"The Hill" gazetesindeki makalesinde yazar Kenneth Pollack, İran'ın Lübnan, Irak ve Yemen'deki kontrol kazanımlarının ardından Ürdün'ün bölgedeki bir sonraki hedefi olabileceğini iddia ediyor. Amerikan Enterprise Enstitüsü'nde görevli olan Pollack, Ürdün'ün Suriye sınırına yakın olmasının İran'ın zaten büyük bir askeri varlık ve yayılmış bir ağı olduğu için hedef olarak seçilebileceğini belirtiyor.
Pollack ayrıca Ürdün'ün Irak sınırında bulunduğunu ve İran'ın isteklerine karşı daha az yetenekli ve esnek bir hükümete sahip olduğunu ifade ediyor.
Özellikle Ürdün'deki durumun İran için uygun olduğunu belirten yazar, Ürdün'ün 3 milyon mülteciyle mücadele etmek zorunda olduğunu ve bu mültecilerin çoğunluğunun Irak, Suriye ve Batı Şeria'dan geldiğini ve birçoğunun da öfke içinde olduğunu belirtiyor. Bu durum, İran'ın onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanması için uygun bir zemin sunuyor.
Pollack, Ürdün'ün neredeyse %60'ının Filistin kökenli olduğunu ve Ürdün'deki sivil toplum kuruluşlarının Batı Şeria ve Gazze'deki İran destekli gruplarla bağlantılı olduğunu dile getiriyor. Ayrıca, kraliyet ailesinin Ürdünlü elitler arasında hoşnutsuzluk yarattığına dikkat çekiyor.
Ekonomik açıdan, Pollack, Ürdün'ün İsrail, Batı ülkeleri ve Körfez ülkelerinden aldığı yardımlara büyük ölçüde bağımlı olduğunu ve Ürdün'ün İran tarafından kaybedilmesinin felaket olabileceğini ifade ediyor. Bu durumda, İran'ın Ürdün ve Batı Şeria arasındaki Filistin ağlarını kullanarak İsrail'e sızmalarına ve Batı Şeria'daki Filistinlileri provoke etmelerine izin verilebileceğini vurguluyor.
Son olarak, Pollack, İran'ın Ürdün rejimini devirmesi durumunda İsrail'in tahrip olma ihtimalinin daha gerçekçi bir senaryo haline gelebileceğini vurguluyor.
