YNK, Kerkük'teki Bayrak hamlesiyle neyi hedefledi?

Kerkük'teki parti binalarında Kurdistan bayrağını göndere çeken YNK, bu hamlesiyle Erbil ile Bağdat arasındaki pozitif diyalog sürecini baltalama, KDP'nin şehre geri dönmesini engelleyecek gergin bir ortam yaratma amacını gütmüş olabilir.

11.01.2019, Cum - 11:30

YNK, Kerkük'teki Bayrak hamlesiyle neyi hedefledi?
Kurdistan 24
Haberi Paylaş

Biz Kürtler gelişmeler karşısında önce duygularını dolu dolu yaşayan, daha sonra mantığını harekete geçiren bir toplumsal karaktere sahibiz. Önce sevinir, öfkelenir, üzülür, daha sonra gelişmeyi değerlendirmeye başlarız.

Kurdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) Kürtlerin vazgeçilmezlerinden olan Kerkük’teki parti binalarına Kurdistan bayrağı astığı haberi karşısında da halkımızın çoğunluğunun ilk tepkisi mutluluk duygusu oldu.

Kerkük’ün Kürt halkı için anlam ve önemi, Mele Mustafa Barzani’nin “Kirkûk dile Kurdistanê ye! (Kerkük Kurdistan’ın kalbidir)” sözünde sabittir.

Kerkük’teki bu sevindirici gelişmenin ilk dalgası geçmeye başladıktan sonra duygularımız yerini mantığımıza bıraktı ve mantığımız YNK’nin milliyetçi olmayan, partici baskın karakteri nedeniyle bu işte bir terslik olduğunu telkin etmeye başladı.

YNK’mi asmıştı Kurdistan bayrağını?

Hani çok değil bir yıl kadar önce, bünyesindeki bir grup eliyle 16 Ekim 2017’de Kurdistan Peşmergesinin kontrolündeki Kerkük’ü Haşdi Şabi’ye ve Iraklı güçlere altın tepside sunan, Kerkük’teki tüm kamu binalarında dalgalanan Kurdistan Bayrağı’nın gönderden indirilmesinin müsebbibi YNK mi?

İran ve Irak’la anlaşarak Kerkük’ü Haşdi Şabi’ye teslim eden, Şiilerle anlaşarak Kurdistan’a en ufak bir faydası dokunmayacak Berhem Salih gibi kendi kariyerini tüm ulusal değerlerin üstünde tutan bir figürü Irak Cumhurbaşkanlığı makamına getiren, çok değil daha birkaç gün önce, yine Türkmen ve Şiilerle anlaşarak, Kurdistani kişiliğe sahip olan Kerkük İl Meclisi Başkanı Rebwar Talabani’yi görevden alma girişiminde bulunan YNK mi Kurdistan bayrağını göndere çekecekti?

Öyleyse YNK’nin bu girişiminin ardında ya partisel bir çıkar ya da ezeli rakip olarak gördüğü Kurdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) başarılı girişimlerine mukabil bir hamle yatmalıydı.

Yakın dönemdeki gelişmeler ışığında, YNK’nin Kurdistan bayrağını göndere çekmesini, tümüyle parti kaygıları temelli provokatif bir adım olarak değerlendirmek abartılı bir tespit olarak görülmemeli.

Irak'ta Mukteda Sadr ile başlayan yeni dönem

Mukteda Sadr’ın desteklediği Sairun Koalisyonu’nun 12 Mayıs’ta gerçekleşen seçimleri birinci parti olarak kazanarak Adil Abdulmehdi’nin Irak Başbakanı olmasının ardından 16 Ekim’de gerilen Erbil Bağdat ilişkilerinde gözle görülür bir iyileşme yaşanmaya başlamıştı.

Ilımlı bir kişiliğe sahip olan ve Maliki liderliğindeki Irak hükümetini, başına buyruk şekilde karar almak ve ülkedeki diğer siyasi grupları dışlamakla suçlayan Sadr, 25 Eylül’de Kürdistan’da gerçekleşen bağımsızlık referandumu’nun Bağdat’ın kötü yönetiminin bir sonucu olduğunu dile getirerek, “Referandumun ertelenmesini umut ediyorduk. Kürtlerle beraber yaşamaya devam etmeyi çok istiyorduk, fakat Bağdat hükümetlerinin dev gibi büyüyen sorunları yüzünden Kürtler bağımsızlığı seçti” ifadelerini kullanmıştı.

Kerkük’ün Irak kontrolüne geçmesinin ardından Sadr, kendisine bağlı olan Seraya es-Selam grubuna, Haşdi Şabi güçleri ile Irak Ordusu’na karşı Kerkük’te sivilleri korumak ve güvenliği artırmak amacıyla şehre yönelmeleri için talimat verdi.

Seçimlerin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ben Mukteda, aklen Şii'yim, iyi niyetli bir Sünni'yim, güzel kokulu Hristiyan'ım, ilkeli bir Sabi'yim, parlak bir Kürt'üm, ricacı bir Türkmen'im, fani bir Keldani'yim ve fedakar bir Şabek'im. Benden ölüm ve düşmanları geri getirecek hiçbir mezhepçilik beklemeyin. Bunun aksine, kapsayıcı bir Irak ittifakına doğru gidiyoruz” ifadesiyle Irak’ta barışçıl ve nisbeten demokratik bir ortam için mücadele edeceğinin sinyallerini vermişti.

22 Mayıs’ta Kürdistan Demokrat Partisi’nden üst düzey bir heyet Bağdat’ta Irak genel seçimlerinin galibi Mukteda es-Sadr’ı ziyaret etti. El-Sadr, grubu tarafından ziyaret ile alakalı yayınlanan bildiride “Yeni aşmadaki hükümet, Kürt yönetimi ile var olan bütün sorunlara bir çözüm bulunacak” ifadelerine yer verildi ve Erbil ile Bağdat arasındaki tüm sorunların diyalog yoluyla çözüleceği dile getirildi.

Erbil ile Bağdat arasında buzları eriten diyalog süreci

2018 Kasım ayında Bağdat’a bir dizi resmi temasta bulunan başkan Mesud Barzani, görüşmelerin ardından Necef’e geçerek Mukteda Sadr ile bir araya geldi.

Başkan Barzani’nin ziyaretini “tarihi öneme sahip” olarak tanımlayan Sadr, “Geçmişte yaşanan hataların engellenmesi ve yeni hükümetin inşası açısından da olumlu görüyoruz” ifadelerini kullanırken, taraflar Erbil-Bağdat ilişkileri açısından yeni bir fırsatın doğduğunu, karşılıklı güven temelinde sorunların çözülmesine katkı sağlanması gerektiğini ifade ettiler.

Mesud Barzani liderliğindeği KDP ile Bağdat ciddi bir diyalog süreci başlatmış ve bu görüşmeler kapsamında Peşmerge güçlerinin ve Kürt partilerinin Kerkük’e dönmeleri konusunda ilerleme sağlanmıştı.

Seçimlerden birinci olarak çıkan koalisyondaki tartışılmaz etkisiyle Bağdat'ın politikasına yön vermesi tartışılmayan Sadr’ın pozitif yaklaşımına, Mesud Barzani’nin ılımlı ve barışçıl yaklaşımı denk geldiğinden Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların diyalog esaslı çözümü yolunda adımlar atılmaya başlanmıştı.

YNK, KDP'nin Kerkük'e geri dönecek olmasından rahatsız

Bağdat, Kerkük’te bulunan Haşdi Şabi güçlerinin Peşmerge güçleri ile yer değiştirmesi ve şehrin güvenliğini KDP ve YNK’li Peşmergeler ile Irak güvenlik güçlerinin ortak bir şekilde sağlaması konusunda Kürtlere taahhütte bulundu. Kürt partileri binalarında Kurdistan bayrağını dalgalandırabilecek ve tüm bunlar ABD’nin denetimi altında gerçekleşecekti.

2019'un ilk günlerinde yaşanan bu gelişmeler YNK için olumsuz bir tablo çizmekteydi. Kerkük ihanetinin yükünü sırtında taşımak zorunda kalan YNK, KDP’nin Bağdat ile geliştirdiği olumlu diyalog süreci ile Kerkük’teki prestij ve gücünün daha da sınırlanabileceğinin farkındaydı.

Bu nedenle, KDP’nin Kerkük konusunda Kürtler lehine kazanımlarını gölgelemek amacıyla kendi binalarında Kurdistan bayrağını dalgalandırarak, zaten kısa bir süre içerisinde gerçekleşecek bir gelişmeyi kendi hanesine yazdırarak nemalanmayı tercih etti.

Bu girişimin bir diğer boyutu da kamuoyunun hazırlanması için kademeli olarak gerçekleşecek bir olayı vaktinden önce gerçekleştirerek tansiyonu artırmak, bu suretle Bağdat hükümeti üzerinde mezhepçi ve milliyetçi baskı oluşturarak KDP’nin şehre geri dönmesini engelleyecek gergin bir ortam hazırlamaktı.

Kerkük'ün Haşdi Şabi güçleriyle Irak Ordusu'nun kontrolüne geçmesi ve KDP’nin Kerkük’teki ofislerini kapatması üzerine Kerkük’te meydan YNK’ye kaldı. KDP’nin geri dönecek olması, YNK'li kliğin ihanetteki rolü nedeniyle Kerkük’lülerin büyük tepkisini çeken şehirdeki etkinliğinin ve gücünün daha da sınırlanması anlamına geliyor ki YNK’nin böyle bir gelişmeye tahammül etmeyeceği herkesin malumu.

Goran Hareketi’nin ayrılışı ile gücünün yarısını kaybeden YNK, Kerkük’ün Irak'a teslim edilmesi sürecindeki rolünün ardından ikinci bir güç kaybına uğramıştı. Son seçimlerde KDP’nin çok gerisinde kalan YNK buna rağmen politik oyunlar ve Şii ve Türkmenlerle kurduğu taktiksel ittifaklarla KDP’ye karşı kazanımlar elde etme gayretindeydi.

Arap ve Türkmenlerle kurdukları kanunsuz ittifağa rağmen Rebwar Talabani’yi görevinden almayı başaramayan, Kerkük il Meclisi’nde kendilerine yakın ismi başkanlığa seçtirtemeyen YNK bu girişimin ardından Kurdistan bayrağını göndere çekerek Kürt halkı nezdinde oluşan olumsuz algıyı değiştirme, KDP’nin şehre geri dönme sürecini baltalama, Bağdat ile Erbil arasındaki diyalog sürecini sabote etme çabası içerisine girdi.

YNK’nin Kurdistan bayrağını göndere çekmesinin ikinci hamlesi, YNK'li klik ile işbirliği içindeki Kerkük valiliğini vekaleten yürüten Rakan Cuburi’nin Bağdat’tan kente daha fazla silahlı güç göndermesi talebiydi. Bu suretle Peşmerge’nin şehre geri dönme süreci de sekteye uğratılmış olacaktı.

Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Başbakan Adil Abdulmehdi gerginliği artıracak adımlar yerine, mahkemeye başvurdu ve YNK'ye bayrakları indirmesi için süre verdi. O sürenin dolduğu bugün YNK, Teşkilat ve politbüro binalarında asılı olan bayrakların dışında kalan bayrakları gönderden indirdi.

Bağdat ile Erbil arasındaki diyalog sürecini bozmayı hedefleyen YNK içindeki klik, bu girişimiyle sonuç alamadığı taktirde, önümüzdeki günlerde farklı girişimleri uygulama alanına sokmaktan çekinmeyecektir. YNK için Kurdistan, kontrolü altında bulunan bölgelerden ibarettir ve buralardaki hakimiyeti ve menfaatleri, Kürt halkının genel kazanımlarından çok daha önemli ve hayatidir. Ancak tüm bu girişimler, “takke düştü kel göründü” misali YNK'li kliğin Kürtlerin çıkarına hizmet etmeyen zihniyetinin görünürlüğünü gizleyemeyecektir.

Nerina Azad / Dilovan Kurtay
Bu haber toplam: 12425 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:16:45:51
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x