Rebwar Talabani: Kerkük, Kürtler için hiçbir özgürlüğün kalmadığı bir kışlaya dönüştü
Kürdistan Bölgesi Başbakanı Danışmanı Rebwar Talabani, Kerkük’te Araplaştırma sürecinin 16 Ekim 2017’den sonra iki-üç kat arttığını belirterek, kentin “anayasa dışı” şekilde yönetildiğini ve Kürtlerin birlik içinde hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Danışmanı Rebwar Talabani, Kerkük ve Kürdistan Bölgesi idaresi dışındaki Kürdistani bölgelerde durumunu pek de iyi olmadığını söyledi. Talabani, 140. maddeye dikkat çekerek, “Bu maddenin uygulanmasını beklememeliyiz, çünkü Irak hükümeti buna inanmıyor, hatta fırsat bulsa geri alacak” dedi.
12 Eylül 2025 Perşembe günü Rûdaw TV’de konuşan Kurdistan Bölgesi Başbakanı Danışmanı Rebwar Talabani, 16 Ekim 2017 olaylarından sonra Kerkük ve söz konusu bölgelerin statüsünü “yasadışı, anayasaya aykırı” bir şekilde yönetildiğini söyledi.
“Araplaştırma iki-üç kat arttı”
Talabani, 2003 yılından önce 200 binden fazla Arap aşiret ve kabile mensubunun Kerkük’e göç ettirildiğini hatırlatarak, “16 Ekim olaylarından sonra bu sayı iki-üç kat artırıldı. Kerkük, Kürtler için hiçbir özgürlüğün kalmadığı bir kışlaya dönüştü” dedi.
Talabani, Kürdistani bölgelerinin Araplaştırılma sürecine değinerek, “Süreç 1921’de başladı, ancak asıl yoğunluk 1992-1997 yılları arasında yaşandı. 38’den fazla Arap aşireti Kerkük’e sığındı, daha sonra Havice ve çevresini işgal ettiler” diye konuştu.
16 Ekim 2017’de Irak ordusu ve Haşdi Şabi’nin Kerkük’e saldırdığını hatırlatan Talabani, bu olay sonrası Kürdistanlı siyasi güçlerin bir kısmının şehirde kalmadığını belirterek, “Bu tarihten sonra Araplaştırma iki-üç kat arttı. Kerkük’te Baas Partisi’nin 35 yıllık iktidarına eşdeğer bir mahalle oluşturuldu ve Araplar oraya yerleştirildi” ifadelerini kullandı.
Talabani, Kerkük’ün bugünkü durumunu “tehlikeli” olarak nitelendirerek, “Anayasal ve yasal bir tutum alınması gerekiyor. Şimdi şehrin yerli halkı misafir, yabancı halk ise ev sahibi gibi” dedi.
“Kürtlerin birliği temel şart”
Araplaştırma süreciyle mücadeleye ilişkin çözüm önerilerini paylaşan Talabani, “İlk şey Kürtlerin birliği ve ortak tutumudur. Bu, anayasal bir durumdur ve bunun için 100 yıllık bir mücadele verildi. Kürt tarafları Kerkük’ü Kürdistan’a geri döndürme hedefinde kararlı olmalıdır” diye konuştu.
Siyasi taraflar arasındaki anlaşmazlıkların bu konuda birlik önünde engel olmaması gerektiğini vurgulayan Talabani, “Hepsi Bağdat’ta hükümete girmelidir, ancak şart şudur: Eğer anayasa uygulanmazsa Kürt, kendisine zulmeden hükümetin parçası olmayacaktır” dedi.
“140. madde uygulanmayacak”
Irak Anayasası’na göre 31 Aralık 2007’ye kadar uygulanması gereken 140. maddenin üç aşamadan oluştuğunu hatırlatan Talabani, “2007 sonuna kadar Kürdistani bölgelerinin sorunu çözülmeliydi. Çözülmediği zaman fiili durum gereği bu bölgeler Kürdistan’ın parçası olmalıydı” ifadelerini kullandı.
Kürt partiler ve Irak Parlamentosu’ndaki Kürt temsilcilerden anayasanın uygulanmaması karşısında en azından bir tutum sergilemelerini isteyen Talabani, “Kendilerine zulmeden hükümete bir daha meşruiyet vermemeliler” dedi.
Irak hükümetinin 140. maddeyi uygulamayacağını vurgulayan Talabani, “Onların düşünce ve stratejisinde 140. maddenin yeri yok. Buna hiç inanmıyorlar, hatta yapabilseler geri alırlar” diye konuştu.
Irak’taki Arap taraflarını “ırkçı” olarak nitelendiren Talabani, “Onlar çoğunluktadırlar ve federal ile parlamenter diktatörlük adı altında bir diktatörlük kurdular. Kürtlerin parlamentoda 63 üyesi var, ancak 140. maddeyle ilgili hiçbir kararı geçiremiyorlar. Çünkü karşılarında aynı stratejiyle Kürtlere karşı hareket eden 263’ten fazla üye var” şeklinde konuştu.
“Bağdat karşısında birlik”
Talabani, bu yıl 21 Ocak’ta Irak Parlamentosu’nda kabul edilen mülk ve evlerin gerçek sahiplerine iade edilmesi yasasına da değindi. Yasanın henüz uygulanmadığını hatırlatarak, “Irkçı Araplarla anlaşma için hiçbir fırsat yok, çünkü medeni bir niyetleri yok, işleri sadece işgal. Yani siyaset ve diplomasi onlarla işe yaramaz” ifadelerini kullandı.
Söz konusu yasanın uygulanması halinde Kerkük’te 140. madde sınırları içinde kalan 300 bin dönümden fazla arazinin gerçek sahiplerine, Kürt ve Türkmen çiftçilere geri verilmesi gerektiğini belirtti.
Talabani, Kürtlerin temel sorununun Arap toplumunun özellikle ırkçı kesimlerinin Kürtleri tanımaması olduğunu vurgulayarak, “Siyasi tarafların (Kürtlerin) birleşik olması, kendileri için ortak bir strateji belirlemeleri gerekiyor. Bu hükümete meşruiyet verilmemeli ve bir kez daha askeri güçle halkımız kendi mülk ve evlerinden çıkarılmamalı” şeklinde konuştu.
Mülklerin gerçek sahiplerine iade yasasının da uygulanmayacağı kanaatine olan Talabani, “Irak hükümeti anayasayı uygulamıyorsa yasa nasıl uygulansın? Devrim Komutanlık Konseyi’nin 1600-1700 kararından şimdiye kadar sadece sekizi iptal edildi ve onlar da uygulanmadı” dedi.
Son güncellenme: 16:20:44