapan tek halk Kürdlerdir. Onlarda vurula kırıla nihayet anlamış gibiler. Kürdistan, bir asır önce Türkiye, İran, Irak, Süriye arasında dört parçaya bölüştürülmüştü. Kürdleri parçalayan yüz yıllık devletsizlikle cezalandıran geçmişin suçlu emperyalist devletleri, günümüzün Kürd ''dostu'' müktedir devletleri olmuşlar.
Sevr anlaşmasına göre Kürdistan'ın kurulması sözünü veren ve Lozan Anlaşması ile Kürdlere ihanet eden dönemin müktedir Emperyalist sistemi, sömürgeci bölge devletleriyle yüz yıl boyunca işledikleri suçu, yüz yıl sonra telafi edeceklerse Kürd milletinden özür dilemiş olurlar. Bütün ulusal bağımsızlık mücadeleleri direkt işgalci olmayan bir veya bir kaç devletin yardımıyla başarıya ulaşmıştır. Kürdistan'ın uluslar arası sömürge niteliği uluslar arası çözüm ve müdahaleyi zorunlu kılmıştır.
Kürdlere ağır haksızlıklar yapılmıştır. Jenosid suçu işlenmiş. Sömürgeci bölge devletleri ile bütün emperyalist devletler suç ortağıdır.Yüz yıldır Kürdlere baş eğdirmeyenler ekonomik, politik ve bölgesel çıkarları için Kürdlerle müttefik arayışına girmiştir. Kürd siyasi otoriteleri bu fırsatı ulusal bağımsızlık için değerlendirmelidir. Kürdlerin tarihsel isyanlarla yüklü bağımsızlık mücadelesi, sosyolojik, ruhi şekillenme birliği, ulusal iradesiyle yaşama tutkusu ve coğrafik bütünlüğü, Kürdistan'ın politik parçalanmışlığını işlevsiz hale getirmiştir.
O nedenle Peşmerge ve Gerillalar, sömürgeci bölge devletlerin engeline rağmen Kürdistan coğrafyasının Güney ve Güneybatı bölgelerini önemli ölçüde kontrol altına almayı başarmıştır. Tabi işgal ve diktatörlükle yöneten Türkiye ve İran rejimlerin vekalet projesi olan islamcı terör örgütlerin, bölgesel, küresel tehdit haline gelmesi dolayısıyla uluslar arası güçlerin bu tehdidi ortada kaldırma politikası Kürdlerin ulusal geleceklerini belirleme stratejisi ile örtüşmesi doğru okunmalıdır. Sonuçta herkes çıkarlarına göre davranıyor. O nedenle Türkiye'de Kürdlere yapılanları görmek istemeyen AB, ABD ve Rusya'nın çifte standart tutumu gözlerde Irak tutulmamalıdır.
Çünkü bu gün kendi çıkarları için Kürdlere destek veren merkezler, yarın nasıl kararlar vereceği belli değildir. IŞİD'in bitişinden sonra Kürdleri ne beklediği çok net değildir. ABD, Rusya ve AB'nin, Cizre, Sur, Silopi, gibi Türkiye'nin Kürd bölgelerinde uygulanan yıkım ve vahşete gözlerini kapatmaları, Suriye Kürdlerin bile Türkiye tarafından bombalanmasına seyirci kalmaları çarpıcı bir örnektir. TC'nin Kürdleri öldürmesi hergün Kürdistan'ı, Kandil dağlarını, köylerini bombalaması islamist terör çetelerine, IŞİD'e moral desteği oluyor.
Kürdlerin Suriye ve Irak'ta IŞİD'le mücadelede başarılı ve etkili olması Türk hükümetini bunaltmıştır. Ankara, Kürdleri çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışıyor. Suriye Kürdistan'ında çıkarılma sonrası, Kürdistan Federe Devletine, Kerkuk bahanesi ile saldırması Kürd Bölgesel yönetimince iyi not edilmesi lazım. Başkan Barzani, Erdoğan görüşmesi sinirlerimi geriyordu. Çünkü bu dengesizin Erbil yönetimi dışındaki devletlerle iyi bir ilişkisi kalmamıştır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.