Türk Devletinin Soykırım Denemeleri

Neden Türk şehirleri Güllük Gülistanlık?Neden hiçbir Türk şehrinde korkunun zerresi yok, savaşın bir izi yok?

Memalan

26.12.2015, Cts | 22:53

Türk Devletinin Soykırım Denemeleri
Makaleyi Paylaş

Devlet ile PKK’nin elele yıllardır “müzakere” ettiği “Çözüm” sürecinin Çözülme olduğunu ta başından beri vurguladık. Etmeyin eylemeyin, kuzey Kürdlerini kuyruğunuza, sizde barbar devletin kuyruğuna takılmayın dedik, söz dinletemedik. Yapılan “müzakerelerin” aslında Kürdün özgürlük hayallerinin yine “özgürlük” maskesiyle boğdurmak olduğu PKK’nin ısrarla seslendirdiği Devlet istemiyoruz, ulus-devlet ayrımcı geri bir taleptir!, hedefimiz, Türkiyelileşme, “demokratik özerklik” oda olmazsa bari “özyönetim” olsun! Söyleminde saklı olduğuydu. Sonunda dün bir açıklamasında Demirtaş son üç yılda devletle oturdukları “müzakere masasına” devletin masaya özyönetimin Öz’ünü bile getirmediklerini itiraf etmek zorunda kaldı. Bugün yaşanan bu konseptin Kürdler acısından ne kadar tahripkar, içi boş ve ulusal taleplerden ne kadar uzak olduğunun, dahası artık Kürdlerin soykırımına doğru bir evrilmeye dönüştüğünün açığa çıkmasıdır. Bunu bizzat kendileri itiraf ediyor.

Ortadoğu haritasının ciddi olarak değişiyor olmasını gören ve Fetih -Yağma hayalleri depreşen Türk devleti ilk önce Kürdistan’ın güneyinde, Amerika kafasına çuval geçirip kulağını çekince bu defa Kürdistan’ın batısı-Rojava’da (Kobanê ile Efrin arasindaki Cerablus bölgesinde) 2. Kıbrıs yaratma hayalleri kurdular. (Kobanê’nin burnunun dibine PYD-YPG eliyle ve desteğiyle Eşme köyüne getirip yerleştirdikleri aslında içi boş bir mezardan başka bir şey olmayan Şah İsmail türbesi hikayesiyle Kobanê’nin bati tarafını “Türk toprağı” ilan edip bayrak dikmeleriyle başlayan sürec. Hatırlayınız; PKK ve Apo Eşme ruhu diye ne methiyeler dizmişlerdi.) Ordada Rusya’nın Suriye’de fiili olarak savaş cephesinde müdahil olmasından, Rus savaş uçağını düşürme şanssızlığını yaşadıktan sonra suya düşünce elinde kalmış son sömürgesi Kürdistan’ın kuzeyini kaybetme korkusu Türk devletine yüzyılın en korkunç soykırımını yapma gözü karalığına sürüklüyor.

Tarihçi Ayşe Hür’ün “yaşananlar 1915 Ermeni soykırımına benziyor” söylemi doğru bir tespittir. Tarihçi Ayşe Hür’ün dikkatini çektiği, Öz-yönetimi DBP’li Belediyelerin elinde olan belirli birkaç ilce ve kasabada aniden ilan ettikleri “demokratik özerklik- özyönetim” den sonra, hem sayıca hemde nitelik olarak hiçbir güç ve tecrübeleri olmayan tamamen yerel gençlerden oluşan YDG-H’nin (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) başlattığı “hendek” eylemini Türk devletinin “savaş” gerekçesi yapmasıdır. Devletin buna bu kasaba ve ilçelere tank, top, binlerce asker, polis, özel harekat dedikleri katiller sürüsü ve tekrar uyandırdıkları Jitem elemanlarıyla ilçe ve kasabalara sırayla girip açık bir katliam, yıkım ve halkı göç ettirmesinin başka mantığı yoktur.

Eger siz devletin stratejistlerinin yol haritasıyla yola çıkarsanız varacağınız yer onların size hazırlattığı “hendek” çukurudur. Şimdide o devlet sizin şahsınızda kuzey Kürdlerini size kazdırdığı o hendeğe gömmek istiyor. PKK yöneticileri süreci hep tersinden okuyup tersinden anlıyor. Murat Karayılan son röportajında Hendek siyasetinin “orduya karşı, Türk bayrağına karşı, TC devletine başkaldırma gibi bir durum olmadığını…” söylüyor. Cemil Bayik da “Vietnam da ne olduysa Kürdistan’da da o olacak !” diyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu !. Hem nalına hem mıhına vurmak böyle oluyor. Aylardır Kasaba ve ilçelerimiz sıraya sokulmuş kurası çekilen ilçe yada kasabaya sokağa çıkma yasağı ilan ediyorlar, oraya giriyorlar, yıkıyorlar, bina, ev, işyeri, taş üstünde taş bırakmıyorlar, öldürüyorlar, hakaret ediyorlar, halkı evlerinden zorla göç ettiriyorlar bir sonraki hafta sırası gelen ilçe yada kasabaya geçiyorlar. Adeta aklımızla alay ediyorlar. Cemil efendi “Vietnamdan” bahsediyor. Vietnamlılar Amerika yakın olsaydı Amerika’da taş üstüne taş bırakmazlardı. Ama geldiklerine de pişman ettiler.

Peki siz ne yapıyorsunuz?

Siz yemin billah edip HPG’nin bu işte parmağı olmadığına Türkleri ikna etmeğe çalışıyorsunuz. İsmi bile ‘Türk’ olan YDGH adli taşeron bir hareket oluşturmuş gençlerin eline keleş vermiş Türk barbarlarının önüne yem olarak sürüyorsunuz. Yarın inisiyatifimizde değildi deyip suçtan kurtulmanın yolunu da aklınızca açık bırakıyorsunuz.

Neden Türk şehirleri Güllük Gülistanlık?

Neden hiçbir Türk şehrinde korkunun zerresi yok, savaşın bir izi yok?

Haberiniz varmı? Katliamların olduğu Kürd kasaba ve ilçelerindeki polis ve özel harekatçı, jitem elemanlarının eşleri evlerinde pasta, börek, dolma yapıp katliam yapan eşlerine öğle paydosunda piknik yaptırıyorlarmış.

O zaman sizin derdiniz ne? Diye sorarlar adama.

O 5-6 ilçe ve kasabaları Türk barbarlarına yaktırıp, yıktırıp, yüzlerce kadın, çocuk, genç, yaşlı insanimizi katlettirip geriye kalanları göç ettirmek, sebep olmak uygar dünyada vatana ihanet sucu sayılır haberiniz olsun.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
7566 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:09:25:25
x