Kürtlerin hafızası balık hafızali.
Devleti elinde tutan güç, Güney Kürdistan’a tek başına girmekten yanaydı, amacı da orada koalisyon güçleriyle eşgüdümlü görünüp Tampon Bölge oluşturmaktı, bunu sık sık dile getirmiş bu planları ABD tarafından görüldüğü için reddedilmiş ve orda bulunan Türk özel birliğinin kafasına çuval geçirilip Türkiye’ye postalanmıştı. Tampon Bölge adi altında Güney Kürdistan’ı işgal edip 2. bir “KIBRIS” yaratmaktı amaçları. Bu plan tutmadı, Kürtler orda toparlanıp koalisyon güçleriyle birlikte Saddam rejimini devirdi, “Bağımsız Kürdistan“ hakkı saklı kalmak şartıyla federal bir Irak içinde kalabileceklerini ilan ettiler.
Şimdi aynı senaryo Güney-Bati Kürdistan (Rojava) için de devrede. Yaklaşık 3 yıldır Türkiye’de devşirdiği, besleyip büyüttüğü, eğitim verdiği IŞİD çetelerinin başına, kuzeydeki son 30 yıllık savaşta büyük tecrübe kazanmış olan ordusundaki JITEM elemanlarını da katarak Suriye’de yarattığı kaos ortamından sonra planın 2. Aşaması olan KOBANI bölgesine yönlendirdi. Bu planı hayata geçirebilmesi içinde kuzeyde sözde “çözüm süreci“ adıyla İmralı desteğiyle birlikte PKK’yi pasifiz edip çatışmasızlık ortamı yarattıktan sonra silahsızlandırmayı da dayatarak hedefine daha hızlı geçmeyi amaçladı. Hedef Güney-bati (Rojava) Kürdistan’ıydı. Güney-batinın (Rojava) planda bu “çözüm sürecinin“ bir parçası olduğunu eski MIT Müsteşar yardımcısı Cevat Önen şu cümlesinde açıkladı. “Çünkü, Türkiye’nin çözüm sürecinin politikası Suriye Kürtlerini de içine alan bir meseledir“ (bk. http://rojevakurdistan.org/rojev-den/15478-akp-nin-amac-rojava-daki-kuert-varl-g-n-zaafa-ugratmak. )
Bu tek cümle Türkiye’nin amacının özetidir. Demek ki Türk devletinin talimat verdiği MIT ile İmralı-PKK arasında ve bağlantılı olarak sonradan birkaç kez Türkiye’ye çağrılan PYD başkanı Salih Müslim’in katılımıyla Güney-bati Kürtlerinin bu “Çözüm sürecine” dahil edildikleri anlaşılıyor. Amaç ayni fakat bu çok daha profesyonelce en ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş bir plan. İlk etapta daha hızlı yutulabilmesi için Böl-parçala-yönet yöntemiyle Güney-Bati Kürdistan’ın parçalara ayrılması gerekiyordu. PKK-PYD’nin Güney-Batı’da (Rojava) toprak bütünlüğünü hesaplamadan yaptığı Kanton uygulaması işte bu planın bir parçası. Şimdi senaryo iyi işliyor, IŞİD birbiriyle tamamen kopmuş kantonlardan KOBANÉ’ye dayanmış elindeki ağır silahlarla vuruyor, saldırı başlar başlamaz Türkiye psikolojik savaşı devreye sokup KOBANÉ düşmek üzere diye kargaşa yarattı. ilk saatlerden itibaren şimdiden 130.000 Kobanéli Kürt bu tarafa geçti diye BM’e yalan bir haber yaptı. Türk Medyası da bunu tüm Dünyaya yayarak Kürtler tamamen demoralize edildi. 12 gündür bir türlü KOBANÉ düşmüyor, direniyor. Erdoğan BM toplantısından dönerken meclisten acilen Tezkere çıkaracaklarını ve karadan Güney-Bati (ROJAVA)- Kobané’ye gireceklerini terörist grupları temizleyeceklerini, yani “TAMPON BÖLGE“ oluşturacaklarını (Bu terörist gruptan kasıt PYD-YPG güçleridir “bu Endoğan’ın söylemi “) açıkladı.
ROJAVA ilk etapta Kobané çok ciddi bir Türk devleti tehdidi altındadır. PKK-PYD politika değişikliğine gitmediği taktirde Rojavali halkımızı IŞİD ve Türk devletinin sandviç harekâtıyla katliamlardan geçirilmesi tehlikesi kapıya dayanmıştır.. PKK-PYD bu ağır vebalin altından kalkamayacaktır haberleri ola…
27.09.2014
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.