Rojava Ulusal Birlik Kararı ve Zaafiyetler
“Kurmê darê ne ji Darê be, zewala Darê tune ye!“ diye bir atasözümüz var.
Memalan
23.10.2014, Per | 21:31
“Kurmê darê ne ji Darê be, zewala Darê tune ye!“ diye bir atasözümüz var. Kürtler kurtuluşu hep dışarıda aradıkları sürece köle kalmaya mahkûm olacaklar. DAİŞ itleri Başura yöneldiklerinde, Şengal’de katliam uyguladıklarında Kandil’de PKK Peşmerge ezilsin bize manevra alanı acilsin diye ellerini ovuşturdu, yetmedi basit bir şekilde “Peşmerge kaçtı“ propagandası yaptı. Bati Başura-Peşmerge ye silah göndermeye başlayınca Cemil Bayık hemen onlara silah vermeyin diye açıklamalar yaptı, ardından talimatı alan Avrupa’daki müritler Alman parlamentosunu basıp Peşmerge’ye silah vermeyin dediler. Tüm Avrupa bu alçaklık karşısında şoka girdi. Kobanê DAİŞ itleri tarafından sarıldığında PKK-PYD ilk olarak Türklere koştu, bize yardım edin dedi. DAİŞ’i yaratan, besleyen, lojistik, askeri mühimmat sağlayan Türklerden medet umdular ama Başur’daki Kardeşleri, Rojava’daki onlara biat etmemiş kardeşleri akıllarına gelmedi nedense. Türkler, PYD’yi 15-20 gün size yardım edeceğim sabredin diye oyalayarak aslinda DAİŞ icin zaman kazanmak istiyordu. Kobanê tam da düşmek üzereyken iş işten geçmek üzereyken \"Hawar\"a Başur ses verdi. Başkan Barzani tüm imkânlarını seferber edip ABD ve Batıyı devreye soktu. Havadan Koalisyon Güçleri DAİŞ itlerine vurmaya başladı. Kobanê işgalden kıl payı kurtuldu.
Rojavalı diğer Partilerle 2 yıl önceki Hewler anlaşmasını hayata geçirmek, ortak savunma gücü oluşturmak icin 10 gündür yapılan toplantılarda PYD ilk başlarda aynen Türk devletinin onlara yaptığı oyalama taktiğini yapmaya çalıştı. Rojavali diğer Partilerin Rojava’da onlarla birlikte mücadele etmemeleri için bin bir dereden su getirmeye çalıştığı sıralarda, Başkan Barzani’nin çabalarıyla Askeri silah, mühimmat, Tıbbi malzeme, yaşam malzemeleri ABD Kargo Uçaklarıyla Kobanê’ye yetiştiriliyordu. Ardından Kobanê’ye ağır silahlı Peşmerge güçlerini göndermek için ABD’yi devreye sokarak Türkleri ikna etti. Peşmerge yola çıkacakken Kobanê’de DAİŞ’in Kobanê’yi tümden ele geçirme riski hafif atlatmanın mayhoşluğuyla bu sefer “Peşmerge gelmesin“ diye sesler yükselmeye başladı. Tüm bu gelişmeler sadece 2-3 günlük sürede gelişti. ÖSO, El Furkan gibi Arap milliyetçi ve İslamcılarının, 3-5 kişilik Türk Solundan kişilerin Kobanê’de olması sorun yaratmazken, onları İmrali kanalıyla destanlaştırırken, Kürd Ulusunun gururu kardeşleri kahraman Peşmergenin gelişine mırın kırın yapmak son derece Manidar bir tavırdır. Gelecek için hiçte hayırlı bir sinyal değildir.
Hani 2 gün öncesine kadar “Hawar“ diyordunuz! Niye Peşmerge yardıma gelmiyor? diye sitem ediyordunuz! şimdi ne değişti acaba?
PYD Kobanê pratiğinde son 30 gün içinde Arapları da (Esad rejimi de dahil), Türkleri de iyice tanımıştır umarım. Eğer hala tanıyamadılarsa, bundan bir ders almadılarsa hayallerle yaşamaya devam etsinler. Tabi bu şekilde yaşayabileceklerse. Rojava da hala Baas tipi tek Partili totaliter bir iktidar kurup ağalık yapabileceklerini sanıyorlarsa çok büyük bir hayal kırıklığını, yıkımı yaşayacaklar bilsinler. Bu Ortadoğu bataklığında dört bir yanı barbar sömürgeci güçler tarafından sarılmış olan Kürtlerin tek bir kurtuluş yolu vardır. Öz kardeşleriyle eşit temelde Ulus-Devlet hedefli Birlik!, Yaşamak için başka bir alternatif sunmuyor Reel yaşam. Rojava’da uygulamaya çalıştıkları “kanton“ projesinin boş bir uygulama olduğu, son 35 günlük pratikle açığa çıktı. Eğer Başkan Barzani ve dört parçadaki Kürd kardeşleriniz olmasaydı, Kobanê çoktan düşmüş sıra belki de Afrin yada Cizire gelmişti.
Başkan Barzani’nin çabalarıyla 10 gündür yapılan toplantılardan tüm karamsarlığa rağmen PYD (TEV-DEM) ile Suriye Kurd Ulusal Konseyi (ENKS) arasında “ortak siyasi, yönetim ve askeri Birlik“ kararının çıkması tüm Kürt milletini sevindirmiştir. Ama PKK’nin özellikle OP, ANF gibi basını içinde yerleşik olan Yalçın Küçük ekolü Türkleri sevindirmemiştir. Bu hayırlı Birlik hakkında sadece ANF de kısa sıradan bir haber değerinde bir yazı ile geçiştirilmesi ilerisi icin düşündürücüdür. Özellikle PYD şundan emin olsun ki, dört bir parçadaki istisnasız tüm Kürtler bu son 35 günlük Kobanê kuşatmasında her dakika ölüp ölüp dirilmiş, Kobanê düşmesin diye dua etmiştir. Kobanê’nin düşmesini Kürtlerin Onurlarının ayaklar altına alınması olarak algılamıştır. Hiç bir Kürt, YPG savaşçılarının burunları dahi kanasın istememiştir. Her ne kadar PYD’nin kuzeyden (PKK) aldığı kötü Genleri yarınlar için şüphe uyandırsa da dileriz, bu Ulusal Birlik kararı, parti çıkar ve hesaplarına kurban edilmez. Bu şüphe için yeterince sebepler mevcuttur. PYD aynen PKK’nin bir kopyası. Fırsatçı, hesapçı, köylü kurnazı bir yapı. Bağımsız bir Kürdistan hayalleri yok. Kürt Ulusunun Benmerkezci, tekçi, hegemonyacı, totaliter bir yapıya tahammülü ve lüksü ise hiç yok.
“Demokratik Ulus, Demokratik Konfederasyon“ denilen ucube projeler sadece Kürt Ulusunun Ulus-Devlet isteğini boğma amaçlı Sömürgeci devletlerin projeleridir. Bu Kürdü bitirme konseptinin bir parçasıdır. PYD ve özellikle PKK bu ütopik projeye alet olmamalıdır. Bu Birlik içindeki tüm partiler hızla Rojava’nin savunması ve DAİŞ itlerinin Rojava topraklarından çıkarılması için ne gerekiyorsa hızla yapmalıdır. Derhal ortak Ordu kurup düşmanı topraklarımızdan defetmelidir. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
7401 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:01:01