Rusya’nın eski Lübnan Büyükelçisi: : Ya Anlaşma Ya Nükleer Savaş

Rusya’nın deneyimli diplomatı Aleksandr Zasypkin, el-Nahar gazetesine verdiği özel röportajda, Moskova’nın Ortadoğu’daki pozisyonunun son yıllardaki jeopolitik değişimlerden etkilenmediğini söyledi. “Rusya’nın bölgedeki politikası, müdahalelere karşı denge ve egemenlik ilkesine dayanıyor” diyen Zasypkin, Batı ile süren küresel çekişmenin yalnız Ukrayna cephesiyle sınırlı olmadığını, “uluslararası ilişkilerin geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktası” olduğunu vurguladı.

Gazze savaşı sonrası bölgedeki dengelerin yeniden tanımlandığını belirten Zasypkin, “İnsanlık ya anlaşma yollarını bulacak ya da nükleer savaşın eşiğine sürüklenecek” ifadelerini kullandı.

“Rusya’nın Rolü Değişmedi”

Rus diplomat Aleksandr Zasypkin, el-Nahar gazetesine verdiği özel röportajda, son iki yılda Ortadoğu’da yaşanan büyük jeopolitik dönüşümlere rağmen, Rusya’nın bölgedeki konumunun değişmediğini vurguladı.

“Ortadoğu’daki değişimler, Rusya’nın istikrar sağlayıcı ve meşru hakları destekleyen rolünü etkilemedi,” diyen Zasypkin, Moskova’nın temel ilkesinin “egemenlik ve müdahalesizlik” olduğunu belirtti.

Zasypkin’e göre, Rusya’nın politikası “tüm taraflarla dengeli ilişkiler kurma” anlayışına dayanıyor ve bu yaklaşım sadece Arap dünyasında değil, Asya, Afrika ve Latin Amerika’da da geçerli.

“Putin Dönemiyle Denge Yeniden Sağlandı”

Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrası Arap dünyasıyla ilişkilerin zayıfladığını hatırlatan Zasypkin, Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle bu dengenin yeniden kurulduğunu söyledi:

“Putin döneminde Rusya, yeniden uluslararası denge unsuru haline geldi. Libya’daki NATO operasyonu ve ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan müdahaleler, Moskova’nın dış politikasında kırılma yarattı. Bu gelişmeler Rusya’yı, devletlerin iç işlerine karışmama ilkesini daha kararlı biçimde savunmaya itti.”

“Suriye’de Müdahale Değil, Diyalog Arayışı”

Zasypkin, Suriye’deki Rus müdahalesinin sadece askeri değil, siyasi dengeyi korumaya yönelik olduğunu belirtti.

“Rusya, Suriye’nin birliğini ve egemenliğini korumayı temel aldı,” diyen eski büyükelçi, Moskova’nın her zaman ulusal diyalog ve siyasi çözüm çağrısı yaptığını vurguladı.

Esad rejiminin düşmesinin ardından da Rusya’nın yeni yönetimle “karşılıklı çıkar temelinde” ilişki kurduğunu aktardı.

“Batı’nın Arap Dünyasındaki Rolü Tahripkâr Oldu”

Zasypkin, ABD ve Avrupa ülkelerinin bölgeye müdahalelerinin istikrarsızlık yarattığını savundu.

“Batı, özellikle ABD, İngiltere ve Fransa, Arap ülkelerinin iç işlerine karıştı. Bu da Libya’da olduğu gibi devletlerin çökmesine yol açtı,” dedi.

Avrupa Birliği’nin ise “Rusya karşıtı politikalarına rağmen bölge üzerinde gerçek etkisi olmadığını” dile getirdi.

“Rusya Rekabet Değil Denge Peşinde”

Rusya’nın Arap dünyasında ABD ile rekabet etmek yerine, karşılıklı çıkar temelinde ilişkiler kurmayı hedeflediğini belirten Zasypkin, “Moskova, ortak ekonomik ve güvenlik çıkarlarına dayalı ilişkilerle Batı yaptırımlarının olumsuz etkilerini hafifletmeyi amaçlıyor” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Rusya’nın “Ortadoğu’da güvenlik mimarisi” kurma hedefinden vazgeçmediğini ve bu sürece “tüm bölgesel aktörlerin katılımının” gerekli olduğunu vurguladı.

“Küresel Çatışma Yeni Düzeni Belirleyecek”

Rus diplomat, Ukrayna savaşı üzerinden şekillenen Rusya-Batı çatışmasının, “geleceğin uluslararası sistemini belirleyeceğini” söyledi:

“Rusya ve Batı arasındaki mücadele, insanlığın kaderini belirleyecek. Ya karşılıklı anlayışla barışçıl bir sistem inşa edeceğiz ya da dünya nükleer felakete sürüklenecek,” uyarısında bulundu.

Zasypkin, Avrupa liderlerinin “Rus düşmanlığı (Rusofobi)” temelli politikalarının küresel gerilimi artırdığını da ifade etti.

“Çözüm Diyalogda ve Denge Siyasetinde”

Röportajının sonunda Zasypkin, Rusya’nın “yeni girişim arayışında olmadığını”, mevcut denge siyasetini sürdürmesinin yeterli olduğunu belirtti.

“Rusya’nın ana önceliği Avrasya ve Atlantik bölgesindeki istikrar. Ancak küresel diyalog olmadan hiçbir bölgesel istikrar sağlanamaz. Bu nedenle, insanlık ya çatışmaları çözmeyi başaracak ya da nükleer savaşın eşiğine gelecektir,” dedi.