Peya Siyaseti

GBK (Rojava) da, kartondan kantonlar projesi Kobanê kuşatmasının Peşmerge desteğiyle kırılması, Gré Spi’nin kurtarılıp IŞİD’in ana rahmi olan Türkiye ile bağlantısının önemli bir kısmının kesilmesiyle birlikte ilan edilen «demokratik Rojava Federasyonu», yerini «Kuzey Suriye Federasyonu» gibi Garabet bir siyasete bırakmış.

Memalan

02.09.2016, Cum | 20:50

Peya Siyaseti
Makaleyi Paylaş

Başarısı olmayan bir siyasetin (PYD) sonradan çöküşü elbette olmaz. Çünkü o siyaset başından yanlış bir siyasettir. Bir halkın ulusal hak mücadelesi sorununu, kendi kaderini tayin hakkini, devlet kurma hakkini o Ulus adına RED edip (size o hakki kim verdiyse?) ben bu halkın tek söz sahibiyim, temsilcisiyim, Ulus-devleti red ediyorum diyerek piyasaya çıkarsanız başarınız elbette ki olmayacaktır. Bu siyasetin bu kadar çok tartışılmasının mantığı; ideolojik destek çıkmaktan başka bir şey değildir. İkincisinde günahıyla sevabıyla bendendir mantığının müritçe galebe çalmasıdır. İki düşüncede gerçeklikten kopuktur, ideolojik ve duygusal tepkilerdir.

Güney-bati Kürdistan-GBK (Rojava) IŞİD’in Kobanê’ye saldırısından çok önce kuzeyin «cözüm süreci» ne dahil edildiği bizzat İmralı’nın açıklamaları ve Salih Müslim’in PYD adına MİT görevlileriyle defalarca MİT’te toplantılarda bulunması ve yaptığı açıklamalarla açığa çıkmıştı. GBKnin KANTON’lara ayrılması bir Türk projesi idi. Çünkü Türk devleti GBK da da tıpkı kuzeyde olduğu gibi Böl-parçala-yönet politikasını devreye sokmuştu. Hem bu şekilde GBK statüsüz kalıyor, hemde «tampon bölge» hikayesi ile oradan küçük dahi olsa bir toprak parçasını kapar 2. bir Kıbrıs yaratırım hesabi vardı. O dönem « Fanteziler; Kumdan Kaleler, Kardan Adamlar, Kartondan Kantonlar» adli makalemde bu projenin Karton bir proje olduğunu bu nedenle yazıya döktüm. MİT’in karanlık dehlizlerinde çizilen bu Projenin temelden Kürdü bitirmek olduğunu sonraki süreçte Kobanê’nin kuşatılıp dirhem dirhem katledilmesiyle hep beraber yaşadık. Bu projenin deşifre olup tutmayacağı anlaşıldığı içindir ki Kartonculuktan vazgeçilip başka arayışlara girildi.

Güncel durum 2 yıl önceki endişelerimizin PKK’nin (1999 dan sonraki tüm siyaseti dahil) ve PYD’nin temelsiz ideolojik kör siyasetinin ne kadar köksüz ve Kürde kaybettiren bir siyaset olduğunu tescil ediyor.

Kuzeyde PKK’nin «hendek» siyasetinin kazanımları; 9 ay içinde 7 Kürd şehrinin haritadan silinmesi, binlerce kadın, çocuk, genç, yaşlı sivil kürdün Türk devleti tarafından (AKP devleti değil!) hunharca soykırım düzeyinde katledilmesi, yüzbinlere varan Kürd tehcirinin yaşanması ile sonuçlandı. Bu soykırım süreci boyunca PKK Kandildeki Haramiler Hendek çukurlarına soktuğu tecrübesiz, silah eğitimleri bile olmayan gençlerin katledilmelerini uzaktan seyretmekle kalmamış, yenilgiyi zafer diye yutturmaya çalışmıştır. Ders alınmamış yada bu soykırım denemesi yeterli görülmemiş olmali ki şimdi başka Kürd şehirlerine doğru 2. Bir deneme teşebbüsünde bulunuluyor. Kuzeyde Kürd şehirlerinin yıkımı ve soykırım denemelerinin travmaları hala yaşanıyorken, GBK-Rojava’da savaş bütün hızıyla devam ederken, Türk devleti tarafından Cerablus’un açık işgali durumu yaşanıyorken DTK eşbaşkani Hatip Dicle sadece gündem saptırmak ve halkı Manipüle etmek için makam olarak seçtiği çöp kutusundan seslenerek 50 kişiyle birlikte süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladıklarını duyurdu. Gerekçesi ise; sadece İmralı’daki tarikat şeyhleriyle hukuk çerçevesi içeresinde görüşme yapmaktır.. Bu siyaset iflas etmiş bir siyasetten başka ne olabilir ki?

GBK (Rojava) da, kartondan kantonlar projesi Kobanê kuşatmasının Peşmerge desteğiyle kırılması, Gré Spi’nin kurtarılıp IŞİD’in ana rahmi olan Türkiye ile bağlantısının önemli bir kısmının kesilmesiyle birlikte ilan edilen «demokratik Rojava Federasyonu», yerini «Kuzey Suriye Federasyonu» gibi Garabet bir siyasete bırakmış. Siyasetini yerden yere vurabilir, eleştirebilirsiniz Kürdistan’ın Rojava bölgesinde gücü elinizde tutuyorsunuz diye muhalifiniz olan kendi kardeşleriniz kürdü GBK dan kovup, tutuklayıp, siyasi ve askeri mücadelesini yasaklayıp Rojava’ya girmeleri savaş sebebidir(!) deyip muhalefet siyasetini düşmanlık siyasetine dönüştürürseniz, Suriye’deki Arap ve azınlıklarla siyasi ve askeri ittifaklarınızı en üst seviyeye çıkarıp, Suriye devrimi hikayeleriyle, «Demokratik Ulus» gibi ucube bir siyasetle Suriye’nin toprak bütünlüğünün askeri gücü olursanız bugün karşılaştığınız Cerablus komedisinin sadece Figurani- Piyonu olursunuz!

Hem PYD, hem PKK, hemde bu siyasetin savunucusu yazar-çizerler tüm bu olumsuzlukları başarı olarak göstermeye çalışıyorlar. ABD, AB, Rusya, Iran ve Suriye rejimi ile olan ilişkileri «stratejik ittifak» olarak gösteriyorlar. Halbuki ABD, AB ve Rusya’nın PYD ile olan ittifaklarının IŞİD belasının defedilmesine kadar olduğunu, cepheye piyade güç olarak sokulduklarını ki savaş cephesinde en çok zayiat veren ve gözden çıkarılan birliklerin bu Piyade güçler olduğunu ya görmüyorlar yada görmek istemiyorlar. Iran ve Suriye’nin Kürdlerle ancak Türkiye gibi «Stratejik düşmanlık» ilişkisi vardır. PKK-PYD’nin kör siyasetinin çöküşünü o kör gözlere daha nasıl sokabiliriz ki?

Stratejik ittifak halindeyiz denilen ABD ve AB Türkiye’ye bilinen nedenlerle ( Türkiye’nin IŞİD terörünü Batıya ihraç etmesi, Mültecileri kirli emellerine alet edip Batiyi bunlarla korkutup isteklerini rahatça yaptırması ve en önemlisi devlet olmanın verdiği uluslararası avantaj ile) Rusya’da yaklaşık 8-9 aydır Türkiye’ye yasakladığı sinir ötesini Türkiye’den aldığı tavizler ve ihaleler nedeniyle yeşil ışık yakmalarının ardından, Türkiye elini kolunu sallayarak GBK Rojava ya girip IŞİD denetimindeki Cerablusu açık bir şekilde devir teslim yaparak yerleşmesi, bununla yetinmeyip işgal ettiği alanı genişletme hamlelerine başlamasını şaşkınlıkla seyreden PKK ve PYD olayı çözümleyen hiçbir argümana sahip değil. Ortada bırakılmanın verdiği şaşkınlıkla sadece ABD’den gelen komutlara göre hareket ediyor.

Nedenide çok basit.!

Ulusal bir duruş, siyaset, politika ve diplomasi yürütecek azim ve donanımlardan yoksundur. Oyunda Vezir rolünü oynamak varken kendisine biçtirdiği rol PIYON-PEYA’dir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8839 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:09:22:27
x