İran’da Çin-Rusya öncülüğünde terörle mücadele tatbikatı
İran’ın ev sahipliğinde başlayan ŞİÖ terörle mücadele tatbikatı, askeri kapasiteden çok siyasi mesaj niteliği taşıyor. Analistler, tatbikatın Tahran’ın Rusya ve Çin’le derinleşen bir ortaklığa işaret etmediğini, daha çok sembolik bir hamle olduğunu vurguluyor.

Çin ve Rusya liderliğindeki Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) İran’da başlattığı terörle mücadele tatbikatı, askeri güç gösterisinden çok siyasi bir mesaj niteliği taşıyor. İran’ın örgütle gerçekleştirdiği ilk resmî terörle mücadele tatbikatı olan “Sahend 2025”, 1 Aralık’ta İran Devrim Muhafızları’na (IRGC) bağlı İmam Zaman Mekanize Tugayı üssünde, Doğu Azerbaycan’ın Şebüster ilçesinde başladı.
IRGC’ye göre tatbikata ŞİÖ’nün üyeleri — Belarus, Çin, Hindistan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan — ile gözlemci ülkeler katılıyor. Tatbikat; terörizm, ayrılıkçılık ve aşırılıkla mücadeleye odaklanan RATS çerçevesinde yürütülüyor.
Ancak uzmanlara göre tatbikatın askeri etkisi sınırlı. Küçük ölçekli, az katılımlı ve gerçek bir müşterek operasyon kapasitesi yaratmaktan uzak.
Washington Institute’tan uzman Farzin Nadimi, bunun daha çok sembolik bir mesaj olduğunu söylüyor:
“Bu tatbikat İran’ın Rusya ve Çin’le ilişkilerini bir üst seviyeye taşıdığı anlamına gelmiyor. SCO ülkeleri sahada güçlü bir varlık göstermeyecek; esas işi IRGC yapacak.”
Nadimi ayrıca, tatbikata katılacak ülkelerin ekipman sevkiyatına dair hiçbir bilgi bulunmadığını, bu nedenle katılımın büyük ölçüde “gözlemci” düzeyinde kalacağını belirtiyor.
İran Meclis Başkanı ve eski IRGC Hava Kuvvetleri Komutanı Muhammed Bakır Kalibaf ise tatbikatı Batı’ya mesaj olarak nitelendirdi:
“Bağımsız ülkeler adaletsiz küresel düzene karşı kendilerini savunmaya kararlı.”
Nadimi’ye göreyse asıl mesaj Batı’ya değil, Azerbaycan’a, Irak Kürdistanı’na ve Irak’taki İranlı Kürt gruplara yönelik:
“Bu ölçek ve nitelikteki bir tatbikatın İsrail’e karşı caydırıcılık yaratması mümkün değil.”
İran’ın kuzeybatısı, Azeri ve Kürt nüfusun yaşadığı ve yıllardır ayrılıkçı hareketlerin görüldüğü en hassas güvenlik bölgelerinden biri. Ayrıca İran’ın Irak Kürdistanı(Kürdistan Bölgesi) ve Azerbaycan sınırları boyunca kaçakçılık ağlarının faaliyet alanı olması bölgenin önemini artırıyor.
İran’ın 2023’te tam üyelik kazandığı ŞİÖ, Tahran’a daha geniş istihbarat paylaşımı ve örgüt üzerinden terör listesini genişletme imkânı sunuyor. İran yönetimi bu üyeliği, Batı’nın “yalıtma politikalarını kıran” bir diplomatik başarı olarak öne çıkarıyor.
Ancak örgüt kendi içinde ciddi bir kimlik krizi yaşıyor. Uzmanlar, ŞİÖ’nün amaçlarının zamanla bulanıklaştığını, terörle mücadele, ekonomik işbirliği ve Batı karşıtı siyasi mesajların iç içe geçtiğini belirtiyor.
Örgüt içindeki bölünmeler de derinleşiyor:
• Rusya, ŞİÖ’yü giderek Batı’ya karşı bir blok olarak görüyor.
• Çin, daha çok terörle mücadele ve küresel yönetişim vizyonuna odaklanıyor.
• Coğrafi genişleme — 2017’de Hindistan ve Pakistan’ın, 2023’te İran’ın, 2024’te Belarus’un katılması — örgütün kapsamını büyütürken iç çelişkilerini de artırıyor.
Son güncellenme: 09:40:35






































































































































































































